Geçen haftadan beri okuyucularım ve Sevgili Patronum Mehmet Mert, neden köşe yazıp gündemi değerlendirmiyorsun? Diyorlar. Etrafımda olup bitenleri hala sindirememişken nasıl kalemi ele alayım diyorum bende.
Şimdi zamanı geldi: Başbakanımızın açıkladığı Demokratikleşme Paketinden başlayalım. Hazmı en zor olanından yani. Andımız kaldırıldı. Türküm, Doğruyum, Çalışkanım demek yok artık bu memlekette. Nesini sindireyim?  Bir taraf diye nitelenen, ötelenen fakat bu paketle hala tam özgür olamayanlara ayrıcalıklar getiriliyor güzel. Fakat diğer tarafın özgürlükleri teker teker elinden alınıyor. Nesini hazmedeyim? Türk'üm demekten neden gocunayım? Kürdüm diyene taş atmadı ki bu memleket? Andımızın kaldırılmasıyla neden demokratikleştik diyeyim? Çocuklarımızın Türküm, Doğruyum diye yemin etmeyi unutmalarının nesini seveyim? Böyle paketin neresini destekleyeyim? Bu ülkede Müslüman olan da var olmayan da… Şimdi Hristiyanlar, Museviler, kalkıp 'Din dersi istemiyoruz' deseler haklılar mı? Zorunlu Din Dersi Kaldırılsın deme hakları da doğmuş oluyor mu? O zaman Müslüman olmayan vatandaşlarımız için de din derslerini kaldıralım. Din Kültürü Dersini haftada 4 saat işlemesin o çocuklar? Siz Türküm diyen çocuğun 2 dakikalık Andını demokratikleşeceğiz diye kaldıracaksanız, bunu yapın. Din Dersine tabi ki karşı değilim. İstekler bitmez diye söylüyorum. Bu paketi yetersiz buluyorum ve özellikle Andımızın kaldırılması ile ilgili maddeye de bu satırlardan tepki gösteriyorum!

BALLI BUTÜK BURDA OTOPARK NERDE?

Şimdi Demokratikleşme Paketini daha hazmadememişken bir hazımsızlık olayı daha nüksetti. Silivri'de Yer Altı Otoparkı Projesi için 1 senedir Anıtlar Kurulundan izin alamayan Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ı buradan kınıyorum vallahi. Bakın İş Adamı Nurullah Baldöktü'ye? Helal olsun vallahi. Birkaç ayda Anıtlar'a bağlı tarihi çeşmenin üzerine Butik Otelini dikti. Bizim garip Silivrili vatandaşımda 'Bugün çıkacak, yarın onay alacak' diye beklesin dursun. Işıklar'ın önüne şimdide şu bahaneyi çıkarmışlar “Projenin olduğu yerde Cumhuriyet Dönemi eserlerinden Kaymakamlık binası var. Ayrıca Anıtlar Kuruluna bağlı olan Piri Mehmet Paşa Camii ile aynı paftada” Buyur burdan yak. Eeee? Peki Silivri Merkezinde yapılan Saral'lara ait bina nerede? O bina da yine Cumhuriyet Dönemi eserlerinden İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne yakın değil mi? Çeşmeli Köşk'ün manzarası da tarihi Alibey Camii'ne bakmıyor mu? Peki Anıtlar Kurulu nereye ve kime yakın? Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a yakın olmadığı kesin, o kadarını iyi biliyorum. Ve Işıklar'ın 'siyasi olarak engellendiğimizi düşünüyoruz' sözlerine ben de hak vermeye başladım artık. Kişilere ticaret yapacak, olan varlıklarına bir varlık daha ekleyecekler diye Anıtlar Kurulun'dan sihirli bir el değmiş gibi onay çıkartılıyor. Ama kamuoyu için yapılacak bir projede taş üstüne taş konmasın diye 'onun yanında bu var, şunun çaprazında o var' diye bahaneler üretiliyor. Olmuyor bu iş arkadaş olmuyor! Sihirli eller bir türlü Otopark Projesine dokunmuyor, dokundurulmuyor!

YILDIZ IŞIKLAR'A TUTULDU

Hem de ne tutulma. Silivri Belediyesi Başkan Koordinatörü Murat Yıldız'ın yıldızı tam parlayacaktı ki Işıklar'a tosladı. Hangi Işıklar'a? Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a. Geçen hafta 'Yıldız CHP'den kayıyor mu desem, Ak Parti'ye geçiyor mu desem, rüya mı desem kabus mu desem derken telefonum çaldı. Murat Yıldız basın açıklaması yapıyormuş. Gittik. Tam Yıldız kayıyordu ki; Işıklar parladı. Bir baktık ki Yıldız'ın bir yere gitmeye niyeti yokmuş. Fakat bu karardan kimse memnun olmamış. Yıldız AK Partiye geçse de Yıldız, CHP'de kalsa da aynı Yıldız. Parlama ölçüleri aynı anlayacağınız. Peki bu durumun zararlısı kim çıktı dersiniz? Herhalde tek hücreli kımıl zararlılarına değildir herhalde. Mesela siyasi olarak kendi kendini bitirme çabasına giren Murat Yıldız'a olabilir mi acaba?