Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

AZRAİLİN MESKENİ “BOŞ CÜZDANLAR”

AZRAİLİN MESKENİ “BOŞ CÜZDANLAR”


Son zamanlarda ülke gündemine oturan intihar vakalarındaki artış sebebinin yegane nedeni maalesef”parasızlık” oldu.
Geçim sıkıntısı yüzünden dağılan aile bireylerinden biri,artık tek çareyi intiharda aramakta.Haber bültenlerinde hemen hemen her akşam mutlaka iki intihar vakasına rastlıyor,aile dramlarının,yaşam savaşlarının iç nedenini bilemeden sadece izliyor ve üzülüyoruz. Şimdi bu yazıyı yazarken istatislikleri inceleyerek “işte şu kadar yüzdeyi buluyor bu oranlar”demiyeceğim,çünkü oldukça fazla olduğunun bilincindeyim..Dünyayı,ülkeyi geçtim,Silivri’de bile her hafta en az iki intihar vakasıyla karşılaşmaktayız.Ardında bir sürü soru işareti bırakan bu ölümlerin,en çok geride kalanlara acı verdiğini ve o acının hayatlarını olumsuz yönde etkilediğini biliyoruz.

Yaşam süresince inişler ve çıkışlarla dolu ömrümüzdeki bu süreçleri atlatabilmek sanırım bizim ülkemizde oldukça zorlaştı..Gelir düzeysizlikleri,eğitimsizlik ve sahipsizlik psikolojik dengeleri bozmakla kalmıyor,çoğunluğu istekli ölümlerle kucaklaştırıyor. Halkın psikologlara gitmesi gerekliliğini yine halk ayıp olarak nitelendiriyor, “ne diye gideceksin doktora,sen deli misin ki”cümleleriyle çaresiz bireyi sorunuyla tek başına bırakıyor.Kimi maddi imkansızlıktan,kimi eş eziyetinden,kimi de aile baskısından bu yola baş vuruyor.

Bu anlamsız ölümleri sonlandırabilmek için sorunların en dibine inmek gerekiyor..Sorunları doğuran etkenleri de mümkünse en kısa zamanda ortadan kaldırmak…
Geçen hafta kendini asarak hayata veda eden bayanın evindeydim…Neden ve niçin yaptı bilmiyoruz,nedenlerini de alıp yanına göçtü gitti.Olay yeri ana baba günüydü,işi olan olmayan herkes meraklı bakışlarla fuzuli kalabalıklar yaratmakla meşgulken,ben bir köşede dünyayla bağlarımı koparmıştım.Ne haber umrumdaydı o an,ne de o bayanın niçin canına kıydığını öğrenme merakı.Kapı önüne geldi tabut,kadın siyah bir poşet içinde tabuta yerleştirildi ve yarı açık olan fermuar sonuna kadar  çekildi..Geride kalanların sel oldu aktı gözyaşları,söyleyecekleri kelimeler boğazlarında tıkandı kaldı.İşte o an tırnak uçlarımdan,saç diplerime kadar içim acıdı. Dünya dertlerine dalmış bizleri düşündüm,koltuk davasına birbirini kıran siyasetçileri,ödediğim milyonlarca liralık faturaları,yersiz kırgınlıklarımı,öfkelerimi..O kapanan fermuarla birlikte aslında faklı anlamlar yüklemiştim hayata bakış açıma istemeden. Şu an yaşıyoruz,taaa ki o fermuar kapanana dek de yaşamaya devam edeceğiz..Gözlerimize çöken karanlığı hissettiğimiz an her şey için çok geç olacak.
Gelin şimdi bir daha düşünelim; cebi olmayan bir kefenle başlayacak yolculuk için midir bu cep doldurma savaşımız..?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi