Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

ÖNCE CAN, SONRA CANAN!..

ÖNCE CAN, SONRA CANAN!..

Üniversite mevzusu Silivri gündeminden bir türlü düşmüyor. 
Bizim Belediye Başkanımız Özcan Işıklar inat etti, ilçeye mutlaka bir üniversite kazandıracak. 
Kazandıracak ama, ne zaman orası hiç belli değil. 
Şimdilik sadece yer veriyoruz ve karşılıklı protokol imzalıyoruz. 
Protokol demişken, dün gazetemizde İstanbul Üniversitesi ile Silivri Belediyesi arasında imza altına alınacak ön protokol haberini mutlaka okumuşsunuzdur.
 
Bayram değil seyran değil neden o protokol gündeme geldi diyebilirsiniz. 
Vallahi bunun suçlusu ben değilim! 
Sayın Başkan kendisi koşa koşa bir yerel gazeteye demeç vermiş ve “ Aydın Üniversitesiyle ilgili ticarethane dedikodusu yapanları, Silivri’ye üniversite gelmesine engel olanları ve ahlaksızca siyaset yapanları deşifre edeceğim” demiş. 
Aslında haksız da sayılmaz hani.

 
Koskoca 5 yılda Silivri’ye bir üniversiteyi getiremedik. 
Bunun suçlusu kim? 
Başkan Işıklar bu sözleriyle kimi hedef gösteriyor bilemiyorum ama onlar kendini mutlaka biliyorlardır. 
Ancak bu konuda tek suçlu da muhalefet değil. 
Yer verdiğimiz, protokol yaptığımız o üniversitelerin yöneticilerinin hiç mi suçu yok?
Var tabi… Aslında suçun en büyüğü onlarda. 
 Neymiş efendim bürokrasiyi aşamıyorlarmış. 
Bürokrasiyi aşamamanız sizi bağlar beyler!
Madem bürokrasi sorununu çözemiyorsunuz o zaman oyalamayacaksınız Silivri halkını. 
***
Şimdi gelelim Aydın Üniversitesi ile imza altına alınacak olan protokolün içinde yer alan maddelere. 
Sayın Başkan “üniversiteye ticarethane deyip dedikodu yapıyorlar”  dese de, kazın ayağı öyle değil anacım. 
Protokole baktığımızda eğitim alanından çok ticaret yapılacak sosyal mekânlar ağırlıkta. 
Terzisinden tutunda çiçekçisine, çiçekçisinden tutunda ayakkabı tamircisine kadar her şey var üniversite kampusunun içinde. 
Barlar, kafeler, restoranların haricinde AVM ve market bile var. 
Tüm bunlara baktığımızda demek ki burada eğitimin dışında ticari hizmetin de verileceği ortaya çıkıyor. 
Şimdi, “Gümüşyaka’nın üniversite için alt yapısı yok. Öğrenci aç mı kalacak” diyebilirsiniz. 
Öğrenci aç kalsın demiyorum ama Gümüşyaka esnafı da aç kalmasın be abi. 
Sonuçta üniversiteye verilen yer Gümüşyaka halkının yeri. 
Onlarda sebeplensin şu üniversite mevzusundan. 
O protokole göre hareket edilir ise, öğrenci asla çıkmaz o üniversite duvarlarının içinden.  
Tıpkı Kadir Has Üniversitesi  öğrencilerinin çıkmadığı gibi! 
Önümüzde böyle bir örnek varken bence siz Aydın Üniversitesi ile imzalayacağınız protokolü tekrar gözden geçirin derim. 
Mesala çiçekçi, terzi ve ayakkabı tamircisi gibi dükkanları bizim esnafımız açsın üniversite yerleşkesinin içine. 
Veya bu gibi hizmetlerin üniversite dışında olan kendi esnafımızdan alınması şartı da koyulabilir o protokole.

 
Daha birçok örnek verebilirim bunlar üzerine. 
Ama halkı temsil eden meclis üyelerimiz de bir zahmet el atsın şu protokol maddelerine. 
Yoksa Gümüşyaka halkı bunun hesabını sorar hepimize. 
Önce Silivri ve Gümüşyaka’nın çıkarları gözetilmeli bana göre. 
Ayrıca sakın ha üniversiteye karşıyım gibi bir izlenime kapılmayın. 
Ben hepinizden çok istiyorum ilçemize bir üniversitenin gelmesini. 
Ama dediğim gibi önce Silivri’nin, Silivri halkının çıkarları sonra yatırımcının. 
Yani önce Can sonra Canan. 
Kalın sağlıcakla… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi