Nefretle değil sevgiyle kazanacağız

Nefretle değil sevgiyle kazanacağız
CHP'nin İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, yerel seçim turu kapsamında Kapalıçarşı'da kanaat önderleri ile buluştu. Siyasetin kirli dilinden uzak durmaya çalıştığını anlatan İmamoğlu, “Biz sevgiyle kazanacağız. Nefreti asla taşımayacağız” dedi
Fatih ve Kapalıçarşı'da seçim çalışmalarını sürdüren CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, kanaat önderleriyle bir araya geldi. İmamoğlu'na, CHP Fatih İlçe Belediye Başkan adayı Soner Özimer de eşlik etti. Bir katılımcının, ''Sakın ola kavga etmeyin başkanım. Efendi bir kimlik sergiliyorsunuz. Bunu devam ettirin'' temennisinin ardından söz alan İmamoğlu, siyasetin, kötü ve kirli dilinden uzak duracağının sözünü verdi. İmamoğlu, "İnsanın ruhunu her şeyiyle inciten bir dil kullanmanın ne faydası var. Alimler, düşünürler o kadar güzel sözler bize emanet edip gitmişler ki başka bir ses dinlemeye gerek yok. Onun için bugünkü kötü sesler bana sinek vızıltısı gibi geliyor, hiçbir önemi yok" dedi.

Bağcılar'ın da huzuru önemli

Kendisine çarşı yönetimi tarafından, normal koşullarda günde yaklaşık 500 bin kişini ziyaret ettiği Kapalıçarşı'ya giren insan sayısında, son dönemde 4'te 1 oranında düşüş olduğu bilgisinin verildiğini kaydeden İmamoğlu, ''Turizm meselesi, benim tek başıma nutuk atmam ve vaatlerde bulunmamla çözülmez. Mekan çok önemlidir ama aynı zaman o şehrin bir senaryosu, yıllık takviminin olması gerekir. Dünyanın birçok yerine gittim, ama tarihi yarımadadaki zenginlik, dünyada yok. Buranın bambaşka bir yerde olması gerekirdi. 25 yıldır aynı anlayışın İstanbul'u ve Fatih'i yönetmesi, yine aynı anlayışın 17-18 yıldır merkezi iktidarı elinde tutması tarihi yarımada için bir fırsat olmalıydı. Bu bir nimet. Hazine korumak gibi bir şey'' dedi. Kendilerinin turizmin dilini bilen insanlarla yol yürüyeceklerini ifade eden İmamoğlu, ''Önceleri şehre gelen turist, ortalama 1100-1200 dolar para harcıyordu. Şimdilerde bu oran 500 dolar civarlarına düştü. Bunları ben söylemiyorum. Bunlar, TÜİK verileri'' diye konuştu. Konuya bütüncül yaklaştıklarının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi: "Bu şehirdeki adil bir yönetim kavramının İstanbul'un turizmine katkısı vardır. İstanbul'daki eşitliğin, huzurun, sorunların çözümünün oluşması buradaki kent huzurunun turizme de katkısı vardır. Bağcılar'ın huzursuzluğu ya da Kağıthane'nin huzursuzluğu, Fatih'te turizmin kalitesine de yansır. Bunu birbirinden ayıramazsınız. Burası korunmuş bir bölge değil. İstanbul'un kentsel gelişiminin çirkinleşmesi, bu kentin cazibesini yitiriyor olması İstanbul'a gelen turistin şekilde değiştirmesine sebep olur."

İhtiyaçları göz önüne alacağız

İstanbul'un bünyesinde liyakat sahibi ve uzman insanları barındırdığını vurgulayan İmamoğlu, "Ben bu şehrin bütün sorunlarını tek başıma çözmeye gelmiyorum. Tarihi yarımadanın dönüşümünü, geleceğe hazırlanmasını, yeraltındaki zenginliklerin yerüstüne çıkarılmasını, Kapalıçarşı'nın ruhuna kavuşmasını tek başına çözmeye elbette gelmiyorum. Elbette ki başarılı becerikli hanımefendilerin, beyefendilerin katkılarıyla kuracağımız derin ve kabiliyetli masanın ortaya koyacağı unsurlarla bu sorunları çözmeye geliyoruz. Ben, 'Tek başına ben bilirim' iddiasıyla, kendi kişisel egosunu işe katarak işini zorlaştıran basiretsiz bir yönetici değilim. Tam aksine toleransı yüksek, demokrat, uzlaşmacı, herkesi saygıyla karşılayan, evrensel bir dile kavuşturan bir anlayışla, bu kentin moderatörlüğünü yapmaya geliyorum. Sizin ihtiyaç duyduğunuz şey de bu. Ama bu söylediğim şey, vaat değil taahhüttür, sözümdür, yöntemimdir" dedi.

TV'lere baktığımda utanç duyuyorum

Siyasetin kötü dilinden uzak duracağını yineleyen İmamoğlu, "Televizyonlara baktığımda ben utanç duyuyorum. Siz duyuyor musunuz bilmiyorum. Asla bir parçası olmayacağım. Yani bu ülkenin yerel seçiminde beka sorunu deyip, başka başka konular konuşup, lakaplar takıp, insanları yaralayıp, yerden yere vurup, insanın ruhun inciten ve her şeyiyle inciten bir dil kullanmanın ne faydası var. 31 Mart'ta seçimi kazanmak için, ben utanırım kardeşim, benim yüzüm kızarır, tek bir kelimesini bile kuramam, benim üslubum değil. Muhatap bile olmasın. Kötü dil sahibine aittir deyin ve geçin, bana dokunmuyor bile söylediği laf, yanımdan bile geçmiyor. Bumerang gibi döner kendisini vurur, benimle hiçbir ilgisi yok. Ben bu millete ve bu şehrin insanına moral ve motivasyon vermeye geldim. Bu şehrin ve de bu ülkenin felsefesini ve derinliğini oluşturan alimler, düşünürler o kadar güzel sözler bize emanet edip gitmişler ki başka bir ses dinlemeye gerek yok. Onun için bugünkü kötü sesler bana sinek vızıltısı gibi geliyor, hiçbir önemi yok" diye konuştu.

İstanbul iyi yönetilirse Türkiye hafifler

İstanbul'un iyi yönetildiği takdirde ülkenin sorunlarına çözüm olacağını kaydeden İmamoğlu, "İstanbul'a ben belediye başkanı olacağım. Düşüneceğim ki İstanbul'un bütçesini nasıl sağlayacağım, o yatırımı nasıl sağlayacağım. Sonra döneceğim, 'Acaba Ankara bize para verir mi' diye düşüneceğim. Ben, Ankara'nın sırtından yük almaya geliyorum. Bu şehrin fırsatları var. Bu kentin kabiliyetleri var. Bu şehrin, iyi yönetildiği takdirde, Türkiye'nin sorunlarını hafifletme imkanı var. Onun için bu kentin fırsatlarına güvenmeyen sırtını Ankara'ya dönmüş hiçbir belediye başkan adayına oy vermeyin" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.