SİLİVRİ’DE “HAYIR” SESLERİ

SİLİVRİ’DE “HAYIR” SESLERİ
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Gazetemiz Silivri Temsilcisi Fatma Sarıbıyık’a özel açıklamalarda bulunan Başkan Işıklar, AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın açıklamalarına sert bir üslupla cevap ve
 
IŞIKLAR: “DEMOKRASİ YANLISI OLANLAR DOKUNULMAZLIĞI ORTADAN KALDIRSIN”
“Referanduma 10 gün kala Türkiye’nin geleceğine sahip çıkanlarla, karartmaya uğraşanların oyları netleşmeye başladı. Görünen o ki, Türkiye’de hayır çıkacak. Evet’in % 60 civarında çıkacağını söyleyenler asıl hayal kırıklığını yaşayacak. Türkiye sahipsiz değil. Devletin temel kurumlarını yok sayıp, hukuku, adaleti teslim almaya çalışmanın halktan yankısını göreceklerine inanıyorum. Burada bir yanılgı var. Bugüne kadar 85 maddede değişiklik yapıldı, böyle yamalı bohçaya dönmüş bir anayasa yapılacağına, devletin bütün kurumlarının, halkın, sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla, toplu bir mutabakata dayılı bir anayasa yapılmasını Cumhuriyet Halk Partisi her zaman savunmuştur. Bu noktada yapılması düşünülen anayasa değişikliği tam tersine özgürlüklere yol açan değil, 24 maddesi haricindeki sadece 2 maddesi hukuku teslim almaya dönük, kendi hukukunu kurmaya dönük bir çabadır. Halkımızın da bunu göreceğine inanıyoruz. 1982 Anayasası’nın değişmesini tabii ki savunuyorduk, bugün de savunuyoruz. Bu bir çelişki değil. Böyle yamalı bir bohça gibi bir maddesini diğer maddesiyle çelişir hala getirerek değil, toplamda aynı bakış açısı içerisinde yapılmasını istiyoruz. Madem bu kadar demokrasi yanlısılar, bu kadar açılımdan yanalar o zaman dokunulmazlığı ortadan kaldırsınlar. AKP bu kadar demokrasi yanlısıysa, demokrasiyi askıya alan, çağ dışı uygulamaları bugün içinde barındıran Siyasi Partiler Yasasını değiştirsin.”
 
“DERE ISLAH ÇALIŞMASININ TAKİPÇİSİYİZ”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Silivri Belediyesi’nin hiçbir sorunu yok, olamazda.diyen Başkan Işıklar; “ Ben en başında söyledim, bizi seçen oy meşru da onları seçen oy gayrimeşru mu? O bizim başkanımızdır bunu defalarca söyledim. Bu konuda hiyerarşide hiçbir yanlışlık, saygıda hiçbir kusurumuz olmamıştır. Olması da mümkün değil. Benim Büyükşehir Belediyesi’ne ‘350 milyon dolarlık para nerede’ diye sormak gibi bir haddim de yoktu, öyle bir niyetim de yoktu. Dünya Bankası’ndan dere ıslahlarıyla ilgili böyle bir kredi alındı, meclisten geçti ve onaylandı, ihaleleri yapıldığı söyleniyor. Tüm bunlara rağmen bu işin neden yapılmadığını soruyorum. Bu para bu amaç için alındıysa biran önce kullanılsın, bu zulüm de burada bitsin. İnsanlar hava karardığında, yere yağmur düştüğünde evlerinden panik olarak çıkıyorlar. Bu para can kaybından daha mı önemli? Ben bunu sordum, birini suçlama anlamında değil. Bu iş yapılmıyor, bu konu durdu. Bizim merak ettiğimiz bu. Burada yaşanan selde insanlar zarar gördü, eşyaları sular altında kaldı ve can kaybı yaşandı. Bir yağışta bunun daha fazlasının olmayacağını kim garanti edebilir? Ben 350 milyon dolarlık konuda bunu söyledim, bunun da takipçisiyiz.”
 
“İBB’Yİ KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANIYORLAR”
Ramazan ayında iftar yemeği vermediğimizi söylemiş Sayın Başkan. Doğru, fakirliği, çaresizliği, yokluğu ve dini siyasallaştırmamak için iftar yemeği vermiyoruz. Bu mübarek ayda dinimizin güzel geleneklerini sokak ortasına dökerek, bunu siyasi bir şova dönüştürmemek için yapmıyoruz. Bunu yapmamamız, böyle bir ihtiyacı karşılamıyor olmamız anlamına da gelmez. İlçemizde ihtiyaç sahibi ne kadar insan varsa, onlara sahip çıkıyoruz. Evlerine kadar gidiyoruz, ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Öyle yılın bir günü sadaka dağıtır gibi de değil. Senenin 364 günü bu soruna kafa yormayacaksın, ilgilenmeyeceksin yılın bir günü bir kap yemek koyarak teslim alacaklarını sanan anlayışa itirazımız var. Biz hemşerilerimizi, senenin 365 günü birinci sınıf vatandaş yapmaya çalışıyoruz. Ayırmadan, kimliklerini sorgulamadan, kime oy verip vermediğine bakmadan sadece insan olduğu için bunu yapıyoruz. Bunu şova dönüştürmek için yapmıyoruz, böyle bir acizlik içinde de değiliz. Bunu dini siyasete alet etmek olarak görüyorum. Bunun en güzel örneği de ne kadar itiraz etseler de Mega Saray’da verilen iftar yemeğidir, bunun belgesini de verdik. Büyükşehir’in 30 günlük iftar yemek listesinde, 14 Ağustos’ta Mega Saray’da genel teşkilat yemeği olarak altında destek hizmetleri müdürünün imzasıyla birlikte belge olarak da yayınlandı. Bunu da mı yok sayarak inkâr edecekler? Biz onların bu anlayışını belgeyle de ortaya koyduk, arkadaşımız görmediyse tekrar inceleyebilir. Bu olay, Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarını,  referandum sürecinde kendi çıkarları için kullanmak istediklerini çok net bir şekilde ortaya koydu.
 
“İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜ GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR”
Sevgili arkadaşım belediyecilik dersi vereceğini söylemiş. Ben kendisiyle 5393 ve 5216 sayılı kanunları ve genel belediyecilik uygulamalarını istediği zaman ve zeminde konuşmaya hazırım. Benim bilgimden şüphem yok. Bugüne kadar hizmet yapıyorum diye elinde telefonla bizi bütün kurumlara ihbar edip, gönderdiğimiz her yazı ve dilekçeyi durdurmak için üzerimize baskı yapıp, sonra da ‘burada hizmet yapılmıyor’ diyerek halka şikâyet etmeye kalkması toplumda ikiyüzlülüğünü gözler önüne seriyor. Elindeki siyasi yetkiyi, Özcan Işıklar’ı cezalandırmak ve başarısız göstermek adına kullandığını düşünse de, aslında tüm Silivri’yi cezalandırdığını halkımıza anlatıyorum.
 
“YAPMAK ZORUNDA OLDUKLARI İŞİ LÜTUF GİBİ GÖSTERİYORLAR”
Planlar konusunda, Büyükşehir Belediyesi’nin yapması gerekenler de dâhil olmak üzere ilk defa ihale etmeden, parayı sokağa atmadan kendimiz yapıyoruz. 39 tane belediye içerisinde buna cesaret eden, buna girişen tek belediyeyiz. Milletin gözünden kaçan eksiklikleri, hataları biz yakalıyoruz. Arkadaşımız 80 adayı söylemiş, 80 adayı meclisten gönderen kimdi? Bir Nato boru hattı bahanesiyle, bizi 6 ay geriye atan kimdi? Kendilerinin de oy birliğiyle geçirdiği planı geri gönderen kimdi? Bunları kamuoyu bilmiyor mu sanıyor? Siyaset yapılabilir. Elindeki iktidar gücünü aleyhimize kullanmak yerine, burada eksik kalanları yaptırmaya çalışmalı ki biz de bunu çıkıp halka anlatalım. Biz bundan eziklik durmayız, ‘bu arkadaşlarımızın çabasıdır’ deriz. Bugüne kadar belediyeye bir ton asfalt vermeden, İSKİ’nin kazdığı hiçbir yolu yapmayan, defalarca gidilmesine rağmen yaptırmayan bir anlayışın nasıl siyasileşmediğini söyleyebilir? Öncelikli olan birçok yer varken, Fenerköy asfaltlandırılabiliyor da, diğer köylerin 7 tane beldenin yollarına neden el atılmıyor? Ana arterlerin bakımı ve işletmesi kimde? Kendi yapmak zorunda oldukları işi lütuf gibi göstermeye alışmışlar. Halkı kul mantığıyla gören anlayış bu.
 
“SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE TEHDİTLER BAŞLADI”
AKP bütün Türkiye’de bir korku imparatorluğu yaratmaya çalışıyor. Kendisi de özenmiş olacak ki, o da sivil toplum örgütlerine tehditlere başladı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir Belediye Başkanı olarak bütün sivil toplum örgütleriyle iyi geçinme çabası içindeyiz. Onlarla halkımızın lehine ortak çalışmalar, iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Biz kimseye toplumumuzun hiçbir yerini onlar gibi peşkeş çekmedik. Geçmiş 5 yılda yapılan uygulamalara bir bakın. Aynı yeri esnafa 10 bin liraya kiralıyorlardı. Bizde bunun bütün gelirini esnaf odasına vermek üzere aylığı 600 TL’ye verdik. Kaldı ki çok fazla bir gelir de elde ettiklerini düşünmüyorum, bunu bir hizmet olarak yaptılar. Sadece Silivri’nin esnafına yer verildi, bir mafyaya yada bir çeteye peşkeş çekilmedi. Geçtiğimiz dönemde gece pazarının yerinden gayri resmi bağışlar alındığını biliyoruz. Arkadaşımız bunları inkâr edebilir mi? Burada oda nerede siyasi bir iş yapıyor? Tam tersi esnafla vatandaşımı buluşturarak, zor durumda olan esnafımıza nefes aldırmak istedik. Esnafa iş, güç yaratmanın neresi siyasettir?
 
“HİZMET ETMEMİZE ENGEL OLMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Silivri’de üniversite çalışmalarının planlama seviyesinde engellendiğini biliyoruz, Vergi Dairesi’nden haciz konarak geçmiş dönemden oluşan borçları, kendi yarattıkları bataklıkları genişletmeye çalıştıklarını biliyoruz, borç harç içinde bıraktıkları belediyenin borçlarını ödemek için kendi imkânlarımızla harekete geçmemizin bile önüne geçmeye çalıştıklarını biliyoruz, Büyükşehir’in bugüne kadar selin getirmiş olduğu atıkları bile almasını engellediklerini biliyoruz, yatırımları durdurduklarını biliyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımızın ‘Ben Silivri’ye bu kadar yatırım yaptım, kırgınım. Onun için bir şey yapmıyorum’ dediği söyleniyor. Eğer doğruysa bundan çok büyük üzüntü duyarız, söylenmemiş olmasını temenni ederim. Halkın tercihine saygı gösterilmeli.
 
“SAHİLE GELİP RAMAZAN ETKİNLİĞİ GÖRSÜNLER”
Bina yapmakla, halkın mutluluğu ve refahı sağlanmıyor. Burada yoksuluna, fakirine, engellisine, yaşlısına ve işsizine geleceğe hazırlamakla olur. Dini siyasete alet ederek, sokak ortalarına masalar koyup iftar yemeği vermeyi bir beceri ya da hizmet kabul ediyorlarsa, halkımızın buna ihtiyacı yok. Silivri’de 2500 hane senenin 365 günü düzenli olarak bu yardımı alıyor. Silivri’de artık sokaklarda, belediye koridorlarında sadaka dilenen insanlarımız kalmadı. Bu mübarek Ramazan ayında gerçekleştirdiğimiz programlarla insanlarımıza kültürümüzü çok güzel tanıttığımızı düşünüyorum. Bunu bir gelenek haline getirip, ebru sanatıyla, sema gösterisiyle, meddahıyla, tiyatrosuyla modern Ramazan etkinliklerimizi de çoğaltarak sürdüreceğiz. Bir pespayelik içerisinde insanları yemek yerken kameraya çeken, bir çadır içerisinde şarkılar türküler söyletip değil, biz herkese açık bir kültür hizmeti olarak etkinliklerimizi gerçekleştiriyoruz. Ramazan’da hiçbir şey yapılmadığını söyleyen arkadaşımız haftasonu bir sahile insin, Ramazan etkinlikleri nasıl yapılıyormuş ders çıkarsın.
 
“SİLİVRİ’DE % 60’DAN FAZLA HAYIR BEKLİYORUZ”
Silivri’de özellikle referandum ile ilgili çalışmalarda görüyoruz ki, halkımız bu olayların farkında. Halkımız yıllarca fakirlikle, yoklukla, çaresizlikle baş başa bırakıp, bundan pirim yapmaya çalışan anlayışı iyi yanıyor. 29 Mart seçimlerinde de bunu sandıkta gösterdi. Silivri’de % 60’ı geçen bir oy alacağımıza inanıyorum. Silivri’nin demokrasiden, çağdaşlıktan ve aydınlıktan yana olduğu 12 Eylül akşamı göreceğiz. Türkiye’de de en az % 55 ile hayır bekliyoruz. Sevgili arkadaşımız siyaseti çok iyi bilir. Düne kadar 12 Eylül Anayasası’na o da karşıydı, şimdi onu savunur duruma gelmesini de ben şaşkınlıkla izliyorum. 12 Eylül’de en çok eziyeti solcular ve ülkücüler çekmiştir. En çok karşı çıkan biziz ama bu değişikliği siyasi bir araç haline getirip, hukuku teslim alma noktasında hayır diyoruz. Bunu da halkımızın çok iyi değerlendireceğine inancımız tamdır.
 
Haber: Fatma Sarıbıyık
 
 
 
 
 
 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.