Ramazan Baş

Ramazan Baş

KAPI MI ÇALDI?

KAPI MI ÇALDI?

 KAPI MI ÇALDI? –Gönüllülük ve mutluluk ilişkisi üzerine

Aydan Bayır, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne gönüllü olarak destek vermeye başladığında henüz mezun olmamıştı. Yaklaşık 5 yıl gönüllü olduğu derneğin ayrıca ulusal ve uluslararası projelerinde 1,5 yıl da proje asistanı olarak görev yaptı. Gönüllülüğün manevi ve bilimsel faydalarını içeren bu yazıdaki dürüst yansımaları birinci kaynaktan okuyun istedim. Keyifli okumalar.
“Günümüzde kişisel gelişim olgusunun daha fazla görünürlük kazanmasıyla birlikte etrafımız mutluluk reçeteleriyle doldu. Peki gönüllülüğün bu reçetede yazan ilaçlardan birisi olabileceğini hiç düşündünüz mü?

İçinde bulunulan topluluğa herhangi bir karşılık beklemeksizin yardım etmek manasına gelen gönüllülük kavramının, destek olunan kurum veya kişiye yadsınamaz katkıları olduğu su götürmez bir gerçek. Sivil toplum kuruluşlarının çoğu gönüllü destekleriyle hayat buluyor ve sürdürülebilir çalışmalara imza atabiliyorlar.

Gönüllüler ise bu kurumlar aracılığıyla hayatlarında belki de hiç tanışmayacakları kimselerin mutluluğuna mutluluk katmak için uğraşıyorlar. Yıllardan beri süre gelen diğerkamlık tartışmaları bir yana, araştırmalar gösteriyor ki, gönüllülük çalışmaları yalnızca destekte bulunulan tarafa fayda sağlamıyor. British Colombia Üniversitesi’nden Elizabeth Dunn ve Harvard Üniversitesi’nden Michael Norton 2008  yılında yapmış oldukları çalışmalarında sokakta gördükleri ve deneylerine katılmak isteyen vatandaşlara ne kadar mutlu olduklarını sorduktan sonra gizemli görünen iki çeşit zarf dağıttılar.

 Birinci denek grubunun zarfının içinde 5 dolar ve bu parayı akşam saat 5’e kadar kendileriyle alakalı bir şey için harcamalarını söyleyen küçük bir not bulunuyordu. İkinci grubun zarfında da aynı şekilde 5 dolar ve akşam 5’e kadar ellerindeki parayla birisine hediye almalarını veya bir yardım kuruluşuna bağış yapmalarını isteyen bir not yer alıyordu. Araştırma sona erdiğinde ise, başlangıçta benzer mutluluk seviyeleri olduğu saptanan bu iki gruba yaptıkları harcamalardan sonra nasıl hissettikleri soruldu.

Sonuçlar insanlığın öldüğünden dem vuranlara umut verecek nitelikteydi; parasını bir başkası için harcayanların, kendileri için harcayanlardan daha mutlu olduğu gözlemlendi. Araştırma daha sonra 600 Amerikan katılımcıyla tekrarlandı ve önemli bir nokta daha keşfedildi: katılımcıların mutluluk hali kendilerine harcadıkları paranın miktarıyla değişiklik göstermiyordu. Fakat bir başkasına yardım amacıyla harcamış oldukları miktardaki artış katılımcıların mutluluk seviyesini yükseltmişti.  

Açıkça görülüyor ki söz konusu araştırmalar gönüllülük anlayışımıza farklı bir perspektiften bakabilmemiz ve gönüllü eylemin mutluluk üzerindeki çift taraflı faydalarını fark edebilmemiz açısından kıymetli veriler sunuyorlar. Öte yandan içinde tarifi mümkünsüz manevi değerler bulunduran bir deneyim olan gönüllülüğün bağış yapmak ve kısmi somut veriler ile sınırlandırılamayacağını hatırlatmakta yarar var. 

Yüzyıllardır sayısız felsefe tartışmasına konu olan mutluluk kuşkusuz herkesin peşine düştüğü ve kapımızı hiç beklemediğimiz zamanlarda çalabilen sıcak bir misafir. Evlerinden mis gibi gönüllülük kokusu gelen, iyilik aşı pişen her evi hiç bir ayrım yapmaksızın ziyaret eden mütevazı bir misafir hem de. Yeter ki ev sahibi yemeklerini öncelikli olarak ihtiyacı olanların karnı doyması için iyi niyetiyle yapıyor olsun, misafir yoldadır… Kapı mı çaldı?”
Aydan Bayır- Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Gönüllüsü 
ENGELSİZ  BİR YAŞAM  DİLEĞİYLE…
RAMAZAN BAŞ

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Baş Arşivi