Okuyucularım beni tanıyor, biliyor. Yaptığım çalışmalarda hiçbir karşılık beklemem. Kadıköy’de ilk kurduğumuz DİB (Doğa İle Barış) ile, derneğim DEÇED (Doğa Emanetçileri Çevre Eğitim Derneği) Türk Boğazlarını olası bir tanker kazasının İstanbul’a getireceği zararı önlemek için 20 yıldır. Haziranın 2. Pazar günü boğazı tankerlere kapatıyor, dünya devletlerine mesaj vermeye çalışıyoruz. Okullarda çevre eğitimleri veriyoruz. MMO (Makine Mühendisleri Odası)  Kentleşme, Yerel Yönetimler, Ulaşım ve Çevre Komisyonunda arkadaşlarımla bu konularda bilimsel çalışmalar yapıyoruz.

ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) Genel Merkezi Çevre Birimi ile tüm şubelerde Çevre çalışmaları yapıyoruz. Peki devletimiz ne yapıyor. İncecik dereleri borular içine alıp bir başka dereye götürüp HES (Hidro Elektrik Santralleri) yapıyor. Planda 2-3 bin tane var. Hepsi yapılsa kayıp kaçak miktarına yakın elektrik üretecek. O dereden su alan insanları, hayvanları, bitkileri düşünmeden. Nerede sulak alanlarımız var yok etmek için uğraşıyor. Daha önce de yazmıştım. 3. Hava Alanı. 3. Köprü İstanbul’u susuz bırakacak diye. O dereleri yok edilen köylüler tarım yapamıyor, hayvancılık yapamıyor şehirlere göçüyor. Su kaynakları azalırken nüfus hızla artıyor. Sonunu tahmin etmek zor değil. TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre, Türkiye'de birçok ilin nüfusu göç sebebiyle düşerken, İstanbul'un nüfusu her geçen gün biraz daha yükseliyor.

31 Aralık 2013 tarihi itibarıyla İstanbul'un nüfusu 14 milyon 160 bin 467'ye ulaşırken, İstanbul'da yaşayanlar arasında 736 bin 542 kişi ile birinci sırada Sivas’lılar, 548 bin 546 ile ikinci sırada Kastamonu’lular, 499 bin 782 ile Ordu’lular üçüncü sırada yer alıyor. İstanbul'da en az nüfusa sahip 8 bin 680 ile Burdur’lular birinci sırada, 9 bin 263 kişi ile Hakkari’liler ikinci sırada, 14 bin 281 ile Muğla’lılar 3 sırada yer alıyor. Derdimiz su sıkıntısı ile kalsa ne ala. Bir de yiyecek derdi var. İstanbul’un 1/100.000 ölçekli İl Çevre Düzeni planında olmayan, yapılmasıyla İstanbul’un kuzeyinde bulunan orman alanlarıyla su havzalarını yok edeceği bilinen ve söylenen İstanbul Boğazı’na yapılacak 3. Hava Alanı, 3. Köprünün İstanbul’a yapılacak en büyük kötülük olacağı hep söylendi.

TMMOB (Türkiye Mimarlar Mühendisler Odaları Birliği) bunları bilimsel verileri ile söyledikçe, hükümet tüm gelirlerini yok etti. Makine Mühendisleri Odasının yaptığı asansör kontrolleri, Kaldırma makinelerinin yıllık kontrolleri vs. nin yandaş firmalara verilmesi gibi. Bu aklı, bilgiyi ve bilimi dışlamak değil de nedir. 3. Hava Alanı, 3. Köprü inşaatı binlerce ağacı ve iki işçisini şimdiden yok etti. Başbakanın helikopterle havadan bakıp yerini belirlediği 3. Köprü ve benzeri projeler için ÇED (Çevre Etkisi Değerlendirme) raporlarının istenmesi, yeni bir yasa çıkarılarak yargı yolunun önü de kapatılıyor. Evet, Sevgili Okuyucular. Biz yukarda belirttiğim kuruluşlar bu konuda ciddi ciddi çalışıyoruz. Tüm STK’lar el ele verip mücadele etmeliyiz. Taksim Gezi Parkı güzel bir örnek oldu. Dedelerimizden aldığımız emaneti torunlarımızın da yaşayabileceği bir dünya için hep beraber çabalamalıyız. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.