Beni tanıyanlar gayet iyi bilirler. 

Ben bir haberin üzerine gitmeye başladıysam sonuçlandırmadan asla yarım bırakmam. 

Geçmişte bunun örnekleri çok var. 

Bu örnekleri şimdi buradan sıralamayacağım. 

Zaten beni takip eden okuyucularım hangi haberlerin nasıl sonuçlandığını gayet iyi bilirler.  

Ha bilmeyenler de bundan sonra öğrenecekler. 

Benim prensiplerimde bir işi yarım bırakmak yoktur. 

Ben bir işe başlamışsam mutlaka sonuca ulaşmalıdır ve ulaşmıştır da. 

Tabi bu çıkan sonuçlarda birilerinin kuyruğuna da basmışımdır. 

Hatta birilerinin arı kovanına çomak bile sokmuşumdur. 

Arı kovanına çomak sokma mevzusunu da bana okuyucularım yakıştırdı. 

Üniversite haberimizin ardından onlarca telefon aldım. 

Ve beni arayanların birçoğu, “Ne yaptın sen Fatoş hanım.  Resmen arı kovanına çomak soktunuz”  dediler. 

Beni arayanlar aslında doğru söylüyorlardı. 

Evet sizlerin tabirinizle ben birilerinin bal yediği arı kovanına çomak soktum. 

Üniversite haberi birilerini rahatsız etti. 

Rahatsızda olsunlar hani! 

Benim için onların rahatsız olması değil, orada eğitim görecek öğrencilerin can güvenliği önemli. 

İki gündür Silivri’de bu üniversite mevzusu konuşuluyor. 

Biz haberimizi yaptık ve yetkililer harekete geçti. 

Şimdi sıra muhatapların konuyla ilgili açıklamalarında. 

Bu arada haberin ardından birde üniversiteye iş yapan firmaların alacak verecek mevzuları ortaya çıktı. 

Üniversite inşaatında iş yapmış parasını alamamış insanlarda beni aramaya başladı. 

Alacak verecek mevzuları işverenle işçi arasında. 

O konu beni çokta ilgilendirmiyor aslında. 

Beni ilgilendiren binanın imar durumu, sağlıklı ve güvenli olup - olmadığı. 

Hele bir incelemeler yapılsın, muhataplar gerekli açıklamaları yapsınlar. 

Ondan sonra daha çok yazar, çizeriz bu üniversite konusunu. 

İki gündür gazetemizden okuduklarınız bu filmin sadece fragmanı. Asıl film muhatapları açıklama yaptıktan sonra başlayacak. 

Şimdilik bu kadar. 

Herkese iyi hafta sonları
Kalın sağlıcakla…