Baki Çiftçi

Baki Çiftçi

17 ARALIK OPERASYONU. NERDE DURMALI, NE YAPMALI?

17 ARALIK OPERASYONU. NERDE DURMALI, NE YAPMALI?

  

Ben beni bildim bileli bu ülke krizsiz bir gün görmedi. Bizden önceki zamanlarda da paylaşım kavgalarının biri biterken diğeri başlamış. Nice kafalar kesilmiş, nice savaşlarda kan gövdeyi götürmüş.

Yakın tarihimizde de her on yılda bir gelen darbeler, saldırılar, kıyımlar..

Tarihte ve günümüzde tüm savaş ve kavgaların temel nedeni mülk ve servete sahip olmaktan ibarettir. Yeryüzünde bütün krizlerin ve savaşların ister din adına, ister vatan adına, ister millet (!) adına. Kısaca her ne adla yapılıyor olursa olsun kazanan tarafın mülk ve serveti ele geçirdiğini, yada ona sahip olmak için yapıldığını anlamak için alim olmak gerekmez. Çünkü elde edilen servet,  güç ve kudret demektir.  Ötekini yönetme, ötekine egemen olmak demektir.

Elbette serveti ele geçirmek yetmez. Onu koruyacak devlet erkini, hukuk sistemini de oluşturmalısınız. O nedenle binbir zorlukla elde ettiklerinizi bir anda kaybedebilirsiniz. Çünkü o servetlerde her kesimin gözü vardır.

Sözün kısası mülkiyetin gücü ve yapısı siyasi, ideolojik kurguyu da kendine göre şekillendirir. Ve toplumlara  dayatır. Toplumsal tepkimeleri sindirir yada aktive eder. Geçmişte de bu günde olan budur.

Temel çelişki, kadim kavga mülk ve servet sahipleriyle, mülksüzler arasındadır.Egemenler halk kitlelerinin elindekini bin bir hile ve zorla almakla kalmaz  onları kendi mülklerini koruyacak  “koruculara” silahlı – silahsız askerlere dönüştürürler. Mülkiyetin gücünü elinde bulunduranlar kanun ve yasaları da mülkün korunmasına göre düzenlerler. Kendisi hariç herkesin buna uymasını isterler. “Devlet” bu işe yarar. Elbette krizler sadece mülkiyeti elinde bulunduranlarla –mülksüz emekçiler arasında sürmez. Egemenler kendi aralarında da egemenlik savaşına tutuşurlar. Bu savaşlar her zaman vardır. Kimi zaman uzlaşıyormuş gibi olsalar da servet ve güç birinin veya birilerinin aleyhine bozulmaya başlamasıyla denge bozulur. Pasif kavga,sıcak savaşa dönüşür. İşte 17 Aralıkta zirve yapan mülk ve güç savaşı egemenler arası kavgaların dışa vurumudur. Elbette bunların müttefikleri, sırada bekleyeni, dışarıda, içeriden işbirlikçileri v.s. devreye girerler.

Mülk ve servetleri de ele geçirmek normal hukuk  ve vicdan - ahlak sınırları içinde olmaz. El koyma- rüşvet, yolsuzluk devlet imkanlarını  kitabına uydurma, kentsel rantları nüfuz yoluyla ele geçirme, tehdit, şantaj kısaca her yol mubahtır. Elbette bu yazının amacı  servet ve mülk paylaşımının siyasi ideolojik  ve ekonomik   çatışmalarda  kim neresinde olduğuna cevap vermektir.

Türkiye kapitalist ekonomisinin sosyal sınıflarının konumuna bakmak, bizlerin nerede durması gerektiğini açıklayacaktık.

Merkez sağ ve sol sermaye gücünün oluşturduğu siyasal ekonomik ve ideolojik egemenlik, diğer yandan siyasi İslami sermayenin oluşturduğu ekonomik siyasi ideolojik egemenlik.Ve kendi içlerindeki iktidar ve güç- servet paylaşımı çatışmaları.Hepsinin uluslararası müttefikleri.

Ortak paydalarıKapitalist sistemin devamı. Kavga ise sistemin ürettiği sömürü ve talanda kimin payına ne düşeceğidir.

Bütün bu kesimlerin karşısında çıkarları, sosyal yaşamları, beklentileri  onlardan tamamen ters ,bu güç kavgalarından zarardan başka hiçbir yararı olmayan geniş halkı yığınları.

 Şimdi sorulması gereken soru ;  Bu ülkenin emekçilerinin durması gerektiği yer neresidir. Siz kararverin. Siyasi İslam'ın servet paylaşımında çatışan AKP’mi? Cemaat mi?- Laik burjuvazinin kadim temsilcisi CHP mi?- MHP mi? Yoksa bütün bunlardan bağımsız halk muhalefetini örgütlemeye çalışan bu ülkenin vicdanını temsil eden emek özgürlük – eşitlik mücadelesinin devrimci -yurtsever halk güçleri mi?

Karar sizin!

Baki ÇİFÇİ

15/01/2014

Önceki ve Sonraki Yazılar
Baki Çiftçi Arşivi