Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

ADALETSİZLİK DİZ BOYU!

ADALETSİZLİK DİZ BOYU!

Orda bir köy var uzakta. 
O Köy Danamandıra köyü. 
O köyün halkı isyanda.
140 yıl önce kurulan o köyün hala tapusu yok. 
Köylünün başı hala ecrimisil belasından kurtulabilmiş değil. 
İSKİ arıtma tesisi yapıyor ama çalıştırmıyor. 
Herhalde süs için yapıldı o arıtma tesisi o köye. 
Güzelim Danamandıra köyünün ormanlık arazileri koca koca maden ocakları tarafından istila edilmiş durumda. 
Kim izin veriyor ormanlık alanın talan edilmesine? 
Tabii ki yukarıda Bakanlıkta masa başında oturan pek muhterem yetkililer. 
Masa başında oturan herif ne bilsin maden ocağının ormanın tam ortasına kurulacağını değil mi?! 
Bilmiyor ama burada ki vatandaşa, Muhtara, Belediye Başkanına, Kaymakama sormaya bile gerek duymuyor. 
Basıyor imzayı ve gidin ormanın içine edin diyor yukarıda ki pek muhterem yetkililer. 
Peki ya Danamandıra deresinden Terkoz gölüne karışan lağım pisliklerine ne demeli?
Terkoz Gölünün ana derelerinden biri olan Danamandıra deresinden içme suyuna karışan b.k’lardan, pisliklerden bizim yetkililerin var mıdır haberi? 
Vardır elbet…
Yoksa da şimdi oldu. 
Ancak  seçim zamanı köy meydanlarında nutuk atan bizim siyasetçilerimiz şimdi köylünün yüzüne bile bakmıyor maalesef.
Baksalardı şimdi köylü derdini biz basın mensuplarına anlatmazdı herhalde.  
Peki Danamandıra muhtarına ne demeli?
Ben böyle korkak muhtar görmedim kardeşim. 
Nerde Danamandıra köyünün eski muhtarı Emrullah Çakır beyefendi. 
Köylünün derdi için hiçbir şeyden hiç kimseden çekinmezdi eski muhtar. 
Ama göreve yeni seçilen muhtar öyle değil. 
Konuşmaktan korkuyor arkadaş. 
Köydeki vatandaş isyan ediyor ama muhtar konuşmaya çekiniyor hatta korkuyor. 
Köylünün derdini dinlemeye giden biz basın mensupları da doğal olarak , “ Sen niye muhtar oldun” diye soruyoruz kendisine. 
Ama muhtar da haklı. 
Sesini çıkartsa hemen mahkemelik oluyor. 
Tıpkı köy yoluna 5-6 tane set yaptırdı diye davalık olduğu gibi. 
Neymiş efendim köyün içinden geçen o yol, ana yolmuş.
Yasalara göre de ana yola set yapılamıyormuş. 
İyi de be kardeşim o anayol köyün tam ortasından geçiyor.
 
Ve o köyün tam ortasından vızır vızır maden ocaklarının kamyonları geçiyor. 
Kamyonların hızını kesmek ve olası bir kazanın önüne geçilmesi için o setlerin oraya konulması gayet iyi olmuş. 
Ama Karayolları yetkilileri yapamazsınız diyor. 
Peki o yolda bir kaza meydana gelse bunun hesabını kim verecek kardeşim? 
Ha birde unutmadan Kazım Çırpan amcaya iki göz odasına tadilat yaptığı için kesilen 6 bin tl ceza  mevzusu da var.
Ben hep demişimdir; “Bu ülkede köylü çivi bile çakamazken, zengin iş adamlarının inşaatlarında ki kaçak göcekleri görmüyor, görmezden geliyor bizim yetkililer” diye. 
Nitekim de Kazım amcayı dinleyince bir kez daha inandım bu konuda ki yaşanan adaletsizliğe. 
Peki ya 16 bin tl ecrimisil bedelini ödeyemem diye feryat eden Danamandıralı Ali Osman Işık amcanın derdine ne demeli? 
2014 yılında hala ecrimisil ve tapu sorununun çözülememiş olmasından ben utandım vallahi. 
Bizim yetkililerde utanıyor mudur acaba? 
Hiç sanmam. 
Eğer utanıyor olsalardı şimdiye kadar çoktan köylünün derdine derman olurlardı. 
Umarım bundan sonra köylünün sorunlarını çözüme kavuştururlar. 
Türkiye Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatük’ün, “ Köylü milletin efendisidir” sözü  ile köylünün şu an yaşadıklarını görünce, “ Köylü milletin efendiliğinden çıkmış, Köylü devletin sömürgesi altında” diyesim var.
Ama yine de bu kadar adaletsizliğe karşı bir nebze de olsa umudum var. 
Allah’tan umut kesilmez. 
Belki bizim yetkili büyüklerimizde insafa gelirde köylünün derdine derman olurlar. 

Kalın sağlıcakla…

 

    

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi