Sevim Güney

Sevim Güney

Ağzı olan konuşuyor

Ağzı olan konuşuyor

Kendi kendinize, bir çeşit doğum kontrol yöntemi olan spiral takabilir misiniz? 
Gülmeyin sakın, eğer yapamıyorsanız büyük günaha giriyorsunuz.
Soru şu;
“Spiral taktırmak caiz mi? Gusül abdestine engel teşkil eder mi?”
-Bir başka kadın olsa bile, tıbbi bir neden dışında , eşinden başkasının o bölgesine bakması haramdır. Bu kural, ebe için bile geçerlidir. Takma kararı, kesinlikle eşin iznine bağlı olmalıdır. Spirali, kişi kendisi takmalıdır, kendisi mümkün değilse eşi yapmalıdır. Bu da mümkün değilse, doktora gidilmelidir.(!)
Konunun içeriği hakkında, az çok fikir sahibi oldunuz. O halde, kaldığımız yerden devam ediyoruz. 
Muhterem, Hoca  efendiye sorulan sorular ve cevapları ile yani. 
***
“Bacak bacak üstüne atmanın, şeytanın çoğalmasına sebep olduğu söyleniyor. Bu bir hadiste geçiyor mu, yoksa uydurma mı?”
-Bacak bacak üstüne atma durumu, pozisyona göre değişir. Kadınların, göbek ile diz kapağı arası, kocaları dışında herkes için bakılması haram bölgedir. Bir kadının bu bölgesi, kendisi gibi bir kadına, hatta kız kardeşine bile haramdır.
“Hocam, günümüzde flört denilen illet  oldukça  yaygın.  Başı örtülülerin  bile çoğu bunu yapıyor. Ve tabii insan endişeleniyor. Evlenme zamanında flört eden biri, öpme, el tutma durumları bile yaşıyor. Hocam, bunu nasıl karşılamalıyız? Böyle birine ne denir? Bir de, evlenmeden önceki tanışmalarda, görüşmelerde karşıdaki kişiye, daha önce biriyle flört edip etmediğini sormak,  abes mi olur, normal mi?”
-Buna afet diyebilirsiniz. Bilhassa adı tesettür olan maskeyi kullananların bunu yapması, tam bir kıyamet alametidir. 
İşyeri için, kredi kullanması gereken bir şirket var. Krediyi almak için, islami bankacılık yapan kuruluşa başvuru yapmışlar. Mevzuatları müsait olmadığından, banka işverene kredi vermemiş.  150-200 kişiyi işten çıkarmamak adına, başka bir bankadan kredi almışlar. Hoca  efendiye, bu işin vebalini soruyorlar.
-Yeterli birikiminiz yoksa bu işe neden girdiniz? Bu bir hata. Tövbe ve  istiğfar edin, bir daha da yapmayın.
“Hocam, bayan kardeşimizin kocası vefat etti. Ancak, çalışması lazım.  Dini açıdan uygun mu?
-Kocası vefat eden bir kadının, dört ay evden ayrılmaması gerekir. Ancak, aç kalacak gibi bir özrü varsa evinden sadece o iş için çıkabilir.  
(Neden dört ay olduğunu anlamadım bu arada, araştıracağım bakalım, bende merak ediyorum)
“Hemşire olarak çalışıyorum. Ameliyathanede, başörtüsü değil ama bone takıyorum. Saçım görünmüyor. Üzerime, kısa kollu ameliyat önlüğü giyiyorum. İslami açıdan bu şekilde çalışmam uygun mudur? “
-Önemli olan, saçınızın ve bedeninizin görülmemesidir, diye cevap vermiş hocamız. 
 “Hanımların pantolon giymesi ve onun üzerine pardesü  giymesi uygun mudur?” 
-Kadınların, pantolon giymesi, eşlerinin yanında veya pantolon görülmeyecek şekilde olursa olur. Bunun dışında, kadının bedeninden bir bölümünün üzeri, elbise ile örtülü olsa bile şekli belli olduğundan, harama girer. 
“İslam da, kadının ev haricinde çalışması, maddi açıdan evin ihtiyaçlarını karşılaması caiz midir?”
-Müslüman kadının çalışması haram değildir. Haram olan, kadının kadınlık görevlerini aksatması ve haram ortamlarda çalışmasıdır. Haram ortamından kasıt ise; Erkeklerle bir arada çalışması veya haram olan bir işi icra etmesidir. Kadınlık görevini aksatması ise, doğurmayan bir kadın olması ya da eşinin, kadına olan ihtiyacını arttırması. Yoksa, eşi izin verdiği sürece çalışabilir.
“Ramazan ayında, lokanta çalıştırmak caiz midir? Kazanılan para haram mı?”
-Ramazan ayında oruç tutması gerekmeyen yolcu, çocuk, hasta gibi birine yemek yedirilebilir. Normal müslümana  yemek yedirmek ise caiz değildir.  Kazanılan para da, helal olmaz.
“Müslüman, hangi partiye oy vermeli?
“Oruçlu iken, eşim ile cinsel ilişkinin sınırı ne olmalı?”
Böyle devam edip gidiyor sorular…
***
Bakın, en enteresan sorulardan biri de buydu;
“Trafikteki bir tartışma sırasında, karşı tarafa biber gazı sıkmak, kul hakkına girer mi?”
-Plakasını bulabilirseniz, muhakkak bulup helalleşin. Yok, bulamayacaksanız eğer, onun için dua ederek  meseleyi  unutun.
(Milletin yediği gazları düşünürsek, vah vah! Kim kiminle helalleşecek?  Düşünmesi gerekenler düşünsün artık)
***
Son bir soru-cevap daha alalım ve bu konuyu burada sonlandıralım.  Bu kadar aydınlandığımız  yeterli değil mi?
“Hocam, Müslüman depresyona girer mi? 
(Ben çoktan depresyona girmiş durumdayım aslında ama hoca efendinin cevabını yazayım yine de.)
-Müslüman da bunalır, kafirde. Müslüman bunaldığında, çektiklerini ahirette bulacağı için, boşa bunalmış olmaz. Kafirin ise zaten bir dünyası  vardı, o da bunalımla geçince kökten zarar etmiş olur, fark budur.
Muhterem  hoca efendi;  Müslüman depresyona girer mi bilmem ama seni ciddiye alan müslüman,  depresyondan bir daha çıkar mı bilmem?
***
“Dünyada en korkunç  şey, bilgisizliğin hakim olmasıdır” GOETHE 
Sevgiyle kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sevim Güney Arşivi