Ben CHP’liyim modası...

Ben CHP’liyim modası...
Ben CHP’liyim modası... HABERDAR gazetesi yazarı Erhan Kızılyar, CHP PM Üyesi Mehmet Kaban ile son derece ses getirecek bir söyleşi gerçekleştidi... İŞTE O RÖPORTAJ...

Ben CHP’liyim modası... HABERDAR gazetesi yazarı Erhan Kızılyar, CHP PM Üyesi Mehmet Kaban ile son derece ses getirecek bir söyleşi gerçekleştidi...
İŞTE O RÖPORTAJ...

CHP PM Üyesi Mehmet Kaban; güvenilir, dürüst lider arayan halkın bu özlemlerini Kılıçdaroğlu’nda bulduğunu belirerek, “ İnsanlar akın akın CHP’ye geliyor. Şimdi ‘Ben CHP’liyim deme modası’ oluştu” dedi.

Son kurultayda Parti Meclisi Üyeliğine seçilen Mehmet Kaban, Baykal’a yönelik komplo ile CHP’nin mezara gömülmek istendiğini i belirterek, ‘Ama CHP öyle köklü bir parti ki, bunu kaset komplosundan sonra gösterdi. Delegelerinden en yüksek kademesindekine kadar her CHP’li öyle bir organize oldu ki olay tamamen tersine döndü.”dendi.

Kılıçdaroğlu ile CHP her zaman içinden topluma tekrar büyük umutlar verecek değerler çıkarabileceğini ve zor bir durumdan nasıl başarıyla çıkılabileceğini gösterdiğini söyleyen Kaban, kurultay süreci sonrası tek başına iktidara yürüdüklerini söyledi.

Kurultaydan başarıyla çıkılmasında tüm CHP’lilerin büyük emeği olduğunu bildiren Kaban, özelkile Önder Sav’ın sürecin başarıyla yönetilmesinde büyük emeği olduğuna işaret etti. ’ dedi.

Kurultay sürecinden sonra Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasıyla birlikte insanların akın akın CHP’ye gelmeye başladığını bildirdi. Kaban, “Dün yanında CHP’liyim diyemedim bazı sanayiciler şimdi çıkıp ortaya, ‘CHP’ye katılmamız gerekiyor. CHP’ye üye olalım’ demeye başladı. Adeta şimdi ‘Ben CHP’liyim deme modası’ oluştu. ‘dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 23-24 Mayıs’ta yapılan son kurultayında Parti Meclisi üyeliğine seçilen Mehmet Kaban, kurultayı süreci, Kılıçdaroğlu’nun performansını, kendi siyasal yaşamı ile bağlantılı sorularımızı yanıtladı.

Köy Enstitüsü’ne özlem

-Sayın Kaban sizi tanıyabilirmiyiz

Kaban: 1950 Adıyaman Besni’de doğdum.Malatya Akçadağ İlköğretmen Okulu’nda yatılı okudum. Köy Enstitüsünden öğretmen okuluna dönüştürülen bir okul olduğu için köy Enstitülerini çok önemsiyorum. Bu nedenle kendimi bu nedenle  Köy enstitütüsü mezunu  gibi düşünüyorum. Köy Enstitülerinin eserleri hala mevcuttu bizim okulumuzda. . O dönemden  kalan meyve bahçeleri, tavukçuluk yapılan bölümler, süt inekçiliği yapılan bölümler, ekin ekme, ekin biçme, tarımla ilgili önemli dersler aldık. El işinde , sanatta önemli çalışmalar yaptık. Sosyal olarak çok iyi yetişiyorduk. Her türlü konferanslar sosyal etkinlikler yapma imkanı bulabiliyorduk. Müzik,resim, spor çok etkindi. Başarılı öğrenciler alınıyordu bu okullara. 3500 öğrenciden yüz öğrenci seçilmişti bizim okula. Başarılı öğrencilere okuma fırsatı veren okullardı köy enstitüleri. 1968’den 1980’e kadar  öğretmenlik yaptım. Daha sonra 1980 yılında öğretmenliğime son verildi. Öğretmenliğim sona erince İstanbul’a geldik. İstanbul’da 50 metrekarelik bir atölyede ayakkabı imalatına başladım. Orada çok zor günler yaşadım. Sermayem kıt kınattı. İşi bilmiyordum. Hayat tercrübem, halkla ilişkilerim, öğretmen okulunda aldığım hayat derslerinin, becerilerin önemli faydasını gördüm.1983 yılında ayakkabı işine başladım. 27 yıl oldu.basamakları birer birer çıktım. Kardeşlerim ve daha sonra çocuklarımda işin içine katıldı.Bir aile şirketiyiz. Cabani Ayakkabıcılık Sanayi AŞ ve Antrepo A.Ş adlı iki şirketimiz var.

Siyaset okulda başladı

-Siyasete nasıl başladınız

Kaban; Öğretmelikten bu yana da sosyal aktiviteler içindeydik.

Öğretmenim bana şöyle bir ödev vermişti. Vietnam savaşı dünyanın gündemindeydi.Vietnam Savaşı ile ilgili bir hazırlık yap okulda konferans vereceksin dedi. Recep Bilginer’in bir oyununu okulda oynatacaksın demişti. Okulda tiyatro salonlarımız vardı. Toplumla iç içeydik. Öğretmeliğimizde yerel gazeteler yazılar yazıyorduk. Toplumla ilgiliydik. Siyasetle ilgileniyorduk.

Toplumu siyaset yönetiyor. Siyaset çok önemlidir.Bir ülkeyi kalkındıran da barışı getirende, savaşa sokanda da siyasettir. Bu anlamda siyaseti çok önemli görüyorum. Siyaset dışında kalan dostlara da çağrıda bulunuyorum. Nasıl işyerlerinizi başkalarının eline teslim edemiyorsanız, siyaseti de başkalarının eline teslim etmeyin. Ülkeyi de birilerine emanet etmeye hakkımız yok. Siyasetin bir yerinde olmamız lazım. Siyasete müdahil olmamız gerekiyor. Buna inandığımız içinde siyasete başladım. 1998 yılında CHP’ye aday oldum.

Öğretmen iken olamıyorduk.İki dönem TÖB-Der Başkanlığı yaptım . Sonra ayakkabıcılığa başladıktan sonra büyük sıkıntılar yaşadım. Az para ekonomik sıkıntılar. Daha sonra belirli bir noktaya gelince siyasetle ilgilenmeye başladım. Ordan neden yoksuların siyasete müdahil olamadıklarını şimdi anlıyorum. Geçim derinde düşmüş, insan siyasete kendini ayıramıyor. Yine de ne yapıp ne yapıp siyasetin içinde olmaları gerekir. Bahçeşehir’de BADER’in başkanlığını yürüttüm.”

Ya herkese iş bulacaksın, ya da herkesin

mutlu olduğu düzeni yaratacaksın.

-Toplum içinde büyük çoğunluğa göre varlıklı bir insansınız ve sosyal demokrat, sol kesimde siyasettesiniz. Para, mal, mülk var yani. Beklenti ne şimdi? Neden siyaset?

Kaban: Aydın toplumu düşünür, Aydın toplumun refahını düşünür. Aydın toplumsal düşünürse aydın olursa. Benim bir broşürüm vardı. Ben çocuklarıma sadece mal, mülk parayı miras olarak bırakmam, hiç önemli görmüyorum. Mal mülk para çocuklarımızı gelecekte mutlu etmez, edemez. Onları insanca yaşabilecekleri bir ülke bir sistem, kurabilirsek çocuklarımızın parası olmasa da böylesi bir ülkede insanca yaşamaları mümkündür. Şöyle bir örnek verebilirsek. Sorsak insanlara ‘Çok paranız malvarlığınız olsa, ama Irak gibi, Afrika gibi bir ülkede yaşamaya mahkum edilseniz, malın mülkün çok anlamı olur mu? Heralde bir yerde yaşamaya mecbur edileceksek, İsviçre gibi medeni bir ülkede yaşamayı tercih ederiz. Paran pulun olmasa da olabilir diyerek İnsanlar İsviçre’de yaşamayı tercih edeceğini düşünüyorum. Onun için yaşadığın ülke, yaşadığın toplum parandan pulundan daha önemlidir.

