Aydın Yavuz

Aydın Yavuz

GÜNÜMÜZÜN ALİ KEMALLER’İ

GÜNÜMÜZÜN ALİ KEMALLER’İ

Günümüz gazetecilerini çoğu;iktidara yalakalık yapan,rüzgar nereden eserse o yöne eğilen omurgasız,çıkarcı güruhu yazıcılardır.Kalemlerini paraya ya da makama satan veyahutta namuslu davranmaktan korkan bu zavallılar,iktidar ne istiyorsa onu yazıyorlar.O yönde kalem oynatıyorlar.İktidarın sevmediğini,bin bir kulp takıp  yere batırıyorlar,diğerleriniyse her türlü defolarına rağmen yüceltiyorlar.İktidarın her dediğinde bir keramet arıyorlar.

Dünyanın her yerinde iktidar yanlısı ceridelere ”gazete” değil yayın organı denir.Bu yayın organlarına yerleştirilip ceplerine bol para koyulanlardan  çizgi dışına çıkanlar hemen cezalandırılır.İkinci kez hata edenlerinse  gazetedeki işine son verilir.Bunların görevi İktidarın darbeci dediğine darbeci,Ergenekoncu dediğine Ergenekoncu demektir.Demeyenlerin yazıcılık hayatı,”alo…”denilerek derhal sonlandırılır.

İktidar İmralı canisine terörist diyorsa  bu yazıcılar da ondan terörist diye bahsederler.Eğer bu katile “sayın” denmişse,emre amade yazıcılar da derhal ağız değiştirirler.Caninin ülke için bir şans olduğunu,barış istediğini,bölünmeye karşı olduğunu falan   anlatırlar.

Yıllardır Anayasa Mahkemesi iktidarı üzecek kararlar vermediği sürece korunup kollanıyor.”Bağımsız yargı” denip toz kondurulmuyor.Yazıcılar da aynı yoldan yürüyorlar.Eğer Yüksek Mahkeme hukukun gerektirdiğini yapıp yürütmenin bir kararını bozmuşsa o zaman ona en ağır biçimde hücum ediliyor.Kiralık kalemler de o yolu izliyorlar.Yıllardır yücelttikleri mahkemeyi hırpalamaya koyuluyorlar.

Kiralık matbuat öyle kişiliksiz davranıyor ki,”tasmalarınızı ben çıkardım” sözlerinde bile haklılık payı olduğu üstüne yazılar döşeniyorlar.İktidarın akla,mantığa,hukuka,bilime aykırı uygulamalarını savunabilmek için bin dereden su getiriyorlar.Rüşvet ve yolsuzluk belgelerine,iktidarla aynı ağzı kullanarak “montaj” diyebiliyorlar.Sandıkta hukuksuzluk olmadığını anlatmak için birbirleriyle yarışıyorlar.Ülkede her şeyin yolunda gittiğini yazıyorlar.

İktidar,12 yıldır birlikte iş tuttuğu Pensilvanya’daki tarikat liderini “Hocaefendi Hazretleri” diye yüceltirken,hal ve hatırını sormak için ayağına Bakan gönderirken,kalemlerini kiraya vermiş gazeteciler güruhu da iktidarla birlikte Hoca’nın adını salavatla anıyor,ona methiyeler düzüyorlar.Hoca’nın  ne derin alim olduğunu anlatmak için ilginç metaforlar üretiyorlar.Hoca’yla iktidar çıkar çatışmasına girip kanlı bıçaklı olunca,iktidarın kurşun askerleri yazıcılar da birden Hoca’ya düşman oluyorlar.İktidarla birlikte ona,”sahte Peygamber,ulema müsveddesi” diye hakaret ediyorlar.
Rüzgara göre yön alan,iktidar neyi istiyorsa onu yazan,gözleri kör,beyinleri durmuş menfaat kölesi bu eyyamcılara gazeteci mi denecek yoksa Atatürk’ün tabiriyle “satılmış matbuat” mı?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aydın Yavuz Arşivi