MÜHİM OLAN DEĞİŞİMDİR!

MÜHİM OLAN DEĞİŞİMDİR!
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı. İmamoğlu, “CHP Genel Başkanlığı'na aday mısınız?” sorusuna, “Siyasete girdiğim an itibariyle, toplumun beklentisini çok önde tuttum” cevabını verdi. Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşm

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu; İBB, İETT ve İSKİ’de görev yapacak 388 yeni memurla bir araya geldi. İmamoğlu, İBB’nin Saraçhane ana yerleşkesindeki tarihi Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen buluşmada, memurlara seslendi. Buluşmayı geçtiğimiz şubat ayı için planladıklarını aktaran İmamoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle geçiktiğini söyledi. “Her konuda Türkiye'nin lokomotifi olan bir kurumdasınız” diyen İmamoğlu, “Büyük bir onur ve sorumluluk bu kurumda olmak, 16 milyon insanımıza hizmet etmek, onların isteklerini, ihtiyaçlarını gözeterek hiçbir vatandaşımız ıskalamamaya gayret etmek, hiçbir insanını bu şehrin özellikle bir konuma taşımadan, her bireyine eşit bakan bir anlayışla hizmet sunma kabiliyetini göstermek büyük bir ferahlık verecek sizlere. Görevinizi böyle yaptığınız takdirde, inanın ki akşam evinize döndüğünüzde, başınızı yastığınıza koyduğunuzda, dünyanın en huzurlu uykusunun uyursunuz. Yeter ki içinizdeki, ruh halindeki bu kavramlarla görevinizi yapın. Ben bunu yürekten hissediyorum. Manevi bir tılsımı var. İçtenlikle ifade edeyim ki, bu şehre hizmet etmenin o manevi yükünü ve sorumluluğu taşıdığım kadar da yerine getirdiğim sorumluluklar üzerinden de huzurlu bir biçimde evimde başımı yastığa koyabilmenin onurunu yaşıyorum. Bunu yaşamak için de son anına kadar büyük bir sorumlulukla çalışıyor olacağım” ifadelerini kullandı.

Muhasebe şart

İmamoğlu, buluşmanın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. “En son 29 Mayıs'ta bir değişim mesajı vermiştiniz. Şimdi o değişim mesajının üzerinden günler sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nde de bir kurultay süreci başladı. Aday mısınız?” sorusunu cevaplayan İmamoğlu, “Öncelikle şunu söyleyeyim: Önemli bir seçim yaşadık. Seçimler, bir sonraki aşamasında mutlak bir öz eleştiri, bir muhasebe gerektirir. Ve bunun yapılması gereken hassas alanlar vardır. Şunun altını çizelim: Ne yazık ki, 9 yılda üst üste üç kez cumhurbaşkanlığı seçimi kaybettik. Bu seçimlerden sonra da şunu yapamayız: Yani aynı şeyleri yapıp, yol yürüme gafletine kapılamayız. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasi partisidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran siyasi partidir. Çok partili döneme geçiş yapan siyasi partidir. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi, irtifa kaybedebilecek bir parti asla olamaz. O bakımdan, en üst seviyede bu sürecin en değerli bir şekilde irdelenmesi şart. Tabii Genel Merkez’inden en ücra köşedeki örgütüne kadar bu muhasebenin şart olduğunun altını çizmek gerekir. Ben, siyasete girdiğim her an itibariyle, toplumun beklentisini çok önde tutan bir süreci yaşadım kendi ruh halimde ve bunu yaşamaya da devam ediyorum; edeceğim de. Ve her zaman milletimiz, ülkemiz, devletimiz her şeyin önünde durmuştur benim anlayışıma dönük. Kaldı ki, siyasi partilerin asla bir amaç olmadığını, bir hizmet aracı olduğunu da defalarca, her ortamda dile getirdim. Ben, bu felsefeyi temsil ettim ve temsil etme konusunda da kararlıyım” dedi.

Topyekun bir değişim


Değişim meselesinin önemli olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Değişim, çok önemli bir kavram. Ben, geçtiğimiz hafta yaptığım açıklamada, aslında çok net olarak güçlü bir değişimden bahsetmiştim. Topyekun bir değişim, bir anlayış değişimi, köklü bir değişim, detaylı bir değişim içeren kavramlar ifade etmiştim. Dolayısıyla ben, aynı yerde devam ediyorum. O değişim anlayışını, halen en güçlü şekilde talep eder durumdayım. Değişimin sadece bir kurul, heyet değişimiyle olmayacağını hepimiz biliriz. Değişim ihtiyacını ben tariflemiyorum. Bunu toplum tarifliyor. İnsanlar istiyor. Kulağını buna tıkayarak yol yürümek olmaz. Kulağımızın açık olması, toplumun her kesimini dinlememiz ve her kesimin ne ses çıkarttığını ne istediğini anlamamız şart. Özellikle ülkemizde çok genç bir nüfusa sahibiz. Yeni gençlerin oluşacağı muazzam bir çocuk nüfusuna sahibiz. Bunların ne istediğini, nasıl bir gelecek arzusunda olduklarını da görmeden siyaset olmaz. Bunları görmek zorundayız. Ben, o gün ne ifade etmişsem aynı yerde, aynı duruşla yoluma devam ediyorum. Ki demokrasi de zaten onun için var. Aslında demokrasi, en ciddi anlamda değişimi tarifler. Onun için demokrasi çok güzeldir. Ve hayatımızda olması gereken en önemli kavramın demokrasi olduğunu her zaman, her yerde söyledim. Bugün de yanınızda, huzurunuzda ifade etmiş olayım. Düşüncelerim bunlar. Bu düşüncelerimin üzerinden sizin ne çıkarttığınızı bilemem. Ama elbette ki mesele, bir makam ya da bir kurul meselesi değil” didye konuştu.


Kervan yolda dizilir
 

Gazetecidlerin, “Kılıçdaroğlu'yla Ankara'da görüştünüz. Sizin bu değişim sürecine liderlik etmekte, ‘Evet ben gönüllüyüm’ dediğiniz konuşuluyor. Bu görüşmelerin ayrıntılarını alabilir miyiz? Bu değişime liderlik etme konusunda ‘Evet ben varım’ diyor musunuz?” sorusuna da cevap veren İmamoğlu, “Ben, bütün bu duygu ve düşüncelerimi, çok geniş kapsamlı bir şekilde elbette ki kendisiyle paylaştım. Her zaman söyledim; ideallerim uğruna, her hususta görev almaktan asla çekinmem, çekinmedim. Ve demokrasinin bir neferi olmaya, her kavrama dönük mücadeleyi en üst seviyede vermenin bir neferi olmaya devam edeceğim. Aynı yoldayım. Aynı yolda yürüyorum. Konuştuğumuz şeyler, bunlar. Takip ediyorum süreci” dedi. İmamoğlu, Genel Başkan’ın size karşı tepkisi nasıl oldu? Bu değişimden bahsettiğinizde ne dedi? “Baba- oğul kavgası” başlıkları var” sorusuna da “Arkadaşlar, yani çok detay var. Bu detaylar, benim hayatımda çok yer işgal etmiyor. Hatta daha önemli bir şey söyleyeceğim size. İşte ‘Siyasi yasak ne olacak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi ya da yerel yönetim ne olacak?' Bakın bunların hepsi, evet cevapları verilmesi gereken sorular. Ama kervan yolda dizilir ve bu süreçler, inanın çok kolay bir şekilde çözülür ve karara bağlanır. Mühim olan, değişimi gerçekleştirmek. Ve bütün detayları aslında insanlarımız biliyor. Tabii ki detaylara ihtiyaç duyulduğunda, kamuoyuyla da zamanı geldiğinde paylaşılır” cevabını verdi.

KİMSE KOLTUĞUN SAHİBİ DEĞİLDİR!


Yöneticiler olarak oturdukları koltukların sahibi olmadıklarına vurgu yapan Ekrem İmamoğlu,
“Koltuğun sahibi olmadığınızı, bir emanetçi olduğunuzu, üstün bir demokrasi kimliğine ve kişiliğine sahipseniz bir gün bu sürecin biteceğini, biterken ahlaklı, liyakatli bir şekilde görevinizi devretmeyi de bilmeniz gerektiğini, dolayısıyla öyle hassas süreci yönetmelisiniz ki, günü geldiğinde hesabını ‘pat’ diye vererek hem halka hem görevi devredeceğiniz insanlara devredebilmelisiniz anlayışıyla göreve başladım ve böyle devam ettim, etmeye de gayret ediyorum. Şehrin bütün unsurlarıyla diyalog kuran ve onları modere eden ve kent faydasına birlikte karar alma mekanizmalarını da oluşturabilen bir felsefeden, derinlikten bahsediyorum. Bu aslında demokrasiyi de çok üst seviyede güçlendirecek bir kavram. O bakımdan, şehrin bu koltuğuna oturan ya da kamuda seçilerek bir koltuğa gelen hiç kimse, o koltuğun ya da ilgili ya da yetkili olduğu alanın sahibi asla değil. Bunu vatandaşlarımızın bilmesi lazım” mesajını verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.