Uzun bir süredir yapılan etkinliklerle ilgili özellikle bir konuyu yakından izliyorum. Etkinliklere katılmasını hedeflediğiniz kişileri davet etmek üzere bir çalışma yapıyorsunuz. Daha önceleri kargo raporları olmasına rağmen, elime geçmedi bahanesini ortadan kaldırmak için, önce e-posta ya da faks gönderiyorsunuz.

Tabii bunların üzerinde mutlaka LCV ibaresi bulunuyor.  Ardından kişiyi bizzat arayarak veya aratarak katılım bilgisini netleştirmeye çalışıyorsunuz. Bazıları, belirsizlik nedeniyle daha sonra yanıt vereceğini söyleyip genellikle aramıyorlar. Bazıları, kesinlikle katılacağını söyleyip katılmıyorlar. Bazıları, katılamayacağını söyledikleri halde yanlarında sürpriz davetsizlerle katılıyorlar. 

Bu durumda çok önemsediğiniz etkinliğinizle ilgili yaşanan sonucu değerlendirdiğimizde şu sonuçlarla karşılaşılıyor.

Daha sonra yanıt vereceğim diyenlerin çoğu yanıt vermiyor. Siz onların katılımları ile ilgili karakter analizi yapıp tahminde bulunuyorsunuz.  

Kesin katılacağını söyleyip katılmayan, üstelik katılamayacaklarını bildirmeyenlerin yüzünden, yeriniz olmadığı için davet edemediğiniz sizin için önemli olan diğer insanları davet edememiş oluyorsunuz.

Yukarıda belirttiğim iki nedenden dolayı, verdiğimiz davette salonun birçok yeri boş kalıyor, motivasyonunuz bozulduğu gibi kişi başına anlaştığınız firmaya gereksiz masraf yapmak zorunda kalıyorsunuz. 

Davet ettiğinizden daha fazla kişi ayrıca yanlarındaki davetsiz misafirlerle geldiğinde ise, ya etkinlik alanınızda yaptığınız oturma planına göre karışıklık yaşıyor ya da kişi sayısı verip yaptığınız anlaşmanın çok üzerinde ödeme yapmak zorunda kalıyorsunuz. Eğer bu şekilde davetsiz gelenler kendilerini protokol davetlisi olarak önemseyen kişiler ise protokol masalarında oturmayı tercih ediyorlar, bu imkânı sağlayamadığınızda büyük emek vererek yaptığınız etkinliği gösterdikleri olumsuz tavırlarla burnunuzdan getirebiliyorlar. 

Bir başka örnek de tiyatro gibi sanatsal etkinliklerin gala davetleri ile ilgili vermek istiyorum. Aylarca süren büyük emek verilmiş provaların ardından heyecanın doruk noktasına çıktığı gala gününde, davet ettiğiniz kişilerin katılımları ile ilgili olumlu onay verdikten sonra salondaki bir çok koltuğun boş kalması oyuncuların moralini altüst yetmeye yetiyor. Beni en çok şaşırtan da bu davranışlarda bulunan insanların sosyal konumlarıdır.  Bu durumlarla karşılaştığımda içimden haykırmak geliyor.

LÜTFEN CEVAP VERMEEE!!! RANDEVUYA GEÇ GEL!

Gün içindeki zamanınızı verdiğiniz randevulara göre planlıyorsunuz. Belirli zaman aralıklarına göre vermiş olduğunuz randevuların konuları ile ilgili önceden yapmış olduğunuz hazırlıklar sizde büyük bir rahatlamaya neden oluyor. Konulara hâkim olmanın vermiş olduğu güvenle büyük bir rahatlama içerisindesiniz. 

Eğer yaşadığınız yer Türkiye sınırları içerisindeyse, tüm bu hazırlıklarınıza rağmen güzel bir moral ile başladığınız güne her an kabuslar ile karşılaşacakmış gibi hazırlıklı olun.  Hemen hemen hiç kimse randevusuna zamanında gelmez. Genelde çok geç gelinir, sık olmasa da erken gelenler de olur. Böylece farklı saatlerde verdiğiniz randevular aynı saatte farklı konular ile ilgili bir araya gelen insanlarla çakışmış olur. Yani aynı masada, aynı anda, farklı kişilerle birçok konuyu konuşmak zorunda kalırsınız ya da siz insanları bekletmek zorunda kalırsınız. Genellikle gerekçe trafik yoğunluğu olur ama bu konuda çok yaratıcı gerekçelerin de sunulduğuna tanık olursunuz.  Bir de randevuyu tamamen unutup “Randevumuz ne zamandı?” diye soranlar vardır. “Randevumuz var mıydı?” diye arayanlara zaten artık söyleyecek bir sözüm yok. 

Benim asıl sözüm randevularına zamanında gelenlere aslında. Lütfen randevuya zamanında gelip alışmış olduğumuz kargaşayı  değiştirmeye kalkmayın !!!

Engelsiz bir yaşam dileğiyle…