Silivri’de son günlerde CHP ve AK Parti Gençlik kolları arasında yaşanan yolsuzluk suçlamaları aldı başını gidiyor. 

Bu yolsuzluk tartışmasının sonu nereye varacak bilemiyorum ama her iki tarafta birbirlerinin yolsuzluklarını madde madde sıralıyor. 

Bu tartışmada yolsuzluk fitilini ilk ateşleyen CHP Silivri Gençlik Kolları oldu. 

Yani CHP’li gençler ortaya kılçığı attı. 

AK Parti Silivri Gençlik Kolları da sazan gibi atladı. 

Ve yolsuzluk tartışması alevlendikçe alevlendi. 

AK Partili Gençler CHP’lilerin, CHP’li Gençler AK Partililerin yolsuzluklarını bir bir sıralamaya devam ediyor. 

Gençlerin yolsuzluk sıralamasında işin ucu genelden yerele herkese dokunuyor. 

Kipa davası, Şelale davası, SKG yolsuzluğu, İSKİ, AKBİL  vs…hepsi  bir bir yeniden ortaya dökülüyor. 

İyi güzel de arkadaşlar bu neyin yarışı?

Sizinkiler bu kadar çalmış, bizimkiler sütten çıkmış ak kaşık muhabbetinin kime ne yarı var?! 

Tepeden tırnağa rüşvet ve yolsuzluğa batmış bir ülkede neyin davasını sürüyorsunuz siz?!

Genelden, Yerele yolsuzlukla yolunu bulanların yönetildiği bir ülkede, “Tencere dibin kara, senin ki benden kara” muhabbetiyle bir yere varamazsınız. 

A Parti, B Parti diye ayırt etmeden hepsine söylüyorum. 

Kimse çıkıpta bana onu kayırmışsın bilmem ne muhabbeti yapmasın. 

Bütün siyasi partilerin içinde siyasi tüccarlar vardır. 

Ve bu siyasi tüccarlar siyaseti sırf kendi ceplerini doldurmak için yaparlar. 

Buradan tek tek isim vermeme gerek yok sanırım. 

Etrafımızda ki siyasilerin yaşam standartlarına bakmamız yeterli. 

Ve sizin bu tartışmanız da kim daha fazla götürmüşten öteye de gitmez. 

Önce kendi içinizdeki siyasi tüccarları temizleyin arkadaşlar. 

İçinizdeki siyasi tüccarları temizlenmediğiniz sürece bu ülkede yolsuzlukta, yoksullukta bitmez. 

Siyaset “Bal tutan parmağını yalar” mantığıyla devam ettiği sürece de bu devran hep böyle gider. 

Ve siz gençler karşılıklı olarak yolsuzluk üzerinden tartışırken, yukarıda ki abilerinizde cebimizi nasıl doldururuz’ un derdindeler.

Kısacası demem o ki; İlk önce herkes kendi içinde ki “Yolsuzlukla Yolunu Bulanları” temizlesin. 

Belki ondan sonra bu ülkede bir şeyler değişir! 

Velhasıl bizin gençler yolsuzluk tartışması yüzünden birbirini yiyor, siyasi tüccarlarda cebini dolduruyor. 

Birde cebini dolduran bu siyasisi tüccarlar çıkıp, “ Benim kursağımdan hiç haram lokma geçmedi. Ben kul hakkı yemedim” diye nutuk atarlar. 

Bırakın bu işleri beyler. 

Bu millet yemiyor artık bu palavraları. 

Ama yapacak bir şey yok. 

Yukarıdan aşağıya iktidarda olan herkes kendi krallığını kuruyor. 

Kimi memleketi, kimisi de bulunduğu ilçeyi soyup soğana çeviriyor. 

Kalın sağlıcakla…