Ökkeş Ağaoğlu

Ökkeş Ağaoğlu

Pamukoğlu’ndan Demirel’e Ders Gibi Cevap!.. (2)

Pamukoğlu’ndan Demirel’e Ders Gibi Cevap!.. (2)

CHP ve MHP ve de onların genel başkanları hiç kusura bakmasınlar. Biz onları eleştiriyoruz ve eleştirmeye de devam edeceğiz. Bu kadar hatadan ve bu kadar sorumsuzluktan sonra halâ meydanlardan kaçarak, miting alanlarından uzak durarak siyaset yaptıklarını sanıyorlarsa, aldanıyorlar. Ama halk olarak aldanmadığımız şey şudur:

Haftanın her salı günü Meclis’teki grup toplantılarında esip yağan bu iki liderimizin (Kılıçdaroğlu - Bahçeli) ellerine su dökemezsiniz. Maşallah kabadayılıktan taviz bile vermiyorlar.  Evet ama bu millet her ikinizi de meydanlarda görmek istiyor. Erdoğan cumhurbaşkanı olduğu halde nasıl ki her gittiği yeri miting alanına çeviriyorsa... Esas miting yapması gereken sizler değil misiniz?.. Size ne olmuş da burnunuzu Melis’ten dışarı çıkarıp miting yapmazsınız?.. Miting yapmanız için illaki seçim mi olması gerekiyor? Ayrıca...

Daha düne kadar MHP lideri ne demişti:
– “Hey iktidar (yani Erdoğan ve Davutoğlu), bundan sonra nerede miting yaparsanız ben de hemen yanınızda miting yapacağım.” Hani ne oldu?.. Neredesin Bahçeli?.. Siz bırakın miting yapmayı... Adam ortalarda yok...  Muhalefet liderlerinden birisi (veya yalaka takımından birileri) ortaya çıkıp bize şöyle bir soru sorabilir pekalâ:
– “Biz Meclis’te önerge üzerine önerge veriyoruz. İktidar partisinin yaptığı her şeyin yanlışlığını halkımıza anlatmaya çalışıyoruz. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Çünkü adamların (yani AKP’nin) sandalye sayısı fazla olduğu için önergelerimiz sanki okunmadan reddediliyor. Ama kendi önergeleri için elini kaldırıyorlar ve her kanun teklifleri kanunlaşıyor.” Evet ama, iki muhalefet olarak ses getiremediğiniz o kadar çok şey var ki... Örneğin bir Ekmeleddin olayında bile halkınızı dinlemediniz...

 Gittiniz Meclis dışındaki partilere, hayal ettiğiniz oy potansiyeline kendinizi hapsettiniz ve konu dışındaki kişileri dinlediniz... Onların olurlarına kanarak Atatürk Cumhuriyeti’ne gönül vermiş olan bütün sosyaldemokrat düşüncelere karşı durdunuz. Sağdan gelecek bazı oyların hayaline kapıldınız... Ve böylelikle de Erdoğan’ın önüne kırmızı halıyı serdiniz. Peki ne oldu?.. 

Büyük bir yenilgiyle oturdunuz, oturduğunuz yerde. Ama çatı adayın kendisinin halâ ortalarda görünmediğine bakılırsa... Adamın pişmanlığına cesaret vererek, “Bugün bile bir seçim olsa, yine Ekmeleddin’i aday gösteririm” diyerek CHP’nin ve devamındaki MHP’nin ne kadar fikirsiz, ne kadar düşüncesiz ve halkını ne kadar hiçe sayan muhalefet partisi olduğunuzu kanıtladınız.
PAMUKOĞLU, MECLİS DIŞINDA SİZDEN DAHA İYİ ÇALIŞTI...

Haaaa... Bu arada unutmadan şunu belirtelim, Osman Pamukoğlu bakın ne demişti:

– “Çatı adayı olayıyla yapılan, halkı hiçe saymaktır. Aday seçimi antidemokratiktir. Kapalı kapılar ardından aman duyulmasın, bilinmesin diye dolaplar çevrilmiştir. Bölünmeye itiraz etmeyecek bir isim getirilmiştir. Karşı taraf (Ver Çankaya’yı, al Kürdistan’ı) sahnelemektedir. Türkiye’de zaten cumhurbaşkanı yok ki...” Kısaca burada Pamukoğlu, bizim söylediklerimizin daha da içeriğine girerek, sosyal demokrat kanadın bugün tam bir çıkmaz içinde politika
üretmek istediklerini... Ama bir türlü üretemediklerini... Hatta AKP’nin yaptığı her yasanın zırhını delmek yerine, aksine ondan faydalanarak o zırhı kendine siper ettiklerini ve başarıyla ortaya koydukarını tek tek açıklamıştı zaten. Burada uzun uzadıya bahsetmeye gerek yok. Ama 5 Mart 2014 Çarşamba günü basında çıkan şu açıklamaları, bugün için ne kadar isabetli sözler değil mi?.. Bakın bundan 8 ay önce ne demişti Pamukoğlu:

– “Çözüm sürecinden bir şey olmayacak. 5 bin tane adam elleri silahlı bekliyorsa (Ki bekliyorlar) Kuzey Irak’ta, Suriye’nin kuzeyinde bizim topraklarda bekliyorlar, bu 5 bin silahlı kişi olduğu sürece, bunların tehdidi altında böyle barış marış olmaz. Mümkün değil, yapamazsınız. Olmaz ama bu aklı sıra oyalıyor PKK’yı, İmralı’yı, Kandil’i falan ama PKK bırakmaz bu işleri, bırakmayacak da zaten. Siyasi olarak çok yükseldi. Huzursuzluk gelecek ülkeye.” Bu söyledikleri yalan mı?.. CHP ve MHP ise, yetkili ve etkili oldukları halde, ne yetkilerinin gücünden haberleri oldu... Ne de etkili olduklarından. Etkileri cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya çıkmışken, sağ görüşün tuzağına düşerek dışardan pompalanan bir adayın ismiyle adeta evcilik oynadılar. Küçüldüler. Böylece yetki güçleri, karşı tarafın tuzağına düşülerek ellerinden gittiği yetiyormuş gibi...

Etkileri de kendi seçmen üzerinden haliye uçup gitmişti. Yani tıpış tıpış oy vermeye gitmenin ötesinde, tıpış tıpış gidip bir sağ görüşlü adaya oy vermem diyen seçmenin CHP’ye ve MHP’ye iyi ders vermesi halâ bu iki parti tarafından tartışmaya dahi açılmıyor. Daha doğrusu açılamıyor. Neden? İki muhalefet lideri öyle istiyor da ondan. Gerekçe ney?.. Önümüzdeki genel seçimlerde parti zarar görmesin. Peki yine yenilgiyle sonuçlanırsa, o zaman da “4 sene sonraki seçimler zarar görmemeli” diye kurultayları mı erteleyeceksiniz?..
Buna, zorla tek adam olmak derler. Buna, “Ben istediğim yerden aday gösteririm, veya göstermem. Benim istediğim adaya oy vermek bundan sonra ibadet olacak” derler... Ama artık bunun modasının geçtiğini... Sosyal demokrat anlayışta bunun olmayacağını... Cumhurbaşkanlığı seçiminde gösterildiğini...
Ama şimdi vatan söz konusu olduğundan, bu halkın sizi cezalandıracağını sakın unutmayın. Çünkü bu politikaya devam ederseniz sizler yüzde 10 barajını dahi geçemezsiniz.
OSMAN PAMUKOĞLU’NDAN SÜLEYMAN DEMİREL’E DERS GİBİ CEVAP

Pamukoğlu’nun bugüne kadar yaptığı açıklamaları ve dikkat çektiği konuları halâ görülmek istenmiyorsa (Ki istenmiyor), o zaman siyaseten biten sosyal demokratların son demleri yaşanıyor demektir. Bakın, eski cumhurbaşkanı Demirel ile Pamukoğlu arasında geçen karşılıklı konuşmayı aşağıda sizlere yayınlıyorum: Bir iddiaya göre diye başlar yazı. Aslında iddia değil, gerçek olduğu ispatıyla ortaya konmuştur.

Ve ardından Demirel ile Pamukoğlu arasında
şöyle bir diyaloğun geçtiğini yazar: Demirel: “General bu kişilerin İran’dan geldigini ispatlayabilir misin?” Pamukoğlu : “Nasıl?.. Nasıl yani?!” Demirel: “Bunları bana ispatla ki ben bunlara bir şey yapayım?” Pamukoğlu: “Horoz dünyanın her yerinde horoz! Horoz resmi çizip, üzerine horoz yazmanın anlamı yok!” Burada öylesine bir şey anlatılmak isteniyor ki... İnsanın hayrete düşmemesi elde değil. Düşünebiliyor musunuz?..

 Terör örgütü sınırımıza dayanıyor, geceleri katil olmak için sınırımızı geçiyor ve askerlerimize kurşun sıkıyor, geri dönüyor. Pamukoğlu da onları sıkıştırınca, Demirel beyefendileri rahatsız oluyor. Gerekçe neymiş? İran ile ilişkiler bozulurmuş. Peki, Yaşar Büyükanıt Paşa döneminde Kandil’e yapılan o büyük askeri harekâttan önce de terörün önde gelen sözde sorumlu bebek katilleri, askeri istihbarata göre İran’a sığındılar. Bunlar iddiadan öteye geçti ve ispatlandı. Peki İran için bu neden sıkıntı yaratmadı?.. Yani, Demirel’e şu soruyu sormak lazım:
,
– “Siz Pamukoğlu’na İran ile ilişkiler bozulmasın diye teröristlerin kıstırılmasının yanlış olduğunu siyaseten söylerken... Acaba şu soru hiç aklınıza gelmedi mi: (Ben İran ile ilişkileri kurtarmak için Türkiye sınırlarını teröristlere feda ederken... Yaşar Büyükanıt Paşa dönemindeki harekâtta, terörist elebaşlarının İran’a sığınmalarına ne demeli?..) Yani, Tahran neden sizin gibi, (Ben bu teröristleri ülkeme alırsam Türkiye ile ilişiklerimiz bozulur) diye düşünmüyor?..”
KEŞKE PAMUKOĞLU MECLİS’TE OLSAYDI!..

Bundan şunu anlıyoruz: Büyükanıt Paşa’yı harekâttan nasıl bir güç (ABD) vazgeçirttiyse... Aynı şekilde Demirel de aynı güçle karşılaşmış ve vazgeçilsin kararını vermiştir. İşte Pamukoğlu’nun farkı da burada. Halâ aynı heyecanla ve aynı coşkuyla vatana hizmet etmek için karşılaştığı olumsuz çıkışlara ve
kararlara karşı mücadele ediyor. Bunun görülmesi taraftarıyım. Herkes “Ordu içinden mutlaka bir Atatürk çıkmalı” diyerek sabırla beklerken, Pamukoğlu bugünün kurtarıcısı olarak düşünülmelidir... Askeri görevinin başarılarla dolu mesaileri (Tam bir komutan olarak) bugünlerde bile anılırken... Sivil siyaseti başarılarla dolu dolu devam ederken...

Halkın beklentilerine cevap veren siyasi duruşu milli söylemleri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ye örnek olmalıdır. “Keşke CHP’nin ve MHP’nin yerine Pamukoğlu’nun HEPAR’ı Meclis’te olsaydı” diye düşünmeden edemiyor insan.

Çünkü Atatürk’çü ve laik duruşunu bugüne kadar hiç bozmadı. CHP lideri Dersimli Kemal gibi, saçma sapan, “6 Ok’u günümüze yeniden uyarlayacağız” gibi ifadeler kullanmadı. MHP’li Bahçeli gibi, “Ey iktidar, nerede miting yaparsanız yapın, hemen yanıbaşınızda ben de miting yapacağım” diyerek yapamadığı şeyleri halka yapar gibi gösterip aldatmadı. Bu da bağımsızlık adına hiçbir şeyden ödün vermeden ve Atatürk ilke ve inkılaplarından sapmadan yoluna devam ettiğini bizlere kanıtladı. Onun içindir ki, hem askeri ve siyasi görüşünü, hem Atatürk’ün emaneti olan 6 Ok’un halkçılığını Türk milliyetçiliği ile CHP’nin elinden alan Pamukoğlu, mutlaka Meclis’e girmeli. Çünkü Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin Atatürkçü olduğuna inanmıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ökkeş Ağaoğlu Arşivi