Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

Cumhurbaşkanlığı Seçimi, Muhalefet İçin Rövanş Niteliğinde!..

Cumhurbaşkanlığı Seçimi, Muhalefet İçin Rövanş Niteliğinde!..

BU kez bir seçim girdabına daha giriyoruz. Bunun adı Cumhurbaşkanlığı seçimi. Ama muhalefetteki esas sıkıntı ise, “Kim cumhurbaşkanı olmalı?” sorusu değil... Aksine, “Tıpkı yerel seçimlerde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı seçiminde de oyların şaibeler altında yapılması” şüphesi olacak.

Çünkü yerel seçimlerdeki huzursuzluk... Oy çuvallarının kaçırılması... Güvenlik güçlerinin resmedilerek kanıtlandığı gibi oy pusulalarının güvenliğini sağlayamaması... Ülkenin büyük
çoğunluğundaki illerde elektriklerin aniden kesilmesi... Oy sayım işlemlerinde yapılan tutarsızlıklar... Yüksek Seçim Kurulu’nun itirazlara ve sayım şikayetlerine sadece iktidara yönelik sıcak bakması...

Ve halâ oy pusulalarının il ve ilçe çöplüklerinden çıkması... Daha bunun gibi birçok konu ve şikayetler... İşte bunların hepsinde olağanüstü bir seçim aritmetiği karşımıza çıkacak. Bunun sağlıklı olması için Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) güçbirliği oluşturması zorunlu hale gelmiştir.
Çünkü eğer birlikte hareket edilmezse konu, olağanüstü ciddiyetini kaybedip, normal bir seçimmiş gibi algılanarak iktidarın kuvvetlice bir oy potansiyeline her an dönebilecek nitelikte ve netlikte olacağıdır...
O halde muhalefet ne yapmalı?..
1– Kendi içlerinden veya dışardan gösterecekleri bir cumhurbaşkanı adayını belirlerken, güçbirliği yapmamış olmalarından dolayı oluşacak oy patlamasını kaçırmış olacaklar.

2– CHP, belirleyeceği herhangi bir Köşk adayını gösterirken, ister istemez MHP’den kopmuş olacak ve bu kopukluğun getireceği olumsuz etkiler ve seslenişler, MHP tarafından seslendirilmeye başlanacak.
3– Aynı şekilde MHP de, tıpkı CHP’nin yaptığı gibi bir aday üzerinde anlaşamayıp inatla kendine yakın birini seçtirmek isterse, aynı muhalif seslenişi sosyal demokrat  kanattan alacaktır.
Bu da AKP’nin adayını, iki muhalefet partisinin arasından sıyırıp Köşk’e çıkmasına yarayacaktır. Peki bunu önlemenin yolu var mıdır?.. Elbette vardır. İlk önce halkın nabzını bugünden itibaren derhal hayata geçirmeliler. 

