Ali Tarakçı’dan 24 temmuz açıklaması

Ali Tarakçı’dan 24 temmuz açıklaması
İYGAD Başkanı Ali Tarakçı 24 Temmuz mesajında şu ifadelere yer verdi.
Sansürün kaldırışının 106. yılını neden kutluyoruz? Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluşu 1946... Gazeteciler, cemiyetlerini kurunca bir de bayramımız olsun demiş, sevgili üstatlarımız... Demişlerde demesine bir türlü
hangi gün, neden o gün olsun tartışmalarından sonuç alamamışlar. Nede olsa gazeteciler tartışıyor; siyasetçiler değil!

****
İlk gazetenin basıldığı gün “basın bayramı?” olarak düşünülüyor. İlk gazetenin çıkışı kimilerine göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanmıştır. İlk Türkçe gazete olmasına rağmen onu, resmi gazete olduğu için ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’in çıkışını ilk gazete basımı olarak kabul etmek istiyorlar.

Ve ortak bir görüş ortaya çıkamıyor. Her zamanki gibi gazeteciler bir türlü mutabakat sağlayamıyorlar. Nede olsa bilmediğimiz bir şey yok,ve önemli özelliğimiz herşeyi herkesten iyi bilmemiz!

****
Kim ilan ediyor 24 Temmuz tarihini? Sonunda bir gazeteci bu işi kökten çözüyor. Akşam'dan Fatih Rıfkı Atay, kendisi 24 Temmuz'u basın bayramı ilan ediyor. Ve o günden itibaren 24 Temmuz Gazeteciler Bayramı olarak kutlanmaya başlıyor.

Neden 24 Temmuz bayram? Çünkü 2. meşrutiyetin ilan tarihi... Osmanlı Basın tarihinde ilk sansürün uygulandığı tarih 10 Mayıs 1876. 24 Temmuz 1908'de 2. meşrutiyet yürürlüğe girince, sansür uygulamasına
son veriliyor. II. Meşrutiyetin yürürlüğe girmesiyle birlikte, çıkan gazeteler sansür memurlarına verilmeden basılmış ve o gün sansürün kaldırılması olarak tarihe geçmiştir. Atay, 24 Temmuz tarihini açıklarken
aynı zamanda 2. meşrutiyete gönderme yapıyor. Yeni anayasa yeni meclis... Tabi aynı zamanda millet iradesi... Ve biz gazeteciler 106 yıldır millet iradesinin yanında yer alıyoruz(!)

Millet iradesinin ve özgürlüğün yanında yer alan, kalemleri-meslek ilkeleri ile meslek onurunu koruyan tüm gazetecilerin bayramı kutlu olsun...

Son söz: Evet tam tamına 106 yıl... Gazete baskıya verilmeden önce sansürbaşına gönderilen gazeteler tarih oldu... Şimdi gazeteleri basmadan önce sansürcülere gönderip olur almıyoruz. Şimdi sansürü bizzat kendimiz yapıyoruz. Dünya görüşümüze göre, taraflılığımıza göre, gazete patronlarının çıkarlarına ve zihniyetlerine göre, yetmiyor, genel yayın yönetmenlerinin, haber müdürlerinin zihniyetlerine ve gazetecilik
ahlakına göre, yetmiyor haberi yapan arkadaşımızın tercihlerine göre, köşe yazarlarımızda böyle... Anlayacağınız sansür için devlete, iktidarlara ihtiyaç kalmıyor. Muhalif olduğunu söyleyenler bile kendi
gazetelerinde sansür yapıyor... Adı başka birşey oluyor. Sansür artık sadece yasalarda ve 'Alo Fatihlerde' değil... Zihniyetlerimizde...Zihniyetlerimizin, gazetecilik etiğinin özgürlüştüğü bir gazetecilik dileğiyle, bayramanız bir kez daha kutlu olsun...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.