Mehmet Mert

Mehmet Mert

10 Ocak kutlanılmamalı, protesto edilmeli!

10 Ocak kutlanılmamalı, protesto edilmeli!

 Yarın '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'.
Yıllardır yazıyorum yine söyleyelim. Öncelikle '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' günümüzde anlamını yitirmiştir.
1961 yılında çıkan 212 sayılı yasa yıllar içinde eridi.
Gazetecilere tanınan haklar ortadan kalktı.
Yıpranma hakkı, elektrik, su telefon ve ulaşıma tanınan % 50 indirim hakları ortadan kalktı.
'10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' bir bayram günü kutlanması gerekmiyor.
Aksine olsa olsa 10 Ocak  Gazetecilerin Haklarının Elinden Alındığı gün olarak protesto edilmesi gerekiyor.
Her ne kadar bu gün anlamını yitirse de her yıl bu güne özel davetler düzenleyenlere, hediyeler dağıtanlara, programlar düzenleyenlere teşekkür ediyoruz.
Emin olun zaman içerisinde onlarda bu günün anlamını yitirdiğini anlayarak kutlama yapmaktan vazgeçeceklerdir
Bakın kısaca bu günün önemini okuduğunuzda bana hak vereceksinizdir.
10 Ocak günü ne oldu?
1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika binası önünde toplanarak Vilayet'e kadar bir yürüyüş yaptılar.
Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika'nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11-12-13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.
O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başladı.
***
İşverenlere, iş sözleşmelerinin "yazılı olarak yapılması", sözleşmelere "işin nev'i", "ücret miktarı", "gazetecinin kıdemi", öğelerinin mutlaka konulması, "ücretlerin peşin ödenmesi" gibi bazı yükümlülükleri getiren ve bugün kısaca "212 Sayılı Yasa" olarak anılan yasa, gazetecilik mesleğine girenlere ve çalışmakta olanlara, kısıtlı da olsa bazı haklar getirmiş, o güne dek görülen başıboşluğa kısmen son vermiştir.
Bu gün bu yasadan eser yok!
***
Ama ne yazık ki gelinen bu noktada bu gün 1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasadan eser kalmadı.
Giderek gazetecilerin hakları ellerinden alınmaya başlandı.
Eskiden sarı basın kartı sahibi gazeteciye tanınan; elektrik, telefon, ulaşım gibi indirimler artık uygulanmamaya başlandı.
İşverenler yapılan sözleşmeler ile artık eskisi gibi gazetecileri kollamıyor, bilakis daha çok kendi lehine anlaşmalar yapıyor.
Artık günümüz gazeteciliği tamamen reklamcılığa dayalı olarak yapılmaya başlandı.
İnternet çağının da getirdiği özelliklerden dolayı artık muhabircilik ve fotoğrafçılıkta yapılmamaya başlandı.
Televizyonda gazeteciler dışında her meslekten kişilere görevler verildi, programlar yapıldı.
Bir gazeteci türkü söyleyemez, sahneye çıkamaz ama; bir türkücü/şarkıcı çok kolay bir şekilde muhabirlik yapabiliyor, televizyon programı yapabiliyor, röportaj yapabiliyor.
Durum böyle olunca ise ortaya seviyesizce habercilik ve yayıncılık çıkmış oluyor.
***
Anlayacağınız zaman gazetecilerin aleyhine gelişti ve gelinen bu noktada  her gazeteci kendisine yeni ekmek kapıları aramaya başladı.
Kısaca artık şu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü pek anlamını taşımaz oldu.
Formalite bir kutlamadan başka içinde her türlü komedi olan 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Günü'nün de tıpkı 1961 yılındaki eylem gibi bir gün eylemle ortadan kaldırılması gerekiyor.
Benim düşüncem bundan ibarettir...
***
Bu yazıyı yıllardır yazıyorum.
Bu yıl ise; İstanbul Yerel Gazeteciler Dernek (İYGAD) Başkanı olarak yine aynı fikirdeyim.
Aynı şeyleri söylüyor ve savunuyorum.
Bu güne özel İYGAD olarak yarın (9 Ocak 2016 Cumartesi) saat 12.00-14.00 arasında Beylikdüzü Kültür Merkezi'nde, deneyimli gazeteci Mehmet Köşker'in katılacağı  'Gazeteciliğin dünü bugünü ve sorunları' konulu söyleşi düzenliyoruz.
Öncelikle bütün meslektaşlarımı bu söyleşiye bekliyorum.
İYGAD üyesi olsun olmasın buyursun bu davetimize ve çok verimli geçeceğini tahmin ettiğim söyleşimizden faydalansın.
*
Yıllardır yazdığımız yazımızda da söylediğimiz gibi (Türkiye'nin saygın basın örgütleri TGC, TGS ve Basın Konseyi'de benzer etkinlikler düzenliyor) 10 Ocak'ta vur patlasın çal oynasın eğlenmek yemek içmek yerine, gazeteciliğin sorunları gündeme getirilmeli, tartışılmalı, gerekirse eylemler de yapılmalı.
Gazetecinin önündeki engeller kalktığı sürece, işsiz meslektaşlarımıza iş kapıları açıldığı sürece, daha sağlıklı ve elverişli ortamlarda mesleğimizi yerine getirdiğimiz sürece değil 10 Ocak o zaman biz gazetecilere hergün bayram olmaz mı!
*
Elinizde tuttuğunuz gazetenin yüzde elli ortağı olarak da bir iki söz söylemek istiyorum.
Yukarıdaki yazımı okuyan çalışma arkadaşlarımızdan bazıları belki de; bari bizim gazetede çalışanların hakkı korunsun, sözleşmelerde hep patron tarafı kollanmasın biraz da biz çalışanların hakkı korunsun falan diyebilirler.
Arkadaşlar çoğunuz biliyorsunuz okurlarımız da öğrensin bir mahsuru yok.
İnanın bana bugün İstanbul'un tamamına YAYSAT tarafından dağıtılan, günde 16 sayfa sekizbinbeşyüz adet basılan elinizde tuttuğunuz GAZETEMİSTANBUL'u mevcut hali ile yayınına devam etmesi için olağanüstü fedakarlık yaptığımızı bilin istedim.
Ortağım Ali Tarakçı'da ben de şayet imkanlarımız el verse Türkiye'nin en iyi şartlarını sağlayan gazete patronları olmak için can atarız.
Bunu da bilin istedim.
*
Bugün; işsiz gazeteci sayısının çalışandan fazla olduğu, yazdıklarından, söylediklerinden dolayı tutuklanan gazetecilerin olduğu, her gün sansür tehdidi ve baskı altında özgür gazeteciliğin engellenmeye çalışıldığı bir ülkede 'Çalışan Gazeteciler Günü' nasıl kutlanır?
Varın siz düşünün.
Bize düşen sadece dilemek ve temenni.
Umarım yarınlarda bizden sonra bu mesleği sürdürecek meslektaşlarımız bu günleri sadece geride bırakılan üzücü bir tablo olarak hatırlarlar ve yarınlarda bu günleri aramazlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi