Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

Bırakın Sakarya Savaşı’nı

Bırakın Sakarya Savaşı’nı

 Bırakın Sakarya Savaşı’nı, Muhalefet Olarak Alanlara Bile Çıkmıyorsunuz!..

 

 

BİZİM muhalefet parti(leri)miz her gün atıp tutuyor. Sadece yaptıkları iş, mikrofonu eline alıp caka satmak. Bundan da öteye gidemezler zaten. Ne bir alan projeleri var... Ne birliktelik mesajları var... Ne de başka bir şey... Takındıkları tek şey, “Atatürk ilke ve inkılaplarının koruyucusuyuz” dümeniyle ortalıkta hava atıp tutmak.

Ana muhalefet, “Biz Atatürk’ün partisiyiz ve laik parlamenter sistemi savunuyoruz” diyerek Cumhuriyetin bekçileri olduğunu sürekli vurguluyor. Diyor da diyor. Sanki ülke güllük - gülistanlıkmış gibisinden yaşantılarının bozulmadığını iddia edercesine burunlarını dışarı dahi çıkarmıyor.

Peki halk da muhalefete muhalefet olarak size şu soruları hiç sormayacak mı?:

1– Okulllardan andımızın kaldırılması önemli değil miydi?..

2– Atatürk heykellerine saldırılar size bir şey anlatmıyor muydu?..

3– Din dersleri, daha da ileri götürülerek... İmam hatip okulu adıyla ağırlıklı olarak Milli Eğitim’in değişkenliğe uğratılması sizi hiç mi düşündürmüyor?..

4– Harf devrimini yıkma eğilimine girişilmesi, sizi hiç mi ilgilendirmiyor?..

5– Taksici esnafın ve vatandaşların arabalarına yapıştırdıkları Atatürk resimlerinin çıkarılması için zorlayanları hiç mi görmediniz?..

6– Ekmeleddin’in aday olarak gösterilmemesi için kendini yırtan ve sinir küpü olan vatandaşların çektiği ızdırabı hiç mi duymadınız?..

7–Yerel seçimlerde yapılan siyasi büyük savaşım size bir şey ifade etmedi mi?..

8–Askerlerin kumpasla içeri atıldığında yapacağın bu savaş hiç mi aklına gelmedi?..

9–Diyarbakır Dağkapı Meydanı’ndaki Atatürk heykeli kaldırılırken siz(ler) neredesiniz?..

10–Çatı adayı dediniz, halkı ezip geçtiniz. Peki şimdi ne yapacaksınız?..

Biz söyleyelim: Hiçbir şey yapmayacaksınız. Hatta yapamayacaksınız.

Neden mi?..

Çünkü içinizden mutlaka şunu düşünüyorsunuzdur:

“Yahu neden ben hep öne çıkayım ki?.. Muhalefet partisi olarak iki tane gözüküyoruz. Ama siyaset gereği farklı kulvarlardayız. Onun için her şeyi üstlenip ortaya çıkmak biraz saçma olur herhalde...”

Evet...

Farklı kulvarlardasınız, ama Köşk adaylığı için nasıl da bir araya geldiniz...

Peki şimdi neden bir araya gelmiyorsunuz?..

Sizi engelleyen bir şey mi var?..

Aslında sizi engelleyen kimse yok. Sizi engelleyen şeyin, sadece siz olduğunuzu bilmelisiniz. Çünkü halâ koltuk hırsı ve “Meclis’te sandalye farklılığı bende olsun” hayali ve hırsının peşindesiniz.

Halâ milletin ne dediğine kulaklarınızı tıkamış duruyorsunuz.

Millet size sürekli mesaj yolluyor. Ama sizler asla bu mesajlara bakmıyorsunuz bile. Aklınız fikriniz parti bünyesinde alınan kararlarda. Sizlerin yanında, milletin kararı ve düşüncelerinin hiçbir önemi yok.

 

MHP’Lİ ÖZTÜRK, “VATAN TEHLİKEYE GİRERSE SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ VERMEYE HAZIRIZ” DİYOR...

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, bazı değerlendirmelerde bulunmuştu. Bu değerlendirmelerinin sonuncusunu Kahramanmaraş’ta partisinin il kongresinde yapmıştı. Tabii ateşli konuşmalarındaki satır aralarında oldukça çarpıcı konuşması da vardı. Bunlardan en önemlisi ise şuydu:

“Eğer vatan tehlikeye düşerse, eğer yeniden sınırları çizmek gibi bir adım atarsanız ant olsun ki, hep birlikte yeniden bir Sakarya Meydan Muharebesi vermeye hazırız.”

a) Sanki sınırlardan karakollar kaldırılmamış gibi.

b) Sanki teröristler sınırımızda değil de, Amerikan sınırlarındaymış gibi.

c) Sanki PKK’lı terörist gruplar ülkemizde değil de, Kuzey Irak’ta sıkıştırılmış gibi.

d) Sanki Kandil ortadan kaldırılmış da, Apo güç kaybetmiş gibi.

e) Sanki Cizre’deki olaylar hiç olmamış gibi.

f) Sanki asgari ücretililer 500 TL. zam almış da, siyasilere “Aman hareket etmeyin. Biz halimizden memnunuz” demişler gibi...

g) Sanki PKK’lı teröristler yol kesmemiş ve kimlik kontrolü yapmıyorlarmış gibi...

Yahu vekilim, yukarıda sıraladığım 10 madde ile üstte sıraladığım birkaç soru sizce “Sakarya Meydan Muharebesi” yapmanız için nedenleri oluşturmuyor mu?..

Sayın vekilim, bu ifadenizi görsel ve yazılı basınla paylaştığınız kadar, meydanlarda halkla canlı canlı paylaşsanız olmaz mı?..

Bunu yapmanızı engelleyenler mi var?..

Bildiğim kadarıyla yok. Ama sizi engelleyen sanki bir şey varmış gibi, kuru sıkı atıp tutuyorsunuz.

 

SALI GÜNLERİNİ İPTAL ETMEK LAZIM... ANCAK O ZAMAN HALKA GİDERSİNİZ...

 

İlk başta şunu söylemek istiyoruz:

1) Neden bir tek salı günleri Meclis’te konuşma yaparak milletten kaçıyorsunuz?..

2)Genel seçime 5 ay kalmışken neden hareketlenmiyorsunuz?..

3) CHPve MHPolarak neden bir tek bünyede birleşmiyorsunuz?..

4) Köşk adaylığı arifesinde “çatı adayı” dümeniyle milleti kandırarak önlerine hiç bilinmeyen bir kişiyi çıkardığınızda bu günleri hesaplayamadınız mı?..

5) Bugün halâ ortalıkta bir şey yokmuş gibi hareket ederek halkı kandıracağınızı mı sandınız?..

6) Sizler atıp tutarken, Davutoğlu; herhangi bir şehri veya ilçeyi ziyaret edişinde o bölgeyi adeta miting alanına çeviriyor. Bunu hiç mi görmüyorsunuz?..

7) İl ve ilçe başkanlarını halk ne kadar tanıyor?..

8) Bir tek MHP’ye değil itirazımız. CHP’ye de aynı soruları sorarak neden sessiz kaldıklarını anlatmaya çalışıyoruz.

9) Siyaset yapayım deyip muharebe ciddiyetine kadar uzanırken, “Çok geç kalmadınız mı?” diye sormamız gerekmiyor mu?..

10) Sayın vekilim, siz önce muharebeyi kendi içinizde yapmalısınız. İlk başta şu gereksiz olan “Meclis’teki salı günleri toplantınızı” hemen yok etmelisiniz. Ve halka gitmelisiniz. Halk sizden dev mitingler bekliyor. Halk sizden doyurucu muhalefet bekliyor. Halk sizden bireysel MHPveya CHP vekilliğinin artmasını değil... Aksine halk, sizden birleşmenizi, milli hükümetin derhal acilen oluşturmanızı ve oyların bölünmemesi ve bir çatı altında 4 yıllık bir duruşun sağlam temellerini devam ettirmenizi istiyor.

Yoksa, sadece partisel düşünerek kendinize çalışırsanız, ortada ne MHPkalır, ne de CHP. Şu anda durum onu gösteriyor. Onun için bir araya gelmelisiniz.

Çatı adayı hatasını kabul ederek halka güven vermelisiniz. Çatı adayının zıttını gerçekleştirerek birleşmelisiniz. Hiç olmayacak ve hiç akla gelmeyecek şeyi başarmalısınız. Türk’ün gururunu ve gücünü test edenlere karşı siyasi gücünüzü göstermelisiniz.

 

KILIÇDAROĞLU’NA PERİNÇEK BİRLEŞME MESAJI GÖNDERİYOR... AMA TIK YOK...

 

İster beğenin - ister beğenmeyin, ama en büyük cesaret ve adım İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’ten geldi. Perinçek, Kırklareli ziyaretinde Kılıçdaroğlu’na şu tarihi çağrıyı yaptı:

“24 saat içinde birleşmeye hazırız. Kılıçdaroğlu'na buradan çağrı yapıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, altı okta, cumhuriyetçilikte, milliyetçilikte, halkçılıkta, devletçilikte, laiklikte ve devrimcilikte birleşelim. Ricciardone ile otelin arka odalarında birleşmeyelim. Oraya hiç birimizin yüreği sığmaz, ciğeri sığmaz, bilinci sığmaz. Açık bir birleşme çağrısı yapıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bayrağındaki altı okta, o programda birleşelim. Telefonla Sayın Klılıçdaroğlu ve arkadaşlarını ikna etmenizi öneriyorum. Hemen yarın buradan Ankara'ya giderek Atatürk Heykeli önünde birleşmeyi ilan etmeye hazırız. Arzu ediyorsa Kırklareli'de Atatürk heykeli önünde birleştiğimizi ilan ederiz.”

Ama nedense Kılıçdaroğlu, Perinçek’e tek bir cevap dahi vermedi. Sanki karşısında düşman var. Diyelim parti çatışması yaşanıyor, evet ama herkes Atatürk’te birleşmek isterken, CHP neden Atatürk’te birleşmiyor?..

Ayrıca, “Biz 1930’ların CHP’si değiliz” diyen Kılıçdaroğlu, o yıllarda Atatürk’ün yaşadığını ve ona karşı eleştiri yaptığının farkında değil mi?

Buradan açıkça şunu söylemek istiyoruz:

Ne CHP, ne MHP, ne de Meclis dışında kalan diğer partiler... Asla Atatürk düşüncesiyle bir araya gelmezler. Yani Atatürk ilke ve inkılaplarını devam ettirmek için halka giderler... Ama gitseler bile bunu asla yapmazlar. Çünkü damarlarında sandalye aşkı var. Damarlarında sandalye aşkı var ama, o sandalyeyi kazanabilmek için harıl harıl çalışmanın azmi yok.

İşte o azmi halktan almanın şu anda tam zamanı ve yeri iken... Halâ “Geçmişte sen şunu yaptın”... Yok efendim, “Sen bana bu suçlamayı yapamazsın, esas yanlış yapan sensin” diyerek sürekli kendini üstte görme merakı işte Türk siyasetini bu noktaya getiriverdi.

Açıkçası hiçbir parti şu anda sağlam bir siyaset yapmıyor. Üretilen politikaların zemininde, “halka gitmenin inceliğini kavrabilmiş” bir parti henüz yok. Sadece görsel basının çok amaçlı yayınlarından yararlanarak halka ulaşmanın gayreti içindeler.

Evet, bu böyle olabilir. Ama asıl olan mitingler değil midir?..

Asıl olan, halkın gücünü yine halka hatırlatarak oyların baskıcı politikasını diğer partilere anımsatabilmek değil midir?..

Kısaca ne olursa olsun, bizim muhalefetimiz yine Ekmeleddin gibi yol kazası yapacak ve gerisin geriye dönecek. Çünkü bugünkü gidişat aynen bunu gösteriyor. Genel seçim yaklaştıkça parti içi kavgalar daha da ateşleniyor. Bu iktidar partisi için de, muhalefet için de aynı devam ediyor.

Ama şu unutuluyor:

“Bu ülke kolay kurulmadı beyler. Çok şehitler verdik. Çok gazilerimiz şehit oldu. Ama bugün bu değerler unutularak halâ vatan savunmasını sandığa gömerseniz, emperyalist ülkeler topraklarında cirit oynar. Ve siz de bu ülkenin ruhuna Fatiha okursunuz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi