Mehmet Mert

Mehmet Mert

Zirvedeki Gazeteciler Ödül Töreni 2018

Zirvedeki Gazeteciler Ödül Töreni 2018

Saygıdeğer misafirler;

Sayın valim,

Sayın kaymakamım,

Sayın belediye başkanlarım,

siyasi partimizin değerli temsilcileri,

sivil toplum örgütlerimizin kıymetli temsilcileri,

Sevgili meslektaşlarım....

İstanbul Gazeteciler Derneği'nin düzenlediği ‘zirvedeki gazeteciler’ ödül törenine hoşgeldiniz, onur verdiniz...

Hepinizi sevgilerimle, saygılarımla selamlıyorum....

Kim ne derse desin, gazetecilik hala çok özel ve ayrıcalıklı bir meslek.

Gazeteciliği ayakta tutan ve gelecekte daha iyi noktalara taşıyacak en önemli özellik ise yine bu özel mesleğin hakkını veren meslektaşlarımız olacaktır.

'hakkını veren' diyoruz ya düzenlediğimiz bu ödül törenlerinin en büyük amacı da işini hakkı ile yapanlara hakkını teslim etmek.


Günümüzde gazetecilik yapmak hakikaten çok zorlaştı.

Her gün kapanan yayın organları, mesleğini daha sağlıklı ortamlarda ve imkanlarla yapmakta zorlanan meslektaşlarımız.

Basın, milletin müşterek sesidir…. 1922’de

ve

Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır… 1925’de

Sözlerinin sahibi büyük kurtarıcı ve devlet adamı

Mustafa Kemal Atatürk daha 1918’lerde arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı MİNBER isimli gazetede yazdığı başyazıda; Sarayı eleştirdiği ve Damad Ferid Paşa'dan "saygısız", "küstah", "asabî" "gaflet içinde" gibi sözlerle bahsettiği için sansüre uğramış.

MİNBER Gazetesi daha kırkıncı gününde iken yayın hayatını sonlandırmıştır..


Ünlü edebiyatçı George Orwell’in;

“Gazetecilik, birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır; gerisi halkla ilişkilerdir…. Sözü belkide bu özel mesleği en iyi şekilde izah ediyor..

İlkeli, tarafsız ve araştırmacı bir medya, ülkenin demokratik gelişmesine doğrudan katkı yaptığı gibi; yöneticileri uyarıcı ve yol gösterici yayınlar ile kamu hayatını da önemli yönde etkilemekte.

Bu özelliklerin sağladığı sorumluluk anlayışı ile görevlerini yerine getiren basın çalışanlarına ihtiyacımız var.

Tarafsız ve ilkeli yayın anlayışıyla görev yapıldığı sürece, bir basın mensubu aynı zamanda kamu görevi yapmış sayılır.

Ancak; yöneticisinden medya emekçisine herkes üzerine düşen sorumluluğun farkında olmalı, bırakalım her bir yöneticiyi, her birey; çevreye, doğaya, topluma, evrene karşı taşıdığı vizyonun ve misyonun farkında olarak yaşamını biçimlendirmeli.

İşte o zaman, daha sağlıklı, daha barışçıl, daha güvenli, daha huzurlu, daha özgür bir dünyada yaşama şansını hep birlikte yakalayabiliriz.

Buradan izleyicilere bir mesaj daha vermek istiyorum ve diyorum ki; birgün herkese özgür, güçlü ve tarafsız bir yayın organı gerekebilir.

Sırf bu yüzden bile tüm yurttaşlarımızın yaşadıkları yerde işini hakkı ile yapan yayın organlarına sahip çıkması ve destek vermeleri gerekiyor.

2002 yılında kurulan DERNEĞİMİZ, bu günlere zor yollardan geçerek geldi ve az veya çok gazeteciliğe katkılar sundu.

Bugün İGD 16.yılını geride bırakırken, kurumsal kimliye sahip, İstanbul genelinde yüze yakın yayın organını bünyesinde barındıran, her yayın organının en az bin okuru olduğunu düşünürsek 100 bin okura hitap eden bir meslek örgütü olmayı başarmıştır. Şimdiye kadar gazetecilik mesleğinin çıtasını yükseltici, meslektaşlar arasında dayanışmayı sağlayıcı hizmetlerle birlikte, eğitici ve öğretici seminerler, paneller, söyleşiler de düzenleyen İGD son üç yıldır bir gelenek başlatarak işini en iyi yapanlar arasından bazılarını ödüllendirme yoluna gitti.


İstedik ki bu ödüller gerek demokrasi kültürümüzün yaygınlaşmasına katkı sunsun, gerek meslektaşlar arasında tatlı bir rekabet başlatsın, gerek ise gazetecilik mesleğinin daha üst seviyelere taşınmasını sağlasın.

Bu ödüllerin belirlenmesini sağlayan seçici kurulda benimle birlikte çok kıymetli meslek büyüklerim bulunmaktaydı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyet Başkanı Sayın Turgay Olcaytu,

İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Hülya Yengin, Türkiye'nin en iyi fotoğrafçılarından olan; Milliyet Gazetesi Fotoğraf Editörü Sayın Ercan Arslan,

İGD Başkan vekili Mustafa Dolu.

Juri tüm başvuruları inceleyerek en doğru kararı vermeye çalıştı.


Ve bu yıl ödül törenimiz 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZI KUTLADIĞIMIZ haftaya denk geldiğinden, ödül törenimizi CUMHURİYET KUTLAMASI ile birlikte şahlandırmak istedik.

Bu düşünceler ile gazeteciliğe emek veren, değer katan, katkı sunan, bedel ödeyen meslektaşlarımıza buradan şükranlarımı gönderiyorum..

Derneğimizin bu günlere gelişine katkı sunan her kim varsa, dernek üye ve yöneticilerimize, bugünün şartlarında bu organizasyonlarda yanımızda olan, destek olan, meslektaşlarımıza, özgür basın dostlarına, siyasilerimize, iş adamlarımıza, dar günümüzde hemen koşup yanımızda olan dostlarımıza; İstanbul Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu adına teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum…


Tekrar tekrar katılımınız için bütün misafirlerimizi sevgilerimle, saygılarımla hürmetlerimle selamlıyorum…


Gelecekte çok daha anlamlı, çok daha güzel ödül törenlerinde, daha sağlıklı, daha özgür, daha demokrat şartlarda gerçekleşen basın dünyasında görüşmek üzere.

Eminim bugün bu kürsüde CUMHURİYET ile ilgili çok güzel ifadeler duyacağız.

Ancak müsadenizle 2010 yılında yazdığım bir köşe yazısından kısa bir alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum…

Cumhuriyet var ya Cumhuriyet….

Cumhuriyet anadır, kardeştir, bacıdır, babadır, yardır!

Cumhuriyet fazilettir, huzurdur, güvendir, erdemdir tutkudur!

Cumhuriyet, özgürlüktür, bağımsızlıktır, hürriyettir, demokrasidir!

Cumhuriyet, çağdaştır, moderndir, bilimdir, ilimdir!

Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi, evsizlerin evi, yurtsuzların yurdudur!

Cumhuriyet, kalptir, yürektir, kandır, bağdır!


Cumhuriyet var ya Cumhuriyet, Cumhuriyet CUMHURİYETTİR!


Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi