Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı verirken İngiliz Sevenler Cemiyeti,Kürt Teali Cemiyeti,Mavri Mira Cemiyeti…gibi Türk milletini sırtından vurmak için dış güçlerce ülke topraklarında kurulan ihanet şebekleriyle de savaştı.

Kurtuluş Savaşı kazanıldı.Emperyalizmin maşası ihanet örgütleri tepelendi ama,emperyalizmin ülkemize yönelik sinsi faaliyetleri bitmedi.70’li yıllarda ABD,Türkiye’de yükselen anti-Amerikancı sol muhalefeti bölmek ve Doğu Anadolu’da bir Kürt devleti kurdurmak düşüncesiyle PKK’yi kurdurdu.ABD’den siyasi ve lojistik güç alan bu bölücü örgüt 35 yıldır ülkemizde kan döküyor.Milletimize maddi,manevi zararlar veriyor.Dünyanın en güçlü beşinci silahlı gücüne sahip olan Türkiye,sınırından 50 km ötede yuvalanmış olan bu cinayet örgütünü yok edemiyor.Stratejik dostumuz buna izin vermiyor.

Son birkaç yıldır Türkiye,PKK’nin taşeron örgüt olduğu gerçeğini yok sayarak bu örgütle barış süreci yürütüyor.Muhatap olarak da yalnız Öcalan’ı alıyor.Onunla pazarlık yürütüyor.Oysa PKK salt Öcalan’dan ibaret değildir.Örgütün ipleri başkasının elindedir ve örgüt  iki başlıdır.İkinci baş Kandil’dir.Öcalan,hükümete örgütün isteklerini dikte ettirirken Kandil,ağababası ABD’den aldığı anlık talimatları dillendirerek hükümete,Öcalan’ın tek karar verici olmadığını ihsas ediyor.Yani sorunun,Öcalan’la hükümet arasında çözülmeyeceğini söylüyor.ABD ne isterse onun olacağını söylüyor.Şöyle diyor KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık:

”Uluslararası bir sorun,uluslararası güçler olmadan çözülebilir mi?Hem dünyada globalizm olacak…hem de Türkiye Kürt sorununu sadece Kürtler’le çözecek.Bu mümkün mü? Türkiye sorunu çözme amacı taşıyorsa,bunun uluslararası güçler olmadan çözülemeyeceğini bilmesi gerekiyor…Amerika’nın üçüncü taraf olabileceğini söyledik.

Amerika’yı Kürdistan dışında…düşünmek mümkün değildir.”

Anlaşılacağı gibi PKK sorununun çözülüp barış sürecinin mutlu sonla bitmesinde belirleyici irade,ABD’nin kulağından tutup Türkiye’ye teslim ettiği İmralı mahkumu Öcalan değil,onun ve Kandil’in iplerini elinde tutan küresel güçtür.Hükümet,Öcalan’la barışı sağlamaya çalışarak havanda su dövüyor.Öcalan istediği halde  Cizre olaylarının son bulmaması,hükümetin yanlış yolda olduğunun en açık kanıtıdır.