Malumunuz yerel yönetimlere aday olmak için CHP de bir istifa süreci yaşandı.

Tüzük gereği üye tamsayısının üçte ikisi (2/3) boşalan yönetimler düşer. Ancak İlçe yönetimleri burada farklı bir taktik izleyerek kademeli istifa etmişlerdir. Yani, bir gün 3, diğer gün 2, bir başka gün toplamda 2/3 den fazlasını geçen diğer sayıda yönetici istifa etmiştir. Yani biz buna hülleli istifa diyebiliriz!

Her istifadan sonra kalan yöneticiler olağan veya olağan üstü toplanarak yedek üyeleri çağırıp yönetimdeki boşalan yerleri doldurmuştur.

CHP Tüzüğü Madde 42/D” İl ve ilçe yönetim kurulu üyeliklerinde boşalma olduğunda, yedekleri ile doldurulur. Bütün yedeklerin çağrılmasından sonra kurul üyelerinin sayısı, üye tamsayısının üçte ikisinin (2/3) altına inerse ya da asıl üyeliklerde aynı gün içinde yarıdan fazla boşalma olursa, Başkan ve Kurul, yedekleriyle birlikte düşmüş olur. Bu hallerde Merkez Yönetim Kurulu, 44. madde uyarınca olağanüstü kongre yapmak üzere geçici kurul atar.”

Bu durum olağan zamanlarda yapılması açısından doğrudur, ancak “aynı amaca hizmet eden bir istifalar silsilesi için” düşündürücü bir durumdur! Mevcut yönetimin düşmemesi için yapılan bir taktiktir. CHP gibi hakkaniyetin takipçisi Sosyal Demokrat bir partide böyle işler istisna dâhilinde kalmalıdır.

“Aynı amaç için yapılan istifalar ‘toplamda değerlendirilerek’ hakkaniyet sağlanmalıdır.” Diye düşünüyoruz…

CHP doğru ve hızlı yol almak istiyor ise; kesinlikle il ve ilçe yönetim kurulu ve başkanlarının istifa ederek başka bir göreve aday olmasını engelleyen bir tüzük maddesine kavuşmalıdır. Tüzük yapılana kadar ise PM kararlarıyla “aynı amaca hizmet eden istifalar, toplu istifa sayılarak” bu işe bir yol bulabilir diye düşünüyoruz.

Parti içi görevden istifa ederek dış göreve talip olmak, yetişmiş ilçe yöneticilerinin kaybı olurken, il ve ilçelerde kötü bir yarışında kaynağıdır.

Mevcut durum itibariyle; Belediye başkanlığı, meclis üyeliği gibi yerel yönetimlere giden yolun il, ilçe başkan ve yöneticiliğinden geçtiği düşüncesi üyeye hâkim olmakta olup, üye bu keşmekeş yarışın içinde yaşamaya zorlanmaktadır. Doğal olarak bu yarışta birbiriyle kavgalı hale gelerek düşmanlaşmaktadır.

Bunun önünü almak içinse; derhal çoklu görevlerin önü tıkanmalıdır.

Kadın Kollarından birçok hanım meclis üyesi olduğu halde kadın kollarındaki görevini bırakmamıştır.

Aynı durum İstanbul İl disiplin kurulu sekreteri Hasan Toğay için de geçerlidir. Hasan Toğay hem il disiplin kurulundaki sekreterlik görevine, hemde Avcılar Belediyesi meclis başkan vekilliği görevine devam ederken, görevi olmayan birçok üyeyi kışkırtmaktadır!

Kişi hem parti içi (il ve ilçe yöneticiliği, Kadın ve gençlik kolları, Disiplin kurulları üyelikleri) hemde parti dışı görevlerden( Belediye ve il genel meclisi üyeliği) herhangi birinden sadece ‘tek’inde olmalı(En azından Belde, ilçe ve il bazında)bu durum sağlanmalı.

Böyle bir işleyiş; partide görev çokluğu yaratacağı için, en azından Temsil(makam) çokluğu olacağından kişilerin mücadele alanı genişleyecektir...

Çoklu görevler, görevi olmayanlarda sürekli huzursuzluk yaratmıştır. Bu huzursuzluk ister istemez mırıldanmalara, nihayetinde başkaldırıya neden olmuştur. Çoklu görevler kalksın, bakın siz o zaman birçok şey nasıl kendiliğinden düzelecektir!