Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

İğneyi kendine, Çuvaldızı başkasına…

İğneyi kendine, Çuvaldızı başkasına…

CHP Silivri Belediye Başkan adayı Özcan Işıklar, köy ve mahallelerde mitingler düzenlemeye devam ediyor.

Her gittiği  köy ve mahallede coşkuyla karşılanan Işıklar, Değirmenköy’de düzenlediği mitinginde de yine vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı.

Tamda bu ne coşku bu ne güzel karşılama diye düşünürken, gözümün önünde ellerinde, “ E-5 esnafı olarak dükkânlarımızı geri istiyoruz” yazılı pankart ile bir gurup genç beliriverdi.

Pankart açan bu gençlerin talebini ilk önce masum bir davranış olarak değerlendirecektim ki; gençler hep bir ağızdan Özcan Işıklar’ıyuhalamaya başladılar.

Başkan Işıklar seçim otobüsünün üzerinden konuştukça bu bir gurup genç yuhalamaya ve davul çalmaya devam etti.

Ne ışıklar konuşmasını kesti nede pankart açan gençler yuhalamaktan vazgeçti.

Konuşmasını kesmeden devam eden Başkan Işıklar, gençleri önce tatlı dille uyardı.

Işıklar, baktı ki tatlı dille uyarılan gençler eyleme devam ediyorlar bu kez üslubunu sertleştirdi ve içimizde ki hainin buraya gönderdiği 3-5 çapulcu huzurumuzu bozamaz. Ben bunlara papuç bırakmam” dedi.

Ortam gerildikçe gerildi.

Hatta iş Özcan Işıklar’ın seçim otobüsünün önünü kesmeye kadar vardı.

Gençler demokratik haklarını kullanmak isteseler de yaptıkları hoş değildi.

Işıklar’ında bu gençlere çapulcu demesi hoş değildi.

Hatırlıyorum da Gezi parkı olaylarında Başbakan oradaki gençlere çapulcu dedi diye kıyamet kopmuştu.

Hatta CHP kanadı ve Başkan Işıklar’da Başbakan’ın bu söylemine tepki göstermiş ve tencere tava çalarak eylem yapmışlardı.

Dün çapulcu ifadesi kullanan Başbakan’a demediğini bırakmayan Başkan Işıklar, bugün kendisi çapulcu ifadesini kullanarak Başbakan ile aynı seviyeye düşmüş oldu.

Demekki neymiş? İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracakmışız.

Çünkü herkes demokratik hakkını kullanarak birilerini protesto edebiliyormuş.

Dün bir başkası protestoya maruz kalırken, bugün Işıklar, yarında bir başka siyasetçi böyle bir eyleme maruz kalabiliyor maalesef.

Şimdi gelelim bu gençlerin açmış olduğu pankart meselesine.

Gazeteciliğin vermiş olduğu refleks ile bu gençlerin ne anlatmaya çalıştığını bizzat araştırma gereği duydum.

Ancak yaptığım araştırma sonucunda duyduklarım hiç hoş şeyler değildi.

Dünün Değirmenköy eski belediye Başkanı bugünün CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu ile ilgili ciddi iddialar geldi kulağıma.

Hatta bu iddiaları ortaya koyan da yine CHP’li Gürcan Albayrak oldu.

Özcan Başkan’ın içimizde ki hain diye nitelendirdiği CHP İl Genel Meclis Üyesi Gürcan Albayrak öyle iddialarda bulundu ki, yenilir yutulur cinsten değil.

Albayrak’ın iddiaları ile ilgili burada çok ayrıntıya girmeyeceğim, gazetemizde okuyacaksınız.

Ancak buradan Tuğlu ve Işıklar’a birkaç şey sormadan da edemeyeceğim.

Eğer partiliniz Gürcan Albayrak ve E-5 Kenarında dükkânları bulunan vatandaşların iddiaları doğru ise ciddi bir yolsuzluk ve hırsıszlık suçlaması ile karşı kaşıyasınız Sayın Mümin Tuğlu.

Ve yine bu iddialar doğru ise 5 yıldır Belediye Başkanlığı görevini yürüten ve yine bu göreve takip olan Sayın Özcan Işıklar, bu iddialarla ilgili neden gereğini yapmadı?

Bugün AK Parti iktidarına hırsız diye bağıran ve bunun üzerinden siyaset yapan Işıklar ve Tuğlu’nun bu iddialar karşısında nasıl bir savunma yapacaklarını merak ediyorum doğrusu.

Birilerine yolsuz, hırsız diye bağırırken kendinize yapılan bu suçlamaların açıklaması ne olacak?

26 yıl sonra Tuğlu tarafından kandırıldığını hasbel kader öğrenen E-5 esnafının sorununu nasıl çözüme kavuşturacaksınız?

Ve yine milyarlarca para cezası ile karşı karşıya kalan bu esnafların hakkını kim koruyacak?

Şimdi AK Parti hükümetinin yaptığı hırsızlıkla bu iddia edilen hırsızlık, yolsuzluk arasında çok fark var diyenleriniz çıkacaktır.

Ama bana göre hırsızlıkta meblanın büyük yada küçük olması önemli değil, hırsız hırsızdır!

İnsanları neyle yargılıyorsanız o suçlamayla bir gün karşı karşıya kalabilirsiniz.

O yüzden birilerini yargılamadan önce kendi içinizdeki insanların hangi şaibeler altında olduğuna bakmakta fayda var diyorum. 

Ve son söz olarak; “Gülme komşuna gelir başına” Atasözü ile bu köşeyi burada kapatıyorum.

Kalın sağlıcakla…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi