Ankara’dan koalisyon kulisleri

 

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün haberine göre, HDP’liler, AKP ile neden koalisyon yapmayacaklarını şu üç gerekçeyle açıklıyor:

 

“Birincisi cumhurbaşkanı başta olmak üzere bizi ‘örgüt partisi’ şeklinde suçlayan faşizan dili dolayısıyla. Ağrı’daki provokasyon, Hakkâri’de bize karşı tutuklamalar AKP’nin niyetini gösteriyor. İkincisi bizim ilkelerimiz var. Biz yeni anayasaya ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz ama bu anayasanın özgürlükçü olmasını istiyoruz. AKP tek adam yönetimi istiyor. Üçüncüsü de bizim bileşenlerimiz var, biz sol, sosyalist, sosyal demokrat değerlerle ortak oluruz.”

 

Yüzde 10 barajını aşma mücadelesindeki HDP, AKP’deki oy düşüşünü gösteren anketler sonrası özellikle Ankara’daki dünyanın çok sayıda ülkesinin temsilcilerinin kapısını çaldıkları parti konumunda. Türkiye ile her zaman yakından ilgili çok sayıda ülkenin temsilcisi HDP’yi ziyaret ederek parti yöneticilerine seçim sonucuna ilişkin sorular yöneltiyor. HDP’ye en çok yöneltilen üç soru şöyle:

 

. Yüzde 10 barajını aşabiliyor musunuz?

 

. AKP başkanlık sistemine geçecek sayıyı yakalayabilecek mi?

 

. Barajı aşmanız durumunda koalisyon koşulları olursa AKP ile yapar mısınız? Yoksa kiminle ortak olmak istersiniz?

 

HDP yöneticileri yüzde 10 barajına ilişkin soruya, partinin barajı aşmanın eşiğinde olduğu, ilk kez HDP’ye asla oy vermeyeceğini söyleyen seçmende azalma yaşandığını, bunun da yansımasıyla çok büyük bir terslik olmaması durumunda yüzde 10’u biraz geçerek Meclis’e gireceklerini belirterek yanıt veriyor.

 

HDP’liler, AKP’nin başkanlık sistemini referandum yoluyla getirebilecek 330 sayısına asla ulaşamayacağını belirtirken, “Bizim barajı aşmamız halinde başkanlık hayal olacak. Başkanlık sistemini durdurmanın tek yolu da bizim barajı aşmamızdır. Biz barajı geçeceğiz AKP başkanlık sayısına yaklaşamayacak, hatta tek başına hükümet kuramayacak” görüşünü ifade ediyor. HDP’liler en kritik açıklamaları ise AKP ile bir koalisyon ortaklığı konusunda yapıyor. HDP’lilerin AKP ile koalisyon sorusuna yanıtları da şöyle: “Bir koalisyon durumunda tercih şansımız olması durumunda AKP’yi istemeyiz. Birincisi cumhurbaşkanı başta olmak üzere bizi ‘örgüt partisi’ şeklinde suçlayan faşizan dili dolayısıyla. Ağrı’daki provokasyon, Hakkâri’de bize karşı tutuklamalar AKP’nin niyetini gösteriyor. İkincisi bizim ilkelerimiz var. Biz yeni anayasaya ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz ama bu anayasanın özgürlükçü olmasını istiyoruz. AKP tek adam yönetimi istiyor. Üçüncüsü de bizim bileşenlerimiz var, biz sol, sosyalist, sosyal demokrat değerlerle ortak oluruz. Tercihimiz budur. Biz zaten AKP’yi geriletmeye, hatta yıkmaya geliyoruz. Dolayısıyla AKP ile koalisyon istemek kendimizle çelişmek olur.”

 

HDP’lilerin hem dış ülke temsilcileriyle görüşmelerinde hem de kendi içlerinde yaptıkları değerlendirmelerde, “en korkutucu hükümet seçeneği” de dile getiriliyor. En korkutucu seçeneğin, “AKP-MHP koalisyonu” olduğunu belirtiyorlar. MHP’nin uzun zamandır iktidara gelemediği için bu ortaklığı isteyeceği, AKP’nin ise yöneldiği otoriter politikalar için MHP’yi en iyi iktidar partneri olarak göreceği ifade ediliyor.

 

 

7 Haziran sonrası koalisyon tartışmalarında “AKP-CHP büyük koalisyonu” seçeneği de seslendirilmeye başlandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hedeflerinin AKP iktidarına ve 13 yıllık politikalarına son vermek olduğunu, CHP’nin iktidarının hedeflediklerini belirtirken, bu aşamada koalisyon seçenekleri üzerinde konuşmayı doğru bulmadıklarını söylüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili adayı Mehmet Bekaroğlu’nun, “AKP-CHP koalisyonu olabilir” sözleri en son medyaya yansıdı. Bekaroğlu, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Ben AKP ile koalisyon kurabileceğimizi söylemedim. Bana ‘AKP ile koalisyon kurar mısınız’ sorusu yöneltildi. Ben bu soruya, büyük partilerin çok büyük sorunları çözmek için işbirliği ve ortaklık yapabileceklerini, örneğin Almanya’da bunun yapıldığını söyledim. Ama koalisyon demedim. İşbirliğinden söz ettim. Bu da bir anayasa işbirliğidir. AKP ile ancak Türkiye’yi 100 yıl taşıyabilecek demokratik ve özgürlükçü bir anayasa için işbirliği yapabileceğimizi söyledim. Asla koalisyon kurabileceğimizi söylemedim. Söylemem çünkü partimizin hiçbir organında bugüne kadar 7 Haziran sonrasına ilişkin koalisyon konusu tek bir satır konuşulmadı” dedi.