Yakın tarihimiz incelendiğinde görülecektir ki bize,”çözüm”adı altında birçok kereler  tuzaklar kurulmuştur.”Şifa”diye milletimize altın kupa içinde zehir sunulmuştur.Mondoros,Sevr bunlardandır. Ama Türk milleti bu tuzaklara düşmemiş,oyuna gelmemiştir.Aynı oyun farklı figüranlarla fakat aynı senaristlerce bugün de oynanıyor.Ülkede kardeş kavgası çıkartılarak devletimiz parçalanmak,Cumhuriyet yıkılmak,vatanımız bölünmek isteniyor.

Yüzölçümü geniş,nüfusu çok,toprakları verimli,stratejik önemi fazla olan ülkemiz küçük devletçiklere bölünerek önce güçsüzleştirilip sonra yutulmak isteniyor.Dış odakların ve onların yerli işbirlikçilerinin gayretiyle Kürt yurttaşlarımızın temsilcisi payesi verilen PKK ile yürütülen sözde çözüm süreci bu yıkıma hizmet ediyor.

PKK ile önce gizli şimdiyse aleni yürütülen pazarlıkta,cinayet örgütünün elebaşısının serbest bırakılması ve bölünmenin ayrıntıları görüşülüyor.Hükümet yıllardır, “Kürt yurttaşlarımızın temsilcisi olamaz”dediği dağdaki eşkıyanın ayağına giderek Kandil’de onlarla bu hususu müzakere ediyor.Türkiye’yi bu noktaya getiren ve 30 bin insanımızı acımasızca katleden cinayet örgütüyle görüşmeye iten küresel güçler,dün terör örgütü dedikleri PKK’yi bugün terör örgütü listesinden çıkarak bizi onlarla müzakereye zorluyor.

Ülkenin köşeye sıkıştırıldığını,geri dönülmez yolda debelendiğini gören terör örgütü de bu zafiyeti fırsat bilerek saldırılarını artırıyor.Korunması hükümetin sorumluluğunda olan vatan toprağında,güvenlik güçlerinin gözleri önünde resmi geçit yapıyor,alanlara terörist katillerin heykellerini dikiyor,örgüt başının da heykelini dikmeye hazırlanıyor.Böylece hükümeti,şartlarını kabule zorluyor.

Örgütün ve hamilerinin “çözüm” dediği bölünme.Misakı milli sınırlarımız içinde başka bir devletin kurulması.Örgüt bu aşamada bölünmenin önündeki en büyük engel olarak milletimizin kararlılığını gördüğü için halkımızın birliğini bozmaya çalışıyor.Bu amaçla birliğimizin simgesi bayrağımıza,Atatürk’e ve onun heykellerine saldırıyor.Suriye’den kaçıp bize sığınan Kürtleri IŞİD teröründen koruyan askerlerimizi taşlıyor.Terör örgütünün taşeronları ülke topraklarında bunları yaparken hükümet olanları seyrediyor.”Süreç zarar görmesin”diye,güvenlik güçlerimize kurşun sıkan bu teröristlere sadece su sıkıyor.

Çözüm neyi çözerse çözsün.Türk milleti Atatürk’ü,bayrağını ve toprağını vererek çözüm denen bu zillete asla evet demeyecektir.Mehmetçiğin kurşunlanarak,onurumuzun simgesi bayrağımızın indirilerek,Atatürk’ün heykellerinin yakılarak elde edilecek çözüm,Mondoros’un,Sevr’in vaat ettiği sözde çözümden farklı değildir.Bu yüzden bu sözde çözüme,bu teslimiyete milletçe “hayır!”diyoruz.Kürt kardeşlerimizin ekonomik,kültürel,sosyal sorunlarının hallini öngören çözümeyse  “evet”diyoruz.