ÜÇ (Y)
Sayın başbakan; TBMM de Salı günü yaptığı konuşmada “Biz iktidara geldiğimizde üç (y) sözü verdik. Yolsuzlukla yoklukla yasaklarla mücadele edeceğiz dedik ve bu mücadelemizi sürdürüyoruz” şeklinde ki sözleri dünya siyaset tarihinde örneği görülmemiş bir ironidir.
Bizde açılmış bu yoldan devam edelim.
Nasıl mı? İşte…
YOLSUZLUK: İstanbul büyükşehir belediyesinde akbil serüveniyle başlayan davalar ve en son 17 Aralık sürecinde zirve yapan yolsuzluk hırsızlık ve soygun iddialarında sayın başbakanın mücadele yöntemi takdire şayandır. Yolsuzluk yapanları yargılayan savcılar hâkimler hırsızlık şüphelilerini yakalayan polisler görevlerinden alınmış mahkemeler yargıçlar değişmiş buna rağmen mücadele de eksiklikler görülerek soygun hırsızlık yaptıkları iddia edilenlerin ola ki mahkemelerde suçları sabit görülür ceza alırlar ve yolsuzlukla mücadele sekteye uğrar diye mahkemeler devre dışı bırakılmış ve sandığa koşularak aklama işlemi yapılmış mücadele hedefine ulaşmış ülke yolsuzluklardan arınmıştır.
YOKSULLUK: 2002 yılından başlayarak cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar gelmiş geçmiş siyasi iktidarların işletmeye açtığı fabrikalar limanlar bankalar ve devlete ait binlerce kurum ve kuruluş 12 yıldır satıla satıla nihayet bitirilmiş yurttaşların bu işletmelerde çalışıp alın teriyle para kazanmaları önlenmiş buralarda çalışmayan tarlasında toprağında çalışan üreten halkımızın da yorulmadan üretmeden yaşaması ve yoksul kalmaması için karınlarının makarnayla bulgurla doldurulup popoları kömürle ısıtılmış ceplerine cigara paraları konmuş hep devletinin eline bakan ona muhtaç olan minnet borcu hisseden ve bu rahatlarına karşılık akp.ye oy vermeleri sağlanmış son bir yılda devlet kasasından 12 milyar para dağıtıp 20 milyon oy alarak yoksulluğa son verilmiştir.
YASAKLAR: Kitap yazmak bir konuda senaryolar hazırlayıp gelecek için plan yapmak konuşmak yazmak yandaş yalaka olmamak övgü dizmemek Akp.ye muhalefet yapmak yolsuzluktan hırsızlıktan bahsetmek üç çocuktan az çocuk yapmak içki içmek sigara içmek parklarda gezmek ağaç kesilmesine karşı çıkmak ormanı madeni korumak milliyetçi olmak Türküm demek bayram yapmak iş yerlerine Atatürk posteri asmak Sünnilik dışında başka mezhepten olmak şehit cenazelerinde ölenlere ağıt yakmak neyin nasıl giyileceği kadınların nasıl örtüneceği karma liseleri orta okulları imam hatiplere dönüştürmemek derelerin suyunun kurutulup balıkların öldürülmesine doğanın tahrip edilmesine karşı çıkmak kentlerin yeşil alanlarını yağmalayıp imara açmaya karşı çıkmak hasılı düşünmek üretmek hayal etmek hepsi yasaklanarak yasaklar ortadan kaldırılıp yasaklanacak bir şey bırakmamak suretiyle yasaklarla etkin mücadele edilmiştir.
İşte sayın başbakanın Salı günü dile getirdiği gerçek hizmet ve mücadele budur. Kendisine övgü dizmemek vatan hainliğidir.
Eğer bu hizmetlere karşı çıkar mücadelenin tekerine çomak sokarsanız yasak olmayan yumrukları yer oturursunuz.
Bizde açılmış bu yoldan devam edelim.
Nasıl mı? İşte…
YOLSUZLUK: İstanbul büyükşehir belediyesinde akbil serüveniyle başlayan davalar ve en son 17 Aralık sürecinde zirve yapan yolsuzluk hırsızlık ve soygun iddialarında sayın başbakanın mücadele yöntemi takdire şayandır. Yolsuzluk yapanları yargılayan savcılar hâkimler hırsızlık şüphelilerini yakalayan polisler görevlerinden alınmış mahkemeler yargıçlar değişmiş buna rağmen mücadele de eksiklikler görülerek soygun hırsızlık yaptıkları iddia edilenlerin ola ki mahkemelerde suçları sabit görülür ceza alırlar ve yolsuzlukla mücadele sekteye uğrar diye mahkemeler devre dışı bırakılmış ve sandığa koşularak aklama işlemi yapılmış mücadele hedefine ulaşmış ülke yolsuzluklardan arınmıştır.
YOKSULLUK: 2002 yılından başlayarak cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar gelmiş geçmiş siyasi iktidarların işletmeye açtığı fabrikalar limanlar bankalar ve devlete ait binlerce kurum ve kuruluş 12 yıldır satıla satıla nihayet bitirilmiş yurttaşların bu işletmelerde çalışıp alın teriyle para kazanmaları önlenmiş buralarda çalışmayan tarlasında toprağında çalışan üreten halkımızın da yorulmadan üretmeden yaşaması ve yoksul kalmaması için karınlarının makarnayla bulgurla doldurulup popoları kömürle ısıtılmış ceplerine cigara paraları konmuş hep devletinin eline bakan ona muhtaç olan minnet borcu hisseden ve bu rahatlarına karşılık akp.ye oy vermeleri sağlanmış son bir yılda devlet kasasından 12 milyar para dağıtıp 20 milyon oy alarak yoksulluğa son verilmiştir.
YASAKLAR: Kitap yazmak bir konuda senaryolar hazırlayıp gelecek için plan yapmak konuşmak yazmak yandaş yalaka olmamak övgü dizmemek Akp.ye muhalefet yapmak yolsuzluktan hırsızlıktan bahsetmek üç çocuktan az çocuk yapmak içki içmek sigara içmek parklarda gezmek ağaç kesilmesine karşı çıkmak ormanı madeni korumak milliyetçi olmak Türküm demek bayram yapmak iş yerlerine Atatürk posteri asmak Sünnilik dışında başka mezhepten olmak şehit cenazelerinde ölenlere ağıt yakmak neyin nasıl giyileceği kadınların nasıl örtüneceği karma liseleri orta okulları imam hatiplere dönüştürmemek derelerin suyunun kurutulup balıkların öldürülmesine doğanın tahrip edilmesine karşı çıkmak kentlerin yeşil alanlarını yağmalayıp imara açmaya karşı çıkmak hasılı düşünmek üretmek hayal etmek hepsi yasaklanarak yasaklar ortadan kaldırılıp yasaklanacak bir şey bırakmamak suretiyle yasaklarla etkin mücadele edilmiştir.
İşte sayın başbakanın Salı günü dile getirdiği gerçek hizmet ve mücadele budur. Kendisine övgü dizmemek vatan hainliğidir.
Eğer bu hizmetlere karşı çıkar mücadelenin tekerine çomak sokarsanız yasak olmayan yumrukları yer oturursunuz.