Biz de yoksulluk çok çektik. Yoksul bir ailenin çocuğuyum. Şu anda kapımıza her gün yüzlerce insan geliyor iş başvurusu yapıyor. Kaçını işe alacaksın. Bu bizi huzursuz ediyor. Öyleyse ya bu insanlara iş bulmak gerekiyor ya da bu insanların mutlu yaşayacağı bir düzeni birlikte kurmamız gerekiyor diye düşünüyor. Bunu yolu da siyasetin içinde olmaktan, siyasete müdahil olmaktan geçiyor.

“Biz kazanamayız’ın çok acısını çektik”

-Bahçeşehirle yakından ilgilisiniz. Biliyoruz geçen dönemde Belediye Başkan Adayı idiniz ve seçimi kaybettiniz. Niye böyle oldu?

Kaban: Bahçeşehir’de öyle bir görev yapmışız ki, Bahçeşehirliler yerel seçimlerde bize yüzde seksen oranında oy verdiler. Ben burada Bahçeşehirlilere teşekkür ediyorum. Diğer bölgelerden de toplamda yüzde 32 oy aldık Onlara da teşekkür ediyorum Başakşehir’e de, Altınşehir’e de. CHP’nin oylarını üç kat artırmıştık. 2009’da Başakşehir Belediye Başkan adayı idim. O zaman Bahçeşehir Belediye Başkanı olan arkadaşımızda partiye katılmıştı. Muhtemel Başakşehir’in adayı gibi biliyordu. Herkes öyle kabullenmişti. Maalesef arkadaşımız, ‘Ben Bahçeşehir olsaydı aday olacaktım. Başakşehir olunca ben aday olmuyorum. Ben Bakırköy’ü istiyorum. Başakşehir’de CHP’nin şansı yok. Ben burada kendimi harcatmam.” Gibi sözler sarfetti. Bir de Başakşehir ismine karşı antipati oluşturdu. 30 bin imza toplandı. “Başakşehir’i istemiyoruz “dendi. Bu olumsuz tavır seçime çok yansıdı. Bu bize büyük zarar verdi. Düşünün sizin adaylık için adın geçen başkanınız ‘Bizim burda seçim alma şansımız yok’ diyor. Şimdi böyle başlıyorsunuz. Seçimden sonra bir çok dostumuz ‘Mehmet bu kadar oy alacağınızı düşünmemiştik. Seçimi kazanma ihtimalin olduğunu bilseydik sandığa giderdik’ dediler. Zaman azdı. Ama Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte çok çalıştık. Çok önemli kampanya yürüttük. Halktan çok önemli tepkiler aldık.. Seçimi almamız gerekiyordu. Her toplantımız bir miting gibiydi alanlarda.”

Alacağımız seçimi kaybettik üzgünüz..

-Kalabalıklarda halkın ilgisinde Kılıçdaroğlu’nun da etkisi vardı muhtemelen

Kaban: Kılıçdaroğlu’nun büyük bir etkisi oldu. Biz de bu bölgeyi iyi biliyorduk. Evimiz Bahçeşehirdeydi. İşimiz ikitellideydi. Önce ilçe başkanı ile sorun yaşadık. Meclis üyesi listesinde sorun yaşadık. Nasıl olsa onlarda bu bölgede CHP seçimi olamayacak benim meclis üyesi olsun istediler. Maalesef alacağımız seçimi kaybettik. Bunun üzüntüsünü çok yaşıyorduk :Seçime üç gün kala da seçimin galibi de bizdik. Daha sonra Saadet Partililerin bize şu sözleri oldu. ‘Mehmet bey siz seçimi alıyordunuz ama biz AKP partiye yüklendik’ dediler. Biz seçimi kaybettik ama CHP çok şey kazandı Bahçeşehir’de. 29 gün kala ilçe yönetimi değişti. Yeni bir yönetim oluştu. Bayağı sorun yaşadık. Buna rağmen 128 bin seçmenli bölgede üç bin beş yüz oy alsaydık başkanlığı almıştık.

Ben meclis üyeliğinde seçimi alacak bir meclis üyesi listesi yapmak istemiştim. Bu anlayışımızı gerçekleştiremedik. Burada CHP kazanım elde etti. Önemli bir parti haline geldi. Organize sanayide , Başakşehir’de CHP olmamıştı. Örgütlenmesi yoktu. Başakşehir’de üç parti ofisimiz var. Bahçeşehir’de ilçe binamız var. Seçimlerden bu yana 179 e yakın o toplantı yaptık. Ve halkın içindeyiz. İlçe Yönetimi olarak. Eski Bir aday olarak halkımızın iyi gününde de kötü yanında da yanında olmaya çalışıyoruz”.

Baykal’ın şahsında

CHP’yi vurmak istediler

-Şimdi sıkıntılı günlere dönelim. Bir kaset çıkıt ve ortalık toz duman oldu. Ne oldu. İzledik CHP’liler çok sıkıntılı günler yaşadılar, telefonlara çıkmayanlar oldu. Nasıl algıladı CHP’li kasedi.

Kaban: Eğemen bazı güçlerin Deniz Baykal’ı vurarak , Baykal’ı saf dışı ederek CHP’yi çökertmek istediler. Baykal giderse koltuk kavgasına düşer. Bi z bu süreçte Anayasayı geçiririz, referandumu da hallederiz. Bu moralle iktidarımızı garantileriz hesabı yapmışlardı. Eskiden beri bir söz vardır. ‘Bir siyasi kendi mezarını kendi kazar ‘ diye bir söz vardı. Baykal nezdinde CHP’yi vurmak isteyenler, CHP’nin mezarını kazmak isteyenler kendi mezarlarını kazdılar. Artık CHP iktidarı artık kaçınılmaz olmuştur. Tek başına iktidar olacağız

Atatürk’ün partisine yakıştı

-Kurultay çok kısa sürede geldi ve çok büyük değişim oldu galiba. PM’de 52 yeni isim var

Kaban: CHP’nin dünkü kurulmuş bir parti olmadığını, Genel başkanını yönelik böyle kötü bir operasyon yapsanız da CHP o kadar büyük bir partidir. CHP’liler o kadar çabuk organize olabilecek kitledirlerler ki, bunu tersine çevirip kendilerini bu sıkıntıdan çekip komployu tersine çevirebilecek bir parti olduğunu göstermiştir. Ne yaparsanız yapın CHP öyle bir organizasyon yapar ki, içinde öyle değreler var dır ki.. bu kurultay buna da işaret etti. Atatürk’an partisi olmak bu. Köklü parti olmak bu.CHP,  delegeleriyle nasıl organize olabileceğini, yeni genel başkanı etrafında.toplumu nasıl harekete geçirebileceğini göstermiş bir partidir.

Sav CHP Tarihinde tarih yazdı

-Önder Sav’da süreçte çok etkin oldu galiba

Kaban:Bu değişimde özellikle Genel Sekreterimiz Önder Sav; ne kadar iyi bir orkestra şefi olduğunu, parti tecrübesini gösterdi. Sürece başarıya yönetmiştir. Sav’ın da CHP tarihinde bir tarih yazdığını görmüş olduk. Onun da bu süreçten başarıyla çıkmada çok büyük emeği vardır.

Baykal önemli görevler yapacaktır

-Baykal ne olacak dersiniz

Kaban: Genel Başkanımız Deniz Baykal ‘da güzel işler yaptı. Ama çok alçakça bir komplo düzenlendi kendisine karşı. Artık Deniz Baykal çok farklı yerde olacaktır. Cumhurbaşkanı olabilecek bir insan. Baykal, düzgün bir lider. Baykal’dan vazgeçmiyoruz. Genel başkanımızın son dönemlerdeki meclise sade bir arabayla gelmesi, genel başkanın önünde ayağa kalkıp onu alkışlaması büyük puan topluyor. Deniz Baykal’da önemli görevler yapacaktır. Baykal artık siyaset üstü bir lider olarak topluma hizmet etmeli.

CHP’lilere düşen görev

-Tek başına iktidar olacaksınız. Şu anda yüzde otuzlardasınız bu yetmez tek başına iktidara

Kaban: Olabilir. Olabilir. Ama yükseliş başladı. Bu daha da yükselecek. Ben sanayiciyim. Ben bazılarının yanında CHP’liyim diyemediğim insanlar artık ‘Biz CHP’ye gidelim. CHP’ye üye olalım’ diyorlar. Bu da CHP’ye akın var. Ben CHP’liyim demek artık moda oldu. Bunu çok sağlıklı buluyorum. Herkes bize geliyor diye kıskançlık falan duymuyorum. Biz kollarımızı açıyoruz. Herkesi partiye bekliyoruz. Çünkü CHP sadece CHP’lilerin partisi değil. Tüm Türkiye partisi. Herkesin partisi. İktidar yolu da burdan geçiyor. Ama bunun yanında CHP’ye emek veren insanların ‘ Nasıl olsa herkes CHP’ye geliyor. CHP nasıl olsa artık iktidar olacak’ deyip kenarda durmaları çok sıkıntılı durum yaratır, duraklama yaratır. Her CHP’li en az on kişiyi CHP’ye getirecek, en az on kişiyi CHP’li yapacak çalışmalar içinde olmalı. Onlarla dostluk kurmalı.Ve onları partiye kazandırmalı diye düşünüyorum.

