Fatma Sarıbıyık Yıldırım

Fatma Sarıbıyık Yıldırım

SİZİN HİÇ EVLADINIZ ÖLDÜ MÜ?

SİZİN HİÇ EVLADINIZ ÖLDÜ MÜ?

Ofisime ve mensubu bulunduğum gazeteme ardı ardına gelen yayın yasakları neticesinde, bir an bu satırlardan börek tarifi vermeyi düşündüm. 
Ama ne olur ne olmaz verdiğim börek tarifinden birisi zehirlenir falan diye vazgeçtim. 
Şaka bir yana arkadaşlar ama şu yayın yasakları mevzusuna iyice ayar olmuş durumdayım. 
Yayın yasağı adı altında basına uygulanan sansür hiç bana göre değil ama emir yukarıdan geldi. 
Yapacak bir şey yok. 
Madem yayın yasağı gelen konuyla ilgili yazamıyorum o zaman yasak olmayan konuları gündeme taşıyalım. 
Hatta Ağustos ayında gündemde olup daha sonra unutulan bir konuyu yeniden bizim yasakçı yetkililerin dikkatine sunalım. 
Hepinizin bildiği gibi Ağustos ayı içerisinde Kumburgaz’da deniz bisikletiyle denize açılan 5 gençten 1’inin cesedi bulundu diğer 4 genç hala kayıp. 
İlk başlarda yapılan aramalar daha sonra durduruldu. 
Ve olayın üzerinden 2,5 ay geçti ama o 4 gençten hala bir haber alınamadı. 
O 4 genç Ödlü mü, kaldı mı hiç belli değil. 
Bir an enpati yapıp kendimi o 4 gencin ailelerinin yerine koymaya çalıştım. 
Evlatlarının hala bulunamamış olmasına rağmen aramaların durdurulması ve umutsuzca bekleyişin verdiği acıyı bir an yüreğimde hissettim. 
Ben düşündükçe içim sızlarken, o 4 gencin aileleri ne yapsın? 
Nasıl dayansın böyle bir acıya? 
Peki bizim yetkililer neden bu kadar duyarsız insan hayatına? 
Bu kaybolan 4 genç için yapılabilecekler bu kadarla mı sınırlıydı? 
Üzerinden 2 ,5 ay geçmesine rağmen ne oldu bu geçler, bu gençlerin aileleri ne haldedir diye hiç düşündümü bizim devlet büyükleri? 
Hiç sanmam! 
Eğer düşünmüş olsalardı, bugün aramalar devam ederdi ve beklide o gençler bulunabilirdi. 
Ama yok kardeşim. 
3-5 gün aradılar ondan sonra herkes çekildi kendi kabuğuna. 
Kaybolan genler onların çocukları değildi çünkü. 
Allah ta kimseye evlat acısı yaşatmasın. 
Ama insan hayatına biraz daha duyarlılık lütfen. 
Özelliklede bizleri yöneten, her türlü güce ve imkâna sahip olan devlet yetkililerimiz daha duyarlı olmalı diye düşünüyorum.
 
Karaman’ın Ermenek İlçesinde bulunan bir maden ocağında meydana gelen kazada 18 işçimiz 7 gündür hala bulunamadı. 
Çalışmalar devam ediyor ama tek bir işçiye bile ulaşılamıyor. 
Maden işçilerimizin aileleri ve yakınları perişan. 
Siyasiler desen işçiler üzerinden birbirini suçluyor. 
Yahu bir kerede siyaseti bırakıp, insan hayatı için birlikte hareket edin be kardeşim. 
Tıpkı Milletvekili maaşlarınıza zam yapılacağı zaman birlikte hareket ettiğiniz gibi! 
Kim bile bile ister ki o maden ocağında işçilerin zarar görmesini. 
İhmalkarlık ve tedbirsizlik olabilir. 
Sizler birbirinizi suçlayınca yerin altında kalan 18 maden işçisi kurtulmuş mu oluyor? Hayır. 
O yüzden bırakın birbirinizi yemeyi de birlik olup el birliği ile çıkarın yerin altından o emekçi kardeşlerimizi. 
Not: Yakında bu konuyla ilgili de yayın yasağı tebliğ edilir. O yüzden yasak gelmeden birkaç kelam etmek istedim. 
Çünkü bazı okuyucularımız, “ neden yazmıyorsunuz, neden üstüne gitmiyorsunuz” diye biz basın mensuplarına tatlı – sert sitemde bulunuyorlar. 
Bazı şeyleri neden yazamadığımızı, neden üstüne gidemediğimizin yayın yasağı nedeniyle olduğunu bilin istedim. 
Malum yukarıdan aşağıya sansürlü bir hayatımız var. 
Basın özgürlüğü diye bir şeyde yok bu ülkede. 
A parti B parti diye ayırt etmeden söylüyorum. 
Kimin kovanına çomak sokarsan, kimin kuyruğuna basarsan bu ülkede belki direk değil ama dolaylı yoldan başlıyor sansür uygulamasına.
 
Kalın sağlıcakla…
  
 
  
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Sarıbıyık Yıldırım Arşivi