Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Atatürkçü’m olur musun?

Atatürkçü’m olur musun?


Bir ara televizyonlarda boy boy “Gelinim olur musun? Gelin Kaynana Yan Yana…” gibi abuk sabuk yarışma programları yapılırdı. Sonra yerini izdivaçlara bıraktı. Acun’un da “Var mısın yok musun?”u çok tuttu. Bir dönemin “BBG”’si, “Kim 500 Bin ister”i, “Teklif ediyorum, benimle evlenir misin?”i de popülaritesini yitirdi. Televizyonlara çok atraksiyonlu yeni bir yarışma lazımdı, buldum, teklif ediyorum.
“Atatürkçü’m olur musun?” 
Harmanla arkadaş yukarıda saydığım yarışmaların formatlarından parça parça, sür piyasaya… İzlenme rekorları kırmazsa ben bu işi bilmiyorum. 
- “Acuuunnn ben, ımm ben hissediyorum Karakaş daha Atatürkçü”
- “Siz ne hissediyorsunuz sayın Tuğlu?”
- “Acun beyciğim şimdi, bizim başkanımızın kutusuna bakınca o daha Atatürkçü gibi hissediyorum ben”
Atatürkçülük meselesi memleketin her yerinde olduğu gibi Silivri’de de siyasetin bir numaralı malzemesi… Her daim siyaset sıkışınca biri çıkar olmadık yerde durduk yere “Ben Atatürkçüyüm” diye laf atar ortaya… Bunu duyan muhalif sazan gibi atlar, “Hayır efendim o bizden daha Atatürkçü olabilir mi hiç. Mümkünü yok ben daha Atatürkçüyüm” der ve ortalık alevlenir. Sonra gazeteciler merak eder ama sorarsalar alacakları cevabı bilirler. 
- Efendim ama siz İstiklal Marşı’nı yarıda kestirtmiştiniz.
- Atatürkçüyüz canım benim. 
- Yahu siyasetçi, siz rejimi yıkmakla suçlanıp yargılanmıştınız?
- Canım orasını karıştırma şimdi. Atatürkçüyüm ben Atatürkçü… 
- E ama siz devlete millete değil, zimmete hizmet etmiştiniz?
- Ah be tatlım, unuttun mu çok Atatürkçüyüz biz. 
- Şekerim sizin parti birkaç kez kapatılmadı mı?
- Sen bakma onlara cancaaaazım en çok biz Atatürkçüyüz…
Böyle işte… Soramazsınız… Alacağınız cevaplar sinir bozucu ölçüde pişkinlik kaynar, bilirsiniz. Susar, sormazsınız. Bildiğiniz bir şey vardır –ki, Atatürkçülüğü dilinden düşürmeyen siyasetçilerimizin büyük bölümü, hızlandırılmış Atatürkçülük kursu mezunu gibidir. Sok yarışmaya yukarıda da dediğim gibi, dökülsün her biri...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi