Yaşam hakkı vermiyorlar

Yaşam hakkı vermiyorlar
Çatalca’da sokak hayvanlarına yaşam hakkı vermiyorlar» diyerek yetkilileri topa tutan hayvan hakları savunucusu Suzan Yenigün, «Sokak hayvanlarına sahip çıkmak yasal bir zorunluluk. Ama herkes bunu gözardı ediyor. İlçemizde maalesef hayvanseverlik açısınd

RÖPORTAJ: BAHADIR SÜGÜR - GAZETE İSTANBUL
10 yıldan beri Çatalca'da oturan ve hayvan hakları konusunda birçok etkniliğe öncülük eden Suzan Yenigün ile sokak hayvanlarını konuştuk. Çatalca'da sokak hayvanlarına gerekli ihtimamın gösterilmediğinden yakınan Yenigün öncelikle yasaları hatırlattı ve idarecilerin neler yapması gerektiğini bir bir izah etti. Savunduklarını örneklerle destekleyen Yenigün, çok tartışılan sokak hayvanları konusuna sorularımıza verdiği cevaplarla yeni bir bakış açısı kazandırdı. 
Çatalca'da sokak hayvanlarının durumu nasıl? 
Ben hayvanları seven, onları koruyan, besleyen bir ailede büyüdüm. Kendimi bildim bileli hayvanlara karşı büyük bir sevgi besliyorum. Fakat bu ilçede hayvanlara nasıl bir zulüm olduğunu görünce, neler yapabilirim, bu ilçede hayvanların yaşama hakkını nasıl sağlarım düşüncesi ile yola çıktım. Ben yaşadığım mahallede her akşam sokak hayvanlarını besliyorum. Bir akşam yine onları beslemek için sokağa çıktığımda seslenmelerime rağmen, Kocabaş, Beyaz ve Anne isimli sokak köpeklerimin olmadığını gördüm. Bir kaç saat sonra yine tüm mahalleyi aradım ama bulamadım. Gece yarısına kadar bu aramalarım devam etti ve bir şekli ile ortadan kayboldukları kaanatine vardım. Sabah Büyükşehir Belediyesi Hasdal Rehabilitasyon ve Bakım Merkezini aradım, onlar tarafından alınmadığını öğrendim. Daha sonra zavallı hayvanların Çatalca Belediyesi tarafından topladığını öğrendim. O dakikadan sonra öyle olaylar ile karşılaştım ki, inanamazsınız. 
Belediyenin topladığını nasıl öğrendiniz?
Ben hemen Sağlık İşleri Müdürlüğü'ne gittim. Önce inkar ettiler. Gittiğimde bana köpeklerimi aldığı sonradan tespit edilen kişi “Çok şikayet olur ise hayvanları topluyoruz. Fakat sizin bölgenizden köpek alınmadı” dedi. 3 saat dil döktüm. Hayvanlarımı geri istediğimi söyledim. Ama bir şey elde edemedim. Daha sonra Orman İşletme Müdürlüğü binasında bulunan Küçükçekmece Şefliği'ne giderek yetkililer ile görüştüm. Onlara da o mahalleden biz hayvan almadık dediler. Yazılı bir şekilde başvuru yapıldı. Ama yine alakası olmadıklarını ifade ettiler. 

Belediye bu işin hiçbir yerinde biz yokuz demesine rağmen, siz hala neden ısrar ediyorsunuz?
Çünkü incelemeler yapıldıktan sonra, kamera görüntüleri ve tanık ifadelerine bakılınca bunu belediyenin yaptığı ortaya çıktı. Bir tanık ifadesini verirken bende duydum, belediye ekiplerinin topladığını ifade etti. Sağlık İşleri Müdürlüğü çalışanlarından iki kişinin saat 11.00 civarında bu hayvanları topladığı tespit edilmiş. Orman Müdürlüğü'ndeki yetkililer ile görüşürseniz size bu bilgiyi vereceklerini düşünüyorum. 

Eğer belediye topladıysa en yakın rehabilitasyon merkezine göndermiş olmaları gerekiyor. Hayvanlar orda değil miydi? 
Hayır hiçbir şekilde 3 köpeğime de ulaşamadım. Hiçbir bakım ve rehabilitasyon merkezinde izlerine rastlayamadım. Mahalle mahalle gezdim. Çatalca’da gitmedik mahalle bırakmadım. Ama bulamadım. Sağlık İşleri Müdürü Naci Coşkun ile de birerbir görüştüm. Kendisi bana ilçede böyle bir bakım evinin olmaması sebebi ile hayvanları Hasdal’a götürdüklerini söylüyor. Ama ifadelere göre bizim sokağımızın köpeklerini iğne yaparak toplamışlar. Ve belediye bu noktada hala inkar yo-luna gidiyor. Öncelikle Çatalca Belediyesi'nin hayvan taşımaya uygun aracı yok. 






Yani bugün herhangi bir sokakta sokak köpeği kaybolursa bunun sorumlusu belediye mi? 
İnanın biz insanlar hayvan hakları ile ilgili tüm yasaları bilmiş olsak, değil belediye, Cumhurbaşkanı olsanız bu hayvanlara bu kadar eziyet edemezsiniz. Çatalca diğer ilçelere göre sokak köpeklerine zulüm edilen bir yer. Bunun baş sorumlusu da belediyedir. Kaç senedir bir rehabilitasyon merkezi kuramamışlardır. Bir arsayı sokak hayvanları bakım ve rehabilitasyon merkezi olarak yapmak için belirlemişler, 6 senedir bu arsada diretiyorlar. O arsa olmuyor ise başka arsaya düşünsünler. Açıkçası biz hayvanseverler bunun bir oyalama taktiği olduğunu düşünüyoruz. 
Belediyenin bu bakım evini yapmak için belki bütçesi yok. Neden hemen kesin hüküm veriyorsunuz? 
Düzenlenen etkinliklere Serdar Ortaç, Ziynet Sali, Hande Yener gibi şarkıcılar getirilebiliyorsa, rehabilitasyon merkezi de yapılabilir. Bir bakım evi bir sanatçının bütçesi kadar. Ben belediyenin bütçesinin, sokak hayvanlarına bir bakım evi ve rehabili-tasyon merkezi yapmak için yetersiz olduğuna inanmıyorum. 
Hayvanları düşünmüyorlar diyorsunuz ama hayvanların sulağı ve mama kapları var. Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara sokak hayvanlarını beslemek ve su ihtiyaçlarını gidermek adına proje gerçekleştirdi. Sonuçta bunlarda hayvanseverlik değil mi?  
Bu ilçede hiçbir şekilde yasal zorunluluk olmasına rağmen mama odağı yoktur. Yapılan işleri siz hayvanseverlik olarak görseniz de bu bir zorunluluk, yasa gereği 5199 sayılı kanunda bunun yeri var. Ama belediyemiz diğer bütün ilçeler gerçekleştirmesine rağmen, bunu yapmıyor. Sulakların durumu ise içler acısı. Yani övünülecek bir durum yok ortada, hayvanseverlik açısından utanılacak bir durum söz konusu. 

Siz sokak köpekleri ile yaşamaya alışmalıyız mı diyorsunuz? Benim gibi köpeklerden hoşlanmayan birisi ne yapacak peki ? 
Yasa bunu diyor. Sokak hayvanları ile insanlar iç içe yaşayacak. Ama bunun ile ilgili tüm tedbir ve teknik anlamda çalışmaları yerel belediyeler gerçekleştirecek. Ve belediyeler de gönüllüler ile işbirliği içerisinde olmalı. Siz bu ilçede her insanı seviyor musunuz? İllla ki o kişi ile selamlaşıyor musunuz? Ama ben şunu söyleyebilirim, hayvan sevgisi öylesine bir şey ki, hayvan sevgisi insanlarda vicdan duygusunu perçinleştiriyor. Eğer sizin yıllar öncesinde çocukken bir hayvan ile kötü bir anınız var ise siz bu sebeple hala aynı korku dürtüsü yaşıyorsunuz demektir. 

Çatalca’daki idarecilere hayvan hakları noktasında söyleyecekleriniz var mı? 
Çatalca Belediyesi yasa çerçevesinde görevini yerine getirse, bu ilçede yaşayan gönüllüler ile işbirliği yapsa  ilçemizde yaşayan sokak hayvanlarımız gereğinden fazla rahat edeceklerdir. Ancak en büyük sorun, mesela bir çok ilçede golden cinsi köpekler çok fazla. Çünkü insanlar bu köpekleri alırken yavru iken alıyorlar, evde beslenecek bir tür değil ama ev köpeği diye alınıyor. Sonra evde bakılamayacın da sokağa atılıyor. En fazla da ormanlık alanlara. Bizim ilçemiz bu anlamda çok müsait bir ilçe. Yerel yöneticiler ve idareciler bu konuda halkı bilinçlendirmeliler. 

Yani ilk iş köpeklerin sokağa atılmasını önlemek mi? 
Aynen öyle. Zaten dikkat edin, sokaklardaki köpekler gerçekten evcil hayvanlar. Merkez Karakolu'nun orada her za-
man bir köpek vardır. Bir polis köpeği gibi o kapıda dururlar. Yani sokak kö-pekleri evde beslenen, ama daha sonra sokağa atılan hayvanlar. Bence ilk iş bu tür sokağa atılmaları önleyebilmek. 
Peki sokakta olanları ne yapacağız? 
İki yıldır yaşanan kuraklık sebebi ile bir çok sokak hayvanı belki susuzluktan öldü. Bu anlamda su kapları yapılabilir. Çatal-ca’nın sadece ana caddelerine sulaklar koymak buna çözüm değil. Mesela bizim mahalle-mizde bu tür su kapları mevcut değil. Mama odaklarından bahsetmiştim. Bunları ilçenin bir çok noktasına koyarsanız, iddia ediyorum bir çok yemek artığı vatandaşlarımız tarafın-dan, buralara bırakılacaktır. Bir çok çöp konteynırının etrafında yemek artıkları ve ekmek dilimleri ile karşılaşı-yorsunuz. Neden illa ki çöplük hayvanı haline getire-
lim ki onları? Bir kere barı-nağa gidin, inanın o hayvanları görünce siz bir dilim ekmeği çöpe atamaz-sınız. Vatandaşlarımızı bilinçlendirmek ve hayvanse-
verliği daha da yüksek sevilere getirmek için bu ilçenin idarecileri ve yerel yöneticileri derhal harekete geçmeli. 
Bence hayvansever bir ilçede yaşıyoruz. Birçok sokak ve mahallede elinde bir şeyler ile sokak köpeği ya da kedileri besleyen muhakkak birilerine rastlarsınız. Sokak köpeği olarak tabir edilen şu an Çatalca sokaklarında gezen o güzellikler var ya, işte onlar aslında her birisi evcil hayvanlar. Dikkat edin Çatalca’da çocuklar ile oyunlar oyanayan köpeklere rastlarsınız. Ben bu anlamda meydana idarecilerimizi ve yerel yöneticilerimizi davet ediyorum. Her şeyi geçin, bir törende bir sokak köpeğinin İstiklal Marşında Ulu Önderimize doğru dönerek nasıl hazır olduğuna hayran hayran bakılmıştı. Belediye Başkanı da köpeği oradan uzaklaştırmaya çalışanlara “bırakın” demişti. İşte biz böyle sokak köpeklerine sahibiz. 
Cem Kara’ya dilekçe yazdım
Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara’nın bizzat kendisine dilekçe yazdım. Yasal dilekçeler ile başvurular yaptım. Ama gördüm ki Çatalca ilçesinde asıl olan üç beş sokak köpeğinin sorunu değil, tüm sokak hayvanlarının büyük sorunu olduğunu gördüm. Kendisinin bana yönlendirdiği sağlık müdürü ve personelinin de görevlerini layıkı ile yapmadığı kanaatine vardım. 
Hayatımı sokak hayvanlarına adadım
Suzan Yenigün, dağ tepe gezerek orman içlerine atılan sokak köpeklerini, kedileri ve diğer tüm canlıların haklarını arayan birisi. 27 yaşında. 10 yıldır Çatalca’da ailesi ile ikamet ediyor. Maliye Mezunu. İşlerinin yanında kendini özellikle son zamanlarda, kendilerine  yerel belediyeler tarafından yaşama hakkı verilmeyen sahipsiz sokak hayvanlarına adamış. Bununla beraber hayvan hakları ile alakalı bir çok dernek ve federasyon ile eş güdümlü çalışıyor. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum