Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Beklenen yazı…!

Beklenen yazı…!

Günlerdir yolda beni gören tüm tanıdıklarım bana Fatoş  ülke gündemine ilişkin bir yazı yazmayacak mısın diye sorup duruyorlar…
Sizi kıracağıma kalemimi kırarım daha iyi dedim ve yazdım.
Şimdi bütün bu olayları baştan sona neden nasıl ne için ve neden şimdi diyerek gözden geçirelim bakalım.

Ak Parti hükümeti 2002 den bu güne kadar oylarını arttırarak tek başına iktidar oldu mu?  Oldu. Bu hükümet ülkemizde sağlık reformları yaptı mı yaptı mı? Yaptı.  Eğitim noktasında geçmiş dönemlere nazaran ilerledik mi?  İlerledik. Artık isteyen vatandaşımız istediği mesleğe sahip olabilecek alt yapıyı edinebilecek seviyede eğitim ve hizmet alabiliyor mu? Alabiliyor.  Devlet ülkenin en ücra köşesine bile vatandaşın hak ettiği hizmeti sunabiliyor mu? Sunabiliyor.  Yani müsbet yada menfi bu hükümet  12 yıldır bu ülkeye bir şekilde hizmet etmiştir.

Şimdi bir de muhalefeti değerlendirelim. Halk bizi neden tercih etmiyor diye şikayet etmekten başka ne yaptı muhalefet ? Türban yasasına karşı çıktılar türbanlı üye katılımlarını medyada boy boy fotoğraf vererek kutladılar. Milletvekili maaş artırımına karşı çıktılar yapılan maaş artırımına oy birliği ile karar verdiler. Teröre karşıyız dediler pkk tarafından kaçırılan milletvekilleri serbest bırakıldığında hepsi iyi çocuklar dedi.  Bunu diyen o Milletvekilini ihraç bile etmediler. Bırakın ihraç etmeyi soruşturma dahi açmadılar. Bireysel AİHM başvuru hakkına itiraz ettiler ama o itiraz hakkı sayesinde tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılmasından memnun kaldılar. Yani bu kadar az sayıdaki verilerle bile baktığımızda bu iktidar muhalefete bile hizmet etmiştir. 

Şimdi gelelim 17 Aralıktaki yolsuzluk operasyonuna iğrenç şantaj ve kaset saldırılarına… Operasyonun 14 aylık bir takip ve dinleme sonucu yapıldığı söyleniyor. Adama sorarlar arkadaş.  Madem böyle bir yolsuzluk var madem takip ediliyor madem bu işin içinde bakan çocukları var ünlü iş adamları var belediye başkanları var tamam da bu operasyonu vali bilmiyor emniyet müdürü bilmiyor bakanlar bilmiyor hükümet bilmiyor, peki düğmeye kim basıyor?  Bu operasyonun zamanlaması neden şimdi ? Neden seçimlere doğru neden Kılıçdaroğlu'nun  ABD büyükelçisi ile görüştüğü döneme denk geliyor?
Hani bu iktidar polis devletiydi ? hani devlet elden gidiyordu ? Polis devleti olan bir iktidar kendisine böyle bir operasyon yapacak kadar akılsız mıdır? Yada kendisine böyle bir operasyon yapılmasına müsaade edecek kadar basiretsiz midir? 

Bu olaylar bana göre gezi direnişinin bir başka versiyonudur.  Olayın en üzücü tarafı sağcı, solcu, milliyetçi, liberal, Kemalist, cumhuriyetçi, demokrat vs. her kesimden bireylerin bu operasyonu sırf iktidar düşecek ümidi ile savunmalarıdır. Arkadaş sizler hani kendi ideolojinizden vazgeçmezdiniz? Hani imamın ordusuydu bu hükümet? Ne oldu ideallerinize? Uyanın ey millet toplum mühendisleri iş başında.  Türkiye dünyanın sayılı ekonomilerinden biri haline geldi ve giderek büyüyor. Ülkemize sirayet etmek isteyen bu tür oluşumların değil kendi ideolojinizin savunucusu olun. 

Yolsuzluk davasına gelince, evet bir iddia var tutuklu ve tutuksuz yargılama süreci devam ediyor. Bu dava bittiğinde hepimiz göreceğiz suçlu kim ise mutlaka cezasını çekmeli hesabını vermelidir ve verecektir. Fakat bu dava üzerinden ülkemizin geleceğini inşa etmek isteyen dış güçlerin yönetimindeki oluşumları desteklemek yanlış olmuyor mu ? Yargının siyasallaştığını iddia ederek muhalefet eden zihniyet yargı üzerinden siyaset yapması biraz  tuhaf olmuyor mu ? Velhasıl bu konu ile alakalı yazılacak ve konuşulacak çok şey var.  Ancak şu anki yazım bir A-4 ü geçti.  Patronum beni kesmeden ben bu yazıyı burada kesmek zorundayım. 
Şimdilik diyeceklerim bu kadar kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi