Umut nöbetinin 77. günü

Umut nöbetinin 77. günü
Tutuklu gazetecilere destek amacıyla Silivri Cezaevi önünde sürdürülen "Umut Nöbeti"ni bugün gazeteciler Turan Eser, Elif Ilgaz, Mine Esen, İzmir Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Fransa Alevi Birlikleri Federasyon Başkanı Erdal Kılıç
 Turan Eser, eylemle ilgili olarak, "Bütün zorba rejimler gerçekleri toplumdan, halktan gizlemek için zoru, yasağı, sansürü kullanır, susturmayı dener. Hakikatlerin üzerini örtmek için hukuk dışı yollara başvurur. Birçok baskı yolu var. Onlardan biri de Can ile Erdem'in cezaevine atılması ya da o gazeteye, o yayın organına yönelik bir itibarsızlaştırma kampanyası da olabilir. Yapılan iş bu. Halkın haber alma hakkına yönelik saldırılar var" dedi.

Mine Esen de, "Can Dündar ve Erdem Gül'la dayanışma için umut nöbetini devr aldık. Dündar ve Gül 83 gündür tutuklu... Hep söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz, demokrasinin olmazsa olmazı özgürlüklerdir... Düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü demokrasinin temelidir. Gazeteci özgür değilse halkın haber alma hakkı ve gerçekleri öğrenme haklarında sorun vardır, demokraside sorun vardır" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi'nin, Dündar ve Gül'ün tutukluluklarına ilişkin itiraza ilişkin toplantısında tahliye kararı çıkacağını söyleyen Elif Ilgaz,

"Tahliye kararı vereceklerini umuyorum. Tıpkı diğer arkadaşlarımızı aldığımız gibi Can Dündar ve Erdem Gül'ü almaya tekrar geleceğiz. Dündar ve Gül gazetecidir, bugün yazdıkları haberler nedeniyle tutuklular" dedi.

Ankara Sanat Tiyatrosu'ndan (AST) ise ortak açıklama yapıldı. Açıklamada, "Gerçekler yargılanamaz, gazeteciler hapsedilemez! AST olarak, Umut Nöbeti'nde Can ve Erdem'in yanındayız. Her Azizname oyunundan sonra sahnemizden selam gönderdiğimiz Can ve Erdem'e, bugün de yanlarına gelerek selamımızı ve AST seyircisinin alkışlarını ilettik" denildi.

Fransa Alevi Birlikleri Federasyon Başkanı Erdal Kılıçkaya ise yaklaşık iki hafta önce AİHM'ye Türkiye'deki hak ihlalleri ile ilgili bilgilendirme dosyası verdiklerini ve konuya ilişkin Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi ile görüşmeler yaptıklarını açıklayarak şu ifadeleri kullandı:

"Can Dündar 5-6 yıl önce Fransa'ya bir panele geldiğinde dedi ki, 'Fransa'daki canlara Can'dan selamlar'. Biz de eşi Dilek Dündar, Rakel Dink, Özgür Mumcu'nun da katıldığı Fransa'daki bir oturumda dedik ki, 'Biz de Silivri'ye gideceğiz, Fransa'daki canlardan Can'larımıza binlerce selam götüreceğiz'. ve buraya geldik. Dolayısıyla bu süreçle ilgili endişelerimiz Avrupa'daki kurumlarca da paylaşılıyoruz. Can'ları, Gül'leri hapse atanlar, Türkiye'nin itibarını sarstılar diye onları içeri attılar... Ama asıl Türkiye'nin itibarını basın emekçilerini içeri atanlar yerle bir etmiş durumdalar. 180 ülke içinde, Türkiye 149. sırada. Demokrasiden yana, mazlumdan yana tavrımızı göstermek için Silivri önündeyiz."

Celal Sevinç "Dündar ve Gül cezaevinde oldukça biz, size ve düşüncelerinize, yazdıklarınıza inanan, sizinle birlikte savunan yoldaşlarınız olarak hep burada olacağız" derken, Mehmet Ali Çalkaya da "Demokrasideki sıkıntıların çözülmesi için buradayız. Bir olmak zorundayız. Cezaevinde bütün gazeteciler için nöbet tuttuk. Ülkenin demokrasiye ihtiyacı var" ifadesini kullandı. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.