İstanbul'da mangal yapılabilecek 9 mekân

İstanbul'da mangal yapılabilecek 9 mekân
Gelsin köfteler, gitsin pirzolalar... Belki biraz sucuk, hatta biraz da alabalık! Yanına bir de salata, değmeyin keyfime!
‘Havalar hâlâ güzelken şöyle bir mangala oturmak iyi olur, dumanını oksijen sayar içime çekerim; kimse de bana bir şey demesin tatildeyim’ diyorsanız, işte İstanbul’daki dokuz ‘cennet’ mangal ortamı:

BELGRAD ORMANLARI: MANGALIN KRALI!

İstanbul’da mangal dendi mi, ilk akla gelen yer tabii ki de Belgrad Ormanları olur. Haftasonu ve bayramların ilerleyen günlerindeki kalabalığa yakalanmayın o ayrı… Fakat biraz sakin bir gününü ve noktasını yakalamayı başardınız mı, Sarıyer’deki Belgrad Ormanları’nda mangal yapmanın tadını başka hiçbir yerde bulamazsınız.

Yaklaşık altı kilometrelik yürüyüş parkurunda ve rota dışındaki derelerin çevresinde oksijenden mideniz kazındığında oturun mangala; adını Kanuni Sultan Süleyman’ın 1521’de Sırbistan seferinden birlikte döndüğü Sırp esirlerin kurduğu ‘Belgrad Köyü’nden’ alan ormanda, kuş sesleri eşliğinde karnınızı doyurun.

FATİH ORMANI: ÖNCE BİSİKLET, SONRA YEMEK

Bisiklete binilmeyen bir mangal günü bana göre değil diyorsanız, sizin için en doğru adres Fatih Ormanı. Olaylar yine Sarıyer sırtlarında geçiyor. 15 bin dönümlük ormanın derinliklerinde bol bol bisiklete biniliyor; sonra sofraya oturuluyor!

KİLYOS: ALABALIK BİLE VAR!

Biraz denize gireyim, akşam da ‘beach party’ye gideyim diyenlerdenseniz, kapağı Kilyos’a atmanı yüksek ihtimal. Peki araya bir de mangal sofrası sıkıştırmaya ne dersiniz? Üstelik Kilyos’ta sadece kırmızı et değil, kiremitte alabalık seçeneği de mevcut!

POLONEZKÖY: BU YEŞİL ACIKTIRIR!

Mangal kadar oksijen ve yeşile de açsanız, sizi Polonezköy’e alalım. 1830’daki ayaklanma sırasında Polonyalı sürgünlerin siyasi lideri Adam Czartoryski tarafından 1842’de kurulan Polonezköy’de sayısız ‘kendin pişir kendin ye’ işletmesi var. Anadolu yakasında şehirden kaçmak için en iyi adreslerden biri Polonezköy… Çimenlerin üzerinde, ortancaların ve yemyeşil doğanın ortasında karnınızı doyurun. Sonra da bir hamağa serilin!

AYDOS: GÖL KIYISINDA OTURUN

Aynı anda hem İstanbul’un en yüksek tepesinde, hem de sessiz bir göletin kıyısında mangal yakmaya ne dersiniz? Kadıköy’e 20 kilometre mesafedeki Aydos’a vardığınızda üşenmeyip göletin kıyısına kadar ilerleyin. Önce çam ormanlarında yürüyüp deniz bisikletinde pedal çevirin ki, karnınız acıksın; sonra da mevcut işletmelerden birinde mangala oturun. Aydos’a gittiğinize pişman olmayacaksınız.

BÜYÜKADA: İSTANBUL’A KARŞI!

Büyükada’nın en eşsiz manzaralarından birine sahip Dilburnu, İstanbul’a yemyeşil bir ortamda ‘dışarıdan’ bakarak piknik yapabileceğiniz bir nokta. Adanın batı tarafında kalan Dilburnu’na iskeleden yürümek yaklaşık 30-40 dakika sürüyor. Dolayısıyla bisiklet veya fayton kiralamak daha mantıklı. Dilburnu’nda işletmelerin sunduğu mangal hizmetinden de yararlanabilirsiniz.

ÇATALCA: ÇOLUKLU ÇOCUKLU

Biraz daha geleneksel, çoluklu-çocuklu, süs havuzlarında ve doğal göletlerde flamingoların yüzdüğü bir ortamda mangal yapmak ister misiniz? Yanıtınız evetse, yani ‘Kim korkar kalabalıktan?’ diyorsanız, Çatalca’yı ve İnceğiz mevkini denemelisiniz.

ŞİLE / SAKLIGÖL: ADI GİBİ SAKLI

Tenha bir zamanını yakalamayı başarabilirseniz, adı gibi yeşil ormanların arasında ‘saklı’ olan bu gölün etrafındaki seyir teraslarından birine kurulun. Gelsin pirzolalar, gitsin köfteler… Bu sırada ördekleri izleyin; balıkları besleyin. Günün nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız.

ÖMERLİ: BAŞKASI PİŞİRSİN, SEN YE!

Bir zamanlar h2000 festivali için üşenilmeden gidilen Ömerli, mangalcılar için de uğrak bir nokta. Ormanın ortasında sayısız restoran var. İster kendi mangalınızı yakın, ister hazır sipariş edin. Oksijenin tadını çıkarın.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.