Yerel seçimlerdeki sandık nöbeti başıboşluğuna biran önce  son vererek, özel güvenlik sistemleri kurmalılar. Bunu yaparken de, görsel ve yazılı medyanın haksız yere yapacakaları rekabeti (siyasi atmosfer içinde) engellemeliler.
Neden mi?..
Çünkü bu Cumhurbaşkanlığı seçimi, muhalefet için bir nevi rövanş niteliğindedir. Yerel seçimdeki başarısızlığın günahını bir daha çekmemek için önemli bir fırsattır. Daha doğrusu Köşk seçimi, bir nevi imtihan sınavı niteliğini taşımaktadır.
MUHALEFET GÜÇBİRLİĞİ OLUŞTURARAK İSİMLERİ İVEDİLİKLE BELİRLEMELİ VE KAMUOYU ARAŞTIRMASI YAPMALI...
Eğer muhalefet kanadı, bu seçimde cumhurbaşkanı adayını tarafsız ve halka yönelik kıymeti harbiyesi olan birini ittifak içinde seçemezse bu, her iki parti için de sonun başlangıcı olur. Bugün nasıl ki yerel seçimlerden dolayı rahatsızlıklar halâ dile getirilerek kamuoyuna duyurulmaya çalışılıyorsa... Cumhurbaşkanlığı seçiminde de aynı manzara yaşanabilir. Hatta muhalefet partileri için bir sonun başlangıcı olabilir.
Demek oluyor ki muhalefet kendi içinden de birilerini seçmeye kalksa, bunu halkla paylaşarak acilen nabız yoklamasının aciliyetine kafa yormalıdır. Her ne kadar kendi içlerinden Köşk adayı ismini belirleseler bile, bu belirlemeyi karşılıklı yaparak aynı anda kamuoyuna ittifak halinde gitmelidir.
Örneğin CHP kendi bünyesinde birini seçecek olursa, MHP de aynı sistemde hareket ederek kendi adayını belirlemelidir. İki parti, belirledikleri Köşk adayını yanyana kamuoyuna sunarak, “Hangisinin Köşk’e çıkmasını istersiniz?” sorusuyla araştırma şirketlerini görevlendirmelidir. Hangisi ağır basıyorsa o isim üzerinde iki parti de mutabık kalacaklarını açıklayarak büyük bir güçbirliğinin temelini atmalıdır.  İşte o zaman muhalefet partileri, gerçekten halk için güzel bir şey yapmış olacaktır.
KÖŞK İÇİN İSİM ARAYIŞLARINDA CHP VE MHP’YE EN BÜYÜK YARDIMCI SOSYAL MEDYADIR
Kamuoyu araştırmasında Köşk için aday belirleme çalışmalarında muhalefete en büyük yardımı olacak bölüm, sosyal medyadır. Sosyal medyada Köşk adaylığı için bugüne kadar birçok isim üzerinde durulmuştur.
Şimdiye kadar çıkan bazı isimler şunlardır:
1– Emine Ülker Tarhan.
2– Meral Akşener.
3– Deniz Baykal.
4– İlker Başbuğ.
5– Sabih Kanadoğlu.
6– Haşim Kılıç.
7– Mehmet Haberal.
8– Abdüllatif Şener.
...Ve bunun gibi birkaç isim de sıralanabilir. Ancak Köşk adaylığı konusunda bazı görüşler de (itiraz çerçevesinde) şöyle muhalif olmuşlardır:
– “Muhalefet Köşk için ortak bir isim çalışmasına yönelirse bu, bir hatayı beraberinde getirebilir. Yerel seçimlerde de görüldüğü gibi muhalefetin oy oranları iktidarın yüzdesine yetişemiyor. Bu da BDP ve HDP’nin desteğine yönelmelerini gerektiriyor.” Bu açıklama elbette yerel seçimlerdeki oy boşluğuna yönelik olarak yapılan dikkat/şikayet yönündedir. Uyarıcı niteliği elbette vardır.
Ama bizim burada demek istediğimiz şudur:
– “Muhalefet güçbirliği yapmazsa... Yerel seçimlerdeki şaibeli oy sayım işlerine ‘Dur’ diyemezse... Güvenlik güçlerinin sandık(lar) üzerindeki etkinliğini demokratik olarak sağlatamazsa... Kendi bünyelerinde oy sandığı takipçilerini belirleyemezse... Kısaca sandıkları başıboş bırakırsa, değil BDP - HDP, Türkiye’nin toplamının hemfikirliğini kazansa dahi Köşk seçimini kazanamaz.”
Demek oluyor ki muhalefet, bugünden tezi yok işi şansa bırakmadan... Ülkenin Batısı ile Kuzeyini, Güneydoğu’su ile Doğu Anadolu’yu ve her yönüyle çepeçevre sarmalı... Demokratik parlamenter sistemi güçlendirecek adayı belirlemeli... Batı alemiyle olan ilişkilerdeki siyasi duruşu sağlamlaştıracak adayı isimledirmeli... Anayasal düzendeki hak ve hukukun kamuya inmesine yönelik çalışmalarını yapacak kişi üzerinde hemfikir olmalıdır. Eğer muhalefet Köşk seçiminde de bu belirlemeyi hemfikir içinde yapamazsa, işte o zaman ne şikayet etmeye hakkı vardır... Ne de Anadolu’nun parçalanmasına “Dur” diyebilecek güce sahip olabilecektir.
Bizden söylemesi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi