Baronlara karşı mücadele edelim!

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Tıp Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Y. Doç Dr. Vecdet Öz, CHP Beyliküzü Belediye Başkanlığı döneminde başından geçenleri bir bir HABERDAR’a anlattı.

 

 

HABERDAR Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Mert’i ziyaret ederek ‘Ben yanım başkaları yanmasın. Bizim 5 yıldızlı seçmenimiz 3 yıldızlı örgütümüz var örgütümüzü de 5 yıldızlı yaparak CHP’yi iktidara taşımalıyız.’ dedi.

Beylikdüzü’nde rant baronları hakimiyeti var, bunlarla gerek kişisel olarak gerek ise parti olarak mücadele etmek lazım. Ben yandım 2009 seçimlerinde, mağdur olum, haksızlığa uğradım başkaları yanmasın diyerek içini HABERDAR’a boşaltan Vecdet Öz kesinlikle bir yere aday olmayı düşünmüyorum dedi.

 

 

2009 yılında CHP Beyliküzü Belediye Başkanlığı’na aday olarak olaylı bir seçim sürecinden sonra ‘Seçimlere fesat karıştırdılar, ilçe seçim müdürlüğü, sandık görevlileri ve bazı partililer yüzünden seçimleri kaybettim’ diyerek gündeme gelen Vecdet Öz siyasete ilk kez eski bakanlardan hemşerim rahmetli Yıldırım Aktuna’nın yanında danışmanlık yaparak başladım dedi. 1988 yılından bu yana Beylikdüzü’nde bulunduğunu ve o zamanlar Büyükşehir Yeşilvadi Kooperatifi’ne de üye olduğunu kaydeden Öz şöyle konuştu:

 

 

1987-88 yıllarında bölgeye geldiğimde zamanın belediye başkanı Ali Çebi ile tanıştım. Bir taraftan Yıldırım Aktuna ile (SHP, DYP, ANAP) o hangi partide ise ben de oradayım. Politika yaparken, ona danışmanlık yaparken bir taraftan da okulda akademik eğitimimi devam ettirmekteydim. Bakırköy Belediyesi’ne o zaman Aktuna’nın danışmanlığını yapmaktaydım. Daha sonra bakan olan Aktuna beni müsteşar yardımcısı yapmıştı. Aktuna siyasetten çekilince ben de İstanbul Üniversitesi’ne Adli Tıp’a 1998 yılında geri döndüm.

 

 

 

İSKİ skandalını (Ergun Göknal) ben ortaya çıkardım. Sahte benzin olaylarını, kömür mafyasını, o zaman su yok İstanbul’a su mafyasını ben ortaya çıkardım. Bunlar beni tehdit etti. Kurşunlandım. Savcılıklarda bunlara ulaşmak mümkün.

1988’i yıllarda Büyükçekmece’de oturmaktaydım. Rahmetli Yıldıray Çınar beni o zaman Hasan Akgün ile tanıştırdı. Akgün ise Ali Çebi’nin yarımcısıydı.

 

 

Adli Tıp’taki görevim devam etmekte. Yıl 2001 ve beni Gürsel Tekin aradı. Çalışmalarım ile ilgili (İSKİ skandalının ortaya çıkarılması, yolsuzlukların üzerine gitmem v.s.) CHP Genel Başkanı Gürsel Tekin bilgi almak istemiş. Ben Tekin, Sayın Baykal, Mehmet Sevigen ve Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk MODA Yelken Kulüp’te yemek yedik.

 

 

Ben bütün bu işler ile meşgulken Nurcan Şanlı (Eski Bakçeşehir Belediye Meclsi Üyesi) beni aradı ve neden Beylikdüdü’ne adaylık düşünmüyorsun dedi. Eşimin (Ecz. Dilek Öz) eczanesinin mülk sahibi olduğu için Nurcan hanım ile o zamanlar çok şey paylaşmıştım. Hem bu ilişkilerimi bildiğinden hem de ben zaman zaman bazı belediyecilik projelerimi dillendirdiğimden Nurcan hanım da böyle düşünmüş. Ve ben gittim 2004 Yerel Seçimleri için başvurumu yaptım. Gerek çok öncen tanıştığım Baykal ve gerek diğer parti büyüklerim benim aylığımı hemen onayladılar. O zamanki aday adaylarından; Ekrem İmamoğlu’nu Hamza Çebi, Av. Osman Çelikkol’u Gürsel Tekin, Av. İbrahim Mendeşagu’yu Mehmet Sevigen desteklerken beni hem Sayın Baykal hem de Önder Sav destekliyordu.

 

 

Hatta önce Av. Mendeşagu aday olarak açıklandı. Baykal bunu parti meclisinde değiştirerek beni aday gösterdi. Yani bana sadece İbrahim bey sitem etmeli. Diğer aday adayı arkadaşları anlamak çok zor. Aday adayları arkadaşlar içerisinde belki de en iyi partili Dr. Ali Şeker’di. Şeker gerçek bir CHP’li, gerçek bir partili ve gerçek duyarlılık gösteren arkadaş. Bana göre bölgemizden bir vekil göndereceksek bunu en çok Ali Şeker hak etmekte. Bu partiye ve bölgemize hepimizden daha çok hakkı geçmiştir bunu inkar edemeyiz.

 

 

O zaman ortaya çıkartılan BBP üyeliği olayı nasıl oldu bilmiyorum. Birileri BBP İl başkanlığından benim adıma müracaat etmiş. Ben de gerekli müracaatları yaparak bizzat genel başkan imzasıyla böyle bir üyeliğimin olmadığını ispat ettim. Velittin Küçük ise benim kayınpederimin hasımlarımdan birisi. İlk başkan olduğu yıllarda kayınpederim Muzaffer Özyüce’nin arazilerinin imarını iptal etti ve adam Gürpınar’ı bunlar yüzünden terk edip gitti. Hala Gürpınar sahilinde eski küçük bir evimiz vardır.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürü iken ben de Müsteşar Yardımcısıydım. O zamandan tanışırız. Yine de ben politikadan alacağım dersi aldım. Bir daha asla bir yere aday olmayacağım. Bu gibi basın açıklamalarım ve ziyaretlerim tamamen bana önemli bir görev veren partime yardımcı olmayı amaçlamakta. Benim CHP’ye vefa borcum var ve bu borcu bu tür çalışmalar ile ödemek istiyorum.

 

 

 

Seçimlerde Beylikdüzü’ne bir dalavere yapıldı. Bu bana karşı, CHP’ye karşı ve halka karşı yapıldı. Ben bunun mücadelesini vermekteyim. Davamın arkasındayım. Burada suçu olanlar re veya geç cezasını alacaktır. 2008’den beri telefon konuşmaları teknik takibe takılmış. İlçe Seçim Kurulu Müdürlüğü, belediye başkanları, adaylar, ilçe başkanları neler konuşmuş bunlar tek tek belirlenecek ve hak eden cezasını görecektir. Buna inancım tam.

 

 

Tekrar ediyorum; burada rant baronları var. Beylikdüzü’nü yıllardır bunlar idare ediyor. Bu baronlar ile mücadele edelim. CHP olarak, yurttaş olarak bu mücadelemizi sürdürelim. Ben mücadelemi sürdüreceğim. Kim aday olursa onu destekleyeceğim. Ben AKP, MHP tarafından değil kendi partim içinden vuruldum. Ama benim düştüğüm duruma başkaları düşmesin diye çalışacağım. Bu gün Beylikdüzü’nde kutsal ittifaklar var. Buradan önce partililere sonra halkımıza sesleniyorum.Belediye başkanları, ilçe başkanları, ilçe yöneticileri, eski başkanlar!. Bu kutsal ittifakları bozalım. Dürüst politika, şeffaf yönetim, güçlünün değil haklının kazanacağı bir yönetim anlayışını getirelim buralara. İnanıyorum ki bu çağrıma kulak kabartanlar olacaktır.