Son yıllarda resmi bayramların kutlanıp kutlanmaması karşısında adeta dumur olduk.

Andımız artık okullarımızda okunmuyor.

Hani o okul ile ilk defa karşılaşan miniklerimizin her sabah cıvıl cıvıl sesleri eşliğinde okunan marşımız.

23 Nisan kutlanıyor mu kutlanmıyor mu, neden kutlanmıyor artık eskisi gibi.

19 Mayıs öyle.

Zafer Bayramı öyle.

Cumhuriyet Bayramı öyle.

*

Bütün bu resmi bayramları kutlamanın yasaklanma amacını da anlamak mümkün değil.

Bakın daha dün TBMM Başkanlığından yapılan açıklamada; "İddia edildiği gibi 23 Nisan resmi törenlerinin iptali söz konusu olmayıp, törenler her yıl olduğu gibi bu yıl da icra edilecektir. Aziz şehitlerimizin hatıralarına hürmeten sadece resepsiyon iptal edilmiştir" denildi.

*

'' Aziz şehitlerimizin hatıralarına hürmeten''

Sığınan gerekçe çok hassas olduğu için kimsenin gıkı da çıkmıyor.

Resepsiyon neden iptal desek aha da sana terörist denilecek.

İyi de o makamlarda