Bir sürü bilimadamı yetiştiriyoruz ama Marmaray’ı Japonlar’a;nükleer santralimizi Ruslar’a yaptırıyoruz.Uzaya Türk uydusunu Çinliler’e attırıyoruz.Yüzlerce İlahiyat profesörümüz var,her biri ayrı telden çalıyor.İslamiyet üzerine her gün yeni garabetler duyuyoruz.Biri diyor ki,”altı yaşındaki çocukla evlenilebilir”,diğeri diyor ki,”ayakkabısı yüksek olanın imanı alçak olur.” Ne  haramı bileni var,ne de helali…Havaya göre yelken kullanıyorlar.Rüzgar nerden eserse o yöne yatıyorlar.

Okula başladıkları günden itibaren çocuklarımıza İstiklal Marşı’mızı söyletiyoruz ama hiçbir yetişkin bu marşı doğru dürüst bilmiyor.Anadilimizi düzgün konuşamıyoruz.Özellikle öğrenim görenlerimiz,her iki sözcükten birini yanlış kullanıyor.Tarihimizi bilmiyoruz.Ülkemizi tanımıyoruz.Arap ülkeleri bize özeniyor,bizse onlara benzemeye çalışıyoruz.Zeki çocuklarımızı kollamıyor,sanatçılarımıza değer vermiyoruz.Osmanlı’nın enkazından yeni,çağdaş bir devlet çıkaran,dünyanın saygı duyduğu kurucu liderimiz Atatürk’ü tanımıyoruz.

Müziğimiz arabesk,mimarimiz kişiliksiz,din adamımız cahil,aydınımız yarı cahil,yargımız taraflı,işçimiz aç,çiftçimiz muhtaç,tarlalarımız ekilmiyor,kesilen ağaçların yerine yenisi dikilmiyor.Yöneticimiz dirayetsiz,memur kifayetsiz,bürokrat yetersiz.Demokrasimiz defolu,gıdalarımız GDO’lu.Her şeyimiz yabancı,işadamı kurtakçı,siyasetçi palavracı.

Kıyılarımız satılıyor,yeşillikler yok ediliyor,rant uğruna kentlere AVM’ler dikiliyor.Madencimiz çileli,sınavımız hileli,her şey şaibeli.Ne tarım ülkesiyiz ne sanayi.2000 yılına dek tarımda dünyanın kendi kendine yeten 7 ülkesinden biriydik,şimdi otu-samanı dışarıdan alır olduk.

Düzlüğe çıkmak için el ele vermeliyiz,siyasal tavrımızı gözden geçirmeliyiz.Devam ederse bu durum,sonumuz uçurum.