Dürüst , güvenilir, hoşgörülü lider Kılıçdaroğlu
Kılıçdaroğlu Genel Başkan oldu. Yollara düştü. Zonguldak, Çorum, Trakya. Araştırma kurumları CHP’nin oylarının yükseldiğine işaret ediyor. Kılıçdaroğlu’nun ilk gezilerini, söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kaban:Halkımızın siyasetten önemli beklentileri vardı. Bu ülke tarih, coğrafya bakımından önemli bir ülke. Ama her gelen siyasetçi halkı yanılttı, halka güven vermediler. Halka zarar verdiler. Kılıçdaroğlu’nun hayatına baktığımızda hep olumlu şeyler yaptığını görürüz. Dürüst çalışmış, dürüst davranmış, insanlara samimi davranmış. Bunu biz yerel seçimlerde de gördük, birkaç gezimiz oldu orda da gördük. Yani Kılıçdaroğlu, mesela yerel seçimlerde bize şunu söylüyordu, ‘Arkadaşlar seçim çalışmalarında herkese eşit davranın, Şu bizim partiden değil, bu bizim partiden değil bize oy vermez diye düşünmeyin. Herkes bize oy verebilir. Yeter ki siz onlara yaklaşın onlara dokunun’ demişti. Hatta bir noktada vardı. Cami evlerine, cem evlerine gidin. Cami imamlarıyla birebir ilgilenin onların da sorunları vardır. Onların sorunlarını çözmek te bizim görevimiz. Birlikte bir Adıyaman ziyareti yapmıştık. Adıyaman’dan Gaziantep’e gidiyoruz. Yolda üç tane düğüne katıldık. Haydi durdurun arkadaşlar arabayı şu düğüne bir hayırlı olsun diyelim. Düğün sahibi bir bakıyor Kılıçdaroğlu karşısında. Şaşırıp kalıyor. Haydin halaya duralım diyor. Bire bir insanlarla ilişki kurmayı seviyor.a Halkta kendisiden biri olarak görüyor. Hani bir malımız, paramız olsa kime teslim ederiz. Güvenilir olmasına bakarız. Kemal Kılıçdaroğlu da böyle biri olarak görülüyor. Bu ülkeyi ona teslim edebiliriz diyor vatandaş. Bu çalmaz, çırpmaz, kimsenin hakkını yemez diyor. Zaten Genel Başkanımız da kendisini çok bağladı. Dedi ki ‘Ben siyasete başlıyorum. Genel başkan oluyorum. Bundan sonra da villalarda oturmayacağım. Yakınlarımı zengin etmeyeceğim’ dedi. Ben burdan şunu anlıyorum. ‘Ben kendimi ülkeme feda ediyorum’ Ben ülkemi kalkındırmak için özveriyle çalışacağım ama kendimi ve yakınlarımı zengin etmek için çalışmayacağım’. Dürüst ve güvenilir siyasetçiye özlem vardı. Kılıçdaroğlu’nda bunu buldular. Bu nedenle büyük ilgi duymaya başladı. Kılçdaroğlu seçildi. O gün tüm Türkiye’nin her yerinden telefonlar aldık. ‘Çok güzel oldu. Türkiye ayağa kalktı. Sakın ikinci gün bir rahatsızlık yapmayın Burdan da şunu anlıyoruz ki halk kendi yönetimi kendisi kuruyor. Birde Kılıçdaroğlu şunu söylüyordu. ‘Artık partiye yeni insanlar katılacak. Herkese gidin kendinizi anlatın. Şu anda CHP sadece CHP’lilerin Partisi değildir: Tüm Türkiye’nin partisidir. Herkesin partisidir. Öyle bir akın var ki CHP’ye her kesimden insan akıyor CHP’ye.. dindarından sağ kesimden, yani insanların çok ta ben illa şu partide olacağım şu görüşte olacağım diye bir tutumu yoktur. İnsanlar, dürüst siyaset istiyor. İnsanlar yemeyen, çalmayan, çırpmayan yönetim istiyor. Kılıçdaroğlu’nda ki özetle bu. İnsanların, güvene, dürüstlüğü, hoşgörüye ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu bunlara yanıttır. Bu nedenle halkla özdeşleşti.
Erdoğan sesini çıkaramaz oluyor
Baykal döneminde CHP’liler hep şunu söyler, ‘Laiklik elden gidiyor, Cumhuriyet tehlikede’ şimdi bu iza değişti mi ne. Kılıçdaroğlu; çifçiden, emekliden, işçiden, işsizden başlıyor, soygundan, villadan, çalmadan , çırpmadan çıkıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kaban: Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş bir programda şunu söyledi. ‘ Eskiden Tayyip Erdoğan’ı etkileyecek söz söylenmiyordu. Şimdi bir laf söylüyor Erdoğan, ardından Kılıçdaroğlu öyle bir laf ediyor ki Erdoğan sesini çıkaramaz duruma geliyor. Mesela ‘Öldürmeyeceksin’ diye bir madde söyledi Erdoğan, Kılıçdaroğlu hemen ardından bir başka maddeyi gündeme getirdi. ‘Ama bir madde de çalmayacaksın’ dedi. Herkes diyor ki, ‘AKP hükümeti birilerini zengin etti. Yeni zenginler türedi. Bunlar nerden geldi. İnsanlar bunu görüyor. CHP Atatürk ilkelerine bağlı bir partidir. Ama ekonomik sorunlarda vatandaşın canını yakıyor. Bir emeklilik sorunu var dedi Kılıçdaroğlu, ardından emeklilere promosyonu gündeme getirdiler. Şimdi CHP sürekli atakta, biz gol atıyoruz sürekli onlar golü kaleden çıkarmaya çalışıyorlar.
CHP’lilere çağrı
-Evet bize ayırdınız zamana teşekkür eder başarılar dileriz. Eklemek istediğiniz şeyler varsa alalım son olarak.
Kaban:-Şimdi tüm CHP’ilere çağrıda bulunmak istiyorum. Tüm CHP’lilere bir görev düşüyor. Yeni partimize katılan insanlara kucak açmamız gerekiyor. Sanki onlar da bizim gibi 40 yıldan CHP’liymiş gibi kabul etmemiz gerekiyor. Onların partilerin üye olmalarını kolaylaştırmamız gerekiyor. Zaten Genel başkanımız Kılıçdaroğlu demişti. Artık ‘Ben yok biz varız’ demişti. Artık biz varız. CHP’de herkes var. CHP’de aydınlar var, kadınlar var, gençler var. Kısaca ben yerine biz varız.
Akın akın insanlar geliyor CHP’ye. Herkese kapıyı açsınlar. Herkese 40 yıllık CHP’li gibi davransınlar. Çünkü geliyoruz artık biz varız. CHP’nin iktidarı geliyor. Bu iktidar herkesin iktidarı olacağına göre, herkesin de partisi olmak zorundadır.


 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum