ACILI ANNE FERYAT ETTİ

ACILI ANNE FERYAT ETTİ
8 Kasımda oğlu Burak Adan’ı denize kurban veren acılı anne Sema Adan, www.haberdar.com.tr aracılığıyla yetkililere seslenerek; “ Kaybolan genç sisiz oğlunuz olsaydı arama kurtarma çalışmaları böyle mi olurdu?” dedi.
2014’ün Kasım ayında akşam saatlerinde bir arkadaşıyla birlikte balık tutmak için denize açılan Burak Adan arama kurtarma ekipleri tarafından yapılan 3 günlük çalışma sonucunda bulunamadı. Burak Adan’ın yanındaki arkadaşı yaşanan deniz kazası da kurtulmuş, ancak Burak Adan, gecenin karanlığında denizde kaybolup gitti. Arama çalışmalarının durdurulmasının ardından acılı anne Sema Adan, oğlu için gıyabi cenaze töreni düzenleyerek, zorda olsa oğlunun ölümünü kabullenmişti.

Ancak oğlunun denizde kaybolmansın ardından iki ay geçmesine rağmen yetkili kurumlardan herhangi bir arama çalışması görmediği gibi, oğluna ait gerekli işlemleri yapabilmesi uğraşabilmesi için ölüm kâğıdını bile alamadı. Oğlunu kaybetmenin acısıyla yetkilileri göreve davet eden acılı anne Sema Adan, yaşadıklarını, kendi faceebook sayfasından anlattı. 
www.haberdar.com.tr ve Fatma Sarıbıyık Yıldırım’a hitaben kaleme almış olduğu yazısında, “ Kaybolan genç herhangi bir yetkilinin ve bir işadamının oğlu olsaydı arama kurtarma çalışmaları böylemi olurdu diyen acılı anne Sema Adan, yetkili kurumların duyarsızlığına tepki gösterdi.  
 

İŞTE ACILI ANNENİZ KALEME ALDIKLARI

Silivri’nin gazeteci yazarlarından Sayın Fatma Sarıbıyık Yıldırım hanımefendi www.haberdar.com.tr  gazetesinde 5 Kasım günü Kumburgaz’da kaybolan 5 genç hakkında bir yazı yazmışlar. Ve bu yazıda arama çalışmalarının kısa sürede sonlandırıldığını ve çocukların bulunamadığını, ilgililerin ilgisizliğinden bahsetmişler.

Evet Sayın Fatma SARIBIYIK YILDIRIM. Ben bu olayı aynen 8 kasım 2014 tarihinde yaşadım. Yani sizin yazınızdan birkaç gün sonra. Oğlum Silivri Liman açıklarında bir arkadaşı ile birlikte balık tutarken sandalları devrildi ve arkadaşı kurtuldu fakat oğlum maalesef kurtulamadı. Tabii kadercilikle yorumlar isek kaderi öyle imiş, ömrü o kadarmış diyebiliriz.

Ama esas sebep hem Sahil Güvenlik ekiplerinin geç gelmesi hem de sizin de belirttiğiniz gibi aramanın 3 gün gibi bir zaman diliminde sonuçlandırılmış olması bence. Ve ben acılı bir anne olarak önce Sayın Belediye Başkanımıza sekreteri aracılığı ile bildirdim ama maalesef en ufak bir ilgi görmedim.

Bunun üzerine Sayın Kaymakamımıza giderek durumu anlattım. Sağ olsunlar derhal ilgilenerek Sahil Güvenlik ile temasa geçip aramanın bu kez 3 dalgıç ile bir gün daha yapılmasını sağladılar. Ama bu arada tabii aradan 5 gün gibi bir zaman geçmişti. Yani o akıntılı denizde oğlumun cesedi, ki bu kelimeyi çok zor kullanıyorum kim bilir nereye girmişti.

“NE OĞLUMU BULUYORLAR, NEDE ÖLÜM KAĞIDINI VERİYORLAR”

Diyeceğim şu ki Sayın Fatma hanımefendi; Eğer benim oğlum herhangi bir yetkilinin oğlu olsa idi, herhangi bir büyük iş adamının oğlu olsa idi bu aramalar böyle mi olurdu diye düşünüyorum. Hatta mademki bizim ülkemizde dalgıç denen bir gurup var idi neden ilk gün Sahil Güvenlik onları görevlendirmedi de anca benim gayretim sonu ve Sayın Kaymakamımızın gayreti ile ancak 5.gün temin edilebildi.

Eğer kaybolan genç dediğim gibi birinin oğlu olsa idi Silivri sahillerinde denizden çok arama yapan tekneleri görürdük.Yani olay şudur ki bu ülkede eğer sade bir vatandaşsanız ölümünüz bile kolay ama sonrası zor oluyor. Çünkü ben şu anda henüz oğlumun ölüm kâğıdını bile alabilmiş değilim ki gerekli işlerle uğraşabileyim. Bu yazımı burada tüm okuyanlara teşekkür ederim. ALLAHIM hiç birinize böyle bir acı göstermesin. Sevgiler. 

Haber/ Fatma Sarıbıyık YILDIRIM

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.