BU KAFA KENTİ YÖNETECEK(!)
Feodal düşünce modern çağa uymuyor.Çünkü ilkel kalıyor.Feodal çağın ideolojisi dindi.İnsan ilişkilerini din belirliyordu.Bugün toplumsal hayatı dine göre dizayn etmeye çalışanlar feodal kalıntılardır.Bunlar atın önüne arabayı koymaya çalışıyorlar.Bunu,ya akıllarını hala dogmaların tutsaklığından kurtaramadıkları için ya da çıkarları öyle gerektirdiği için yapıyorlar.Yani takiyye yapıyorlar.
Bu ortaçağ kalıntıları,feodal ilişkilerin yaşanmakta olduğu doğu bölgelerimizde kısmi üstünlükler elde etseler de her geçen gün hızla zayıflıyorlar,çözülüyorlar.İlerleyen hayat bunları dışlıyor.Çünkü bunlar,özgür aklın direnciyle karşılaşıyor,feodal anlayışlarını sürdürecek dayanakları her vgeçen gün yitiriyorlar.
Bu ortaçağ kalıntıları,feodal ilişkilerin yaşanmakta olduğu doğu bölgelerimizde kısmi üstünlükler elde etseler de her geçen gün hızla zayıflıyorlar,çözülüyorlar.İlerleyen hayat bunları dışlıyor.Çünkü bunlar,özgür aklın direnciyle karşılaşıyor,feodal anlayışlarını sürdürecek dayanakları her vgeçen gün yitiriyorlar.
30 Mart yerel seçimlerinde Bingöl Belediye Başkanlığı’nı kazanan AKP adayı Yücel Barakazi,birinci sıradan belediye meclis üyesi seçilen Nurten Ertuğrul’un Belediye Başkan Vekili olmasına,”dinen ve örfen olanak yok” diyerek karşı çıktı.Kadının seçilme hakkına saldırdı.Kendi gibi düşünenlerin kadına bakışını ortaya koydu.
Nurten Hanım’la birlikte seçim çalışmaları yaparken dinin ve örfün bu kuralını hiç hatırlamayan Barakazi inandırıcı bulunmadığı,ikiyüzlü davrandığı için büyük tepki aldı.Kişilik haklarına saldırıldığını düşünen Nurten Hanım Başkanı,samimiyetsizlikle suçlayarak Belediye Meclisi Üyeliğinden istifa etti.
Başkan,”kadın örfen yönetici olamaz” derken yanılıyor,cehlini ortaya koyuyordu.Çünkü bizim örfümüzde kadının öncü ve önder olamayacağına dair bir anlayış yoktu.Tarihimiz tersi örneklerle doluydu.Belediye Başkanı olarak kadına yasaların gözüyle bakması gereken Barakazi,Ortaçağ mantığıyla bakmıştı.Dinin,çalışmak isteyen kadına yasak koyup koymadığı konusu erkek başkanın haddi değil,kadının özgür aklıyla çözeceği bir konudur.Bu durumda Nurten Hanım,ya başkanın,”dinsel” dediği kurala boyun eğecek ya da sosyal ve laik hayatın gereklerine uyarak direnecektir.
Başkan,söylediğinin doğru-yanlış olması bir yana cinsel ayrımcılık yaptığı ve kadını aşağıladığı için suç işlemiştir.Kadının seçilme hakkına müdahale etmiştir.Sosyal ve siyasal hayatın dine göre düzenlenemeyeceği Anayasa kuralını çiğnemiştir.Anayasa diyor ki;
“Herkes dil,ırk,renk,cinsiyet,siyasi düşünce,felsefi inanç,din,mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Aynı maddenin üçüncü bendinde; ”Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”deniyor.
Anayasa’nın bu hükmüne göre Belediye Başkanı suç işlemiştir.Cinsiyet ayrımcılığı yapmıştır.İlgililere duyuruyorum.
