Düşünün dağda ve şehirlerde yaşayan PKK’lı teröristler ve onun sözde elebaşları, “Türkiye’de mahallelerde etkinliğinizi artırın” gibisinden açıklamalar yaparak Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutuyor. Hem de birkaç kişiyle. Yani karşılarındaki koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni bile hiç sayarak.

– “Bu PKK teröristi (Mahalleleri ele geçirin) gibisinden talimatlar verirken, Türkiye’nin yetkili ve etkili organları ne yapıyor?.. Herhangi bir açıklama var mı?..”

Yok... Sadece taziye ziyareti ve şehit annelerinin ve babalarının acılarını paylaşma görüntüleri... Peki adama demezler mi:

– “PKK’lı Karayılan’ın yılan gibi sözlerine karşı hükümet neden bu kadar sessiz kalıyor?.. Açılımın esas temel taşı Karayılan’ın dilinin uzamasını kesmek değil midir?.. Yoksa bu haylaz adamın sesinin kesilmesini değil de... Daha çok konuşmasını desteklemek midir?..” Açılımın temel taşı asla taviz vermekle olmaz.

Asla siyasete Mehmetçiğin kanının karıştırılmasına müsaade etmek olmaz. Siyasete karıştıran kim mi?.. Tabii ki HDP. Üç askerimizin şehit olmasıyla ilgili olarak HDP bakın nasıl bir açıklama yapıyor:

– “Türk askerinin şehit edilmelerinin nedeni, Kars’ın Kağızman ilçesinde 23 Ekim tarihinde 3 PKK’lının öldürülmesiymiş.” Evet... Bunu, HDP, attığı Twitter’dan böyle duyuruyor. Adamlar hem Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutuyor... 

Hem de Güneydoğu bizden sorulur gibisinden hava atmaya çalışıyor. Neden?..

Çünkü açılım adı altında yapılan tüm hareketlerin sonu, Türk askerine dayanıyor da ondan. Mehmetçik, bu vatanın nasıl kurulduğunu ve nasıl korunduğunu en iyi bilen olduğu için, PKK’lı teröristlerin asıl hedefinin Mehmetçik olduğu ortaya çıkıyor. Bu, zaten yıllardan beri bilinen şey değil midir?..

Asıl üzüldüğümüz ise, bu PKK’lı katillerin 2001 yılında sıfırlandığı gerçeğini unutmamız oluyor. Yani Öcalan’ın Kenya’dan alınıp Türkiye’ye getirildiğinde yaptığı itiraflar ne çabuk unutuldu?.. Öcalan yakalandığında ilk konuştukları ve itiraf ettikleri bütün medyada yayınlanmıştı. Bunları tekrar yayınlamak lazım ki, herkes; geçmişteki Türkiye’nin duruşunu asla unutmasın: Asker ile Öcalan arasında geçen konuşmayı size tekrar aktarıyorum:

DEVLET GÖREVLİSİ: Abdullah Öcalan, memlekete hoş geldin. Nasılsın?

ABDULLAH ÖCALAN: (Şaşkın ve morali bozuk bir halde) Sağol, iyiyim.

DEVLET GÖREVLİSİ: Miden mi yanıyor?

ABDULLAH ÖCALAN: İyi.

DEVLET GÖREVLİSİ:Yani sağlıktan bir problemin yok? (Kafasıyla "Hayır" işareti yapıyor.) Ne var? Midende mi var? Ağrı, ekşime falan mı var? Yanma mı var? (Kafasını sağa sola sallayarak yüzünü ekşitiyor.) Tamam, gereken tedaviyi biz yaptırırız. Şimdi sana bazı şeyler sormak istiyorum. (Öcalan sürekli gözlerini kapatıyor.) Gözlerini kapatmana gerek yok. İstersen suyla silelim mi? Bant izleri rahatsız ediyorsa suyla silelim gözlerini, rahat etsin.

ABDULLAH ÖCALAN: (Kafasını sallayarak "Hayır" diyor.)

DEVLET GÖREVLİSİ: Sen şimdi bizim misafirimizsin. Rahat ol. Yani kendini öyle sıkıntıya sokma. İstediğin bir şey varsa...

ABDULLAH ÖCALAN: Ben ülkemi severim. Annem de Türk'tü.

DEVLET GÖREVLİSİ: Biraz daha yüksek sesle konuşabilir misin?

ABDULLAH ÖCALAN: Bir hizmet imkânım olursa yaparım. Onun dışında bana bir şey söylemeyin. Hizmet gerekirse yaparım.

DEVLET GÖREVLİSİ: Sorulara cevap verirsen, hizmet yapmış olursun. Yüzünü gözünü silelim eğer rahatsız oluyorsan.

ABDULLAH ÖCALAN: Türkiye'ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz, hizmet ederim. Bunları, halkın içinde konuşuyorum. Başka bir şey de konuşmam. Bir hizmet imkânım varsa, ben inanıyorum vardır, daha üst düzeydekilere de bildirirsek, ben hizmeti seve seve ederim. Ben hizmet edeceğim. Çok iyi edeceğim.

DEVLET GÖREVLİSİ: Şimdi bak kaydediyoruz, senin şeylerini.

ABDULLAH ÖCALAN: Yayınlayın. İşkence etmediniz, benim içimden geliyor. Ama ben gerçekten söylüyorum. Türkiye'yi seviyorum. Ve Türk halkını da

seviyorum. Onlar için iyi hizmet edeceğime inanıyorum. Fırsat verilirse yaparım.

DEVLET GÖREVLİSİ: Şimdi fırsat verilecek de. İstediklerin ne?

ABDULLAH ÖCALAN: Kendinizi yormayın, böyle şeylere gerek yok.

DEVLET GÖREVLİSİ: Yok zaten, bir emniyet tedbiri.

ABDULLAH ÖCALAN: Pek sevindiğim bir nokta var. Eğer dikkat edilirse aslında konuşulacak bir konu bu. Ama içime öyle doğuyor ki. Gerçekten iyi hizmetler yapacağıma inanıyorum. Şimdi buradan sormak lazım: Yahu ne değişti de bu çocuk katili adam birden Türkiye Cumhuriyeti üzerinden oyun oynamaya başladı?.. Ne değişti de Mehmetçiğin ölümlerine neden olan PKK katillerinin bu derece rahat olmaları serbestliğe dönüştü?.. Öyle değil mi?.. Ama gerçekler BOP üzerinde düğümleniyor.

Bu Amerikan tuzağına müsaade eden siyasiler, bugün Türkiye üzerinde oynanan oyunun farkında olmalılar. Eğer farkında olmazlarsa, emperyalistlerin tuzağına ve batağına daha da düşeceklerinin farkında olmalılar. Çünkü BOP sadece Türkiye’yi bölmeyecek... BOP, Türkleri; Anadolu’nun güneyinden tutun, Kuzey Anadolu, Orta ve Batı Anadolu’yu 30 - 40 sene içinde yok edecek ve sonlarını da Filistinliler gibi yapacak. Yani Batı Anadolu’ya sıkıştırarak yarı açık cezaevi görüntüsüyle Türklüğü bitirme planı yapacak. Bunlar neden görülmez?.. 

Sadece bu kadarla da değil. İsrail ağırlıklı bir politikanın Kuzey Irak ve Kuzey İran bölgelerinde yaşatılacağı... Güneyden kuzeye Anadolu yarılarak Ermenistan’a ulaşılacak... Orası da Büyük Ermenistan görüntüsüyle İsrail hükümeti birleştirici güç olacak. Böylelikle Anadolu üzerinde oynanan 100 yıllık oyun, 100 sene sonra tekrar masaya yatırılarak intikam alınmaya çalışılacak. 

Kime karşı?.. Atatürk’ün emperyalistleri Anadolu’da yenerek onları topraklarımızdan kovduğunuza karşı.

Peki, bugün bunu düşünen var mı?.. Hayır, yok. Olmadığı gibi, konuşmayı dahi beceremiyorlar. Beceremedikleri için, kalleşçe öldürülen şehitlerimizin annelerine bile bir şey diyemiyorlar... Neden?.. Açılım yapıyorlar da ondan.

1– PKK’lı teröristlerin silahlarını devlet olarak teslim alacaksın. Bunları Televizyonlardan yayınlayacaksın.

2– Kandil’e gidip, bütün inlerini ve mühimmatlarını yok edeceksin.

3– Türkiye üzerinde oynanan oyunların planlarını teslim alarak yok edeceksin.

4– Türk ordusuna karşı düşündükleri ve yapmak istedikleri mayınlama oyunlarının hepsini yok edeceksin.

5– PKK’nın bugüne kadar arkalarında hangi ülkelerin olduğunu sorarak tüm dünyaya açıklayacaksın.

6– Emperyalistlerin kirliği oyunlarını bozacaksın.

7– PKK’lı bebek katilinin de cezasını en ağır şekilde vereceksin.

8– Türkiye Cumhuriyeti’nin açılıma ihtiyacının olmadığını... Bilakis PKK’lı teröristlerin Türk devletiyle oyun oynanamayacağını açık şekilde göstererek, cezalarını çekmeleri için hepsini hapse tıkacaksın.

9– Kürdistan dümeniyle İsrail’in oyununu bozacaksın.

10– Amerikalıya da, “Sen binlerce kilometre uzaktan benim burnumun dibindeki (hatta sınırımdaki) gelişmelerden rahatsız olacaksın... Ama

ben rahatsız olmayacağım ve senden emir alacağım, öyle mi?..” diyerek fırçanı çekeceksin ve bağımsızlığını tüm dünyaya bir kez daha göstereceksin.

11– Amerikan politikalarının ülkemizde filizlenmesine müsaade etmeyeceksin.

12– Tarımda, sanayide ve ekonomide büyük güç olarak paranın değerini koruyup, ithalat cumhuriyetinden kurtulmanın yollarını arayacaksın. İşte o zaman sen, sen olursun.

a) Ama bunları yapamadığın (yapmadığın) müddetçe...

b) Öcalan’ın ilk demeçlerine yönelik ağırlıklı politikalar oluşturup PKK’yı Kandil’de bitirmediğin (bitiremediğin) müddekçe...

c) Şehitlerimizin ölümlerine bugün devam ettiğini görerek halâ “Açılımı engellemek isteyenler var” dediğin müddetçe... Bu ülke asla huzurlu olamaz. Ne olursa olsun, kim ne derse desin, Türk milliyetçiliği... Türk adaleti... Türk ordusu hareketlenmedikçe, bu ülkede ne bağımsızlık yaşanır... Ne de ülkede huzur olur. Şehit annelerine “Açılım yapıyoruz. Sabırlı olun” diyerek Mehmetçiğin kanını basit gibi görürseniz... Bu, dünyanın en büyük hatası olur. Bu

millet bunu haketmiyor beyler. Kendinize gelin artık.