Silivri Belediyesi Ekim ayı meclis toplantısına dün merhaba dedi.

 

Bayram haftasındayız diye mi bilmem ama bizim meclis üyelerinin hepsi rehavet içindeydi. 

Mecliste tek konuşan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar oldu. 

Onun dışında kimseden çıt çıkmadı. 

Hatta hiçbir meclis toplantısını kaçırmayan Yılmaz Kandemir ağabeyimizden bile.

Yeni Yılmaz Kandemir meclis toplantısına katılacak ama sesi çıkmayacak. 

Olacak iş değil ama oldu bu sefer. 

Pardon, birde AK Parti Gurubu adına İBB ve Silivri Belediye Meclis Üyesi Rıfat Kutlu söz aldı. 

Kutlu’nun söz almasıyla, “tamam şimdi kıyamet kopacak” diye düşünürken beklenen olmadı. 

Meğersem AK Partili Meclis Üyemiz Rıfat Kutlu, herkese iyi bayramlar dilemek için söz almış. 

Hal böyle olunca, bütün basın mensupları hayal kırıklığına uğradı. 

Yani sizin anlayacağınız bayram öncesi kimse açmadı bayramlık ağzını.

Bayramdan sonra açarlar mı bilmem. 

Çünkü hepsi kendi havasında, kendi derdinde. 

Başkan Işıklar Mecliste 2015-2019 yılları arasında yapılacak olan Stratejik Palanlarla ilgili sunum yaptı. 

Gerçi Stratejik planla ilgili dergi de bastırmış belediyemiz. 

Ben diyeyim 50 sayfa siz deyin 100 sayfa. 

Dergiye baktığımızda ve Başkan Işıklar’ın mecliste yaptığı sunumu değerlendirdiğimizde 2015-2019 yıllarında Silivri’nin bütün ihtiyaçları tamamlanmış olacak. 

Nasıl olacak bilemiyorum ama madem o Stratejik Plan dergisine konuldu o hizmetler, hiç kaçarı yok yapılacak. 

Başkan Işıklar’ın ilçeye yapmayı planladığı hizmetler güzel ama Silivri’yi tehdit eden maddeler de var. 

Asıl ilk öncelikli olarak yapılması gereken şeyler ilçemizi tedit eden maddelerde yer alıyor. 

Peki o tehdit eden maddelere kim çözüm bulacak? 

İBB’mi, Silivri Belediyesi mi, yoksa İBB ile İlçe Belediyesi ortaklaşa mı çözecek bu tehdit içeren sorunları?

 

Boğluca Deresi mevzusu zaten yılan hikâyesine döndü.

İBB şu dere ıslahını bitirse de hem biz kurtulsak hem de kendisi. 

Tehdit unsuru oluşturan mevzular arasında esas dikkatimi çeken bir madde var ki sormayın doğrusu. 

Köylerin kapatılıp mahalleye dönüştürülerek belediyeye bağlanması ilçemiz açısından tehdit unsuruymuş. 

Bunun neresi tehdit unsuru diyebilirsiniz. 

Köyler belediyeye bağlanınca hizmet alanımız genişledi. 

E bizim belediye de o köylere pardon mahallelere hizmet getirmek zorunda kaldığı için tehdit olarak görüyor olabilir bu konuyu. 

Gerçi seçimlerde oy isterken ve köylülerde kendilerine oy verirken öyle bir tehdit unsuru ortada yoktu ama şimdi en büyük tehdit unsuru oldu. 

Ee bu işler böyledir anacım. 

Dereyi geçene kadar Dayı'sın, geçtikten sonra Ayı’sın. 

Kalın sağlıcakla…