Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Cezaevinden önce, cezaevinden sonra…

Cezaevinden önce, cezaevinden sonra…

Silivri tarihinde hiç olmadığı kadar hareketli günler yaşıyor. Şike davası, Balyoz Davası, Ergenekon Davası…
Türk Hukuk tarihine de geçecek olan, Silivri Hukuku olarak tanımlanan 3 tarihi, büyük davası…
Silivri bu saatten sonra ne kadar çabalarsa çabalasın bu şan ile anılmak utancından kurtarılamayacak. Yoğurdu, festivali hikaye…
Festivali ve yoğurdu ile adı anılsın istenilen ilçede bu kapsamda yapılan onca yatırım vardı oysa.. Harcanan yığınla para.. Yıllardan beri düzenlenen onlarca etkinlik. Olmadı…
Silivri’nin boynu büküldü, adı lekelendi, kirletildi.
Oysa cezaevi bu ilçeye yapılmasın diye ne mücadeleler verilmişti. Silivri aydınların kenti olarak anılsın istedik elbette hepimiz. Ama böylesini değil.
PKK’lının tanığı, askerin teröristi olduğu davalar hafızalardan silinmeyecek.
Yaratılan düzmece delillerle hazırlanan yüzbinlerce sayfalık, yüzlerce, binlerce klasörlük iddialar, altüst edilen adalet anlayışı ile yapılan yargılamalar.
Türkiye’de modern darbenin merkezi Silivri olmamalıydı. Böyle bir darbe hiç olmamalıydı.
Yüzbinler Silivri’ye yürümemeliydi.
Hukukun katledildiği kent olmamalıydı Silivri.
Çok yazık…
Dünya basının izlediği davada, yoğurt tutmadı dava belki tutar düşüncesiyle Silivri Belediyesi de o gün cezaevi önündeydi.
Silivri’ye yürüyen ve adalet isteyen yüzbinlere çay ve su ikram etti.
Yollar kapandı, trafik kilitlendi, zaman durdu.
Tüm Türkiye’nin kalbi Silivri’de, Dünya’nın gözü üzerimizdeydi.
Savcı mütalaa veremedi.
Sanık kendini savunamadı.
Asker ile vatandaş karşı karşıya geldi.
Kaçınılmaz olan gaz yine meydandaydı…
Bir çok gazeteci Ergenekon davasına dair bir çok şey yazdı. Ama en dikkat çekicisi bence Yılmaz Özdil’in kaleminden dökülenlerdi.
İşte Özdil’in kaleminden Ergenekon satırları…

Dava dosyasında…
120 milyon sayfa var.
*
Ortalama zekâya sahip insan, dakikada 120 kelime okur.
*
Kelime okumak yerine…
1 milyon 762 bin 423
1 milyon 762 bin 424
1 milyon 762 bin 425 gibi, çok haneli sayı saymaya başladığında sürati azalır, dakikada 60’a düşer.
*
Yani?
Bırak dosyayı okumayı filan, o dosyadaki sayfaları tek tek çevirerek saymaya kalksan… Günde sekiz saat mesaiyle, cumartesi pazarları tatil yapmadan, 12 sene sürüyor.
*
Gazete gibi düşünsen.
Ortalama 40 sayfa’dan…
Üç milyon tiraj ediyor.
*
Veya, tıpkı gazete gibi gün gün basmayı denesen… Yazı’nın icadından çook evvel, milattan önce altı bin senesinde “cilalı taş devri”nde yayın hayatına başlayan gazetenin bugün piyasaya çıkan nüshası, dosyanın anca son sayfası oluyor.
*
O nedenle şimdilik…
Yedi kişi öldü.
İfade veremeden.
*
Sabahattin Ali cinayeti bile dosyada… Ki, Sabahattin Ali’yi gömdüklerinde, Mustafa, Tuncay, Soner doğmamıştı, anne-babaları henüz evlenmemişti; Profesör
Mehmet Haberal dört yaşındaydı.
*
Ve, dün seyrediyorum televizyonu, 120 milyon sayfalık Ergenekon davasının mütalaa’sı tartışılıyor… Ordinaryüs yalaka bi arkadaş söz istedi, reklam arası
vermeden önce “bi saniye” izah edeyim dedi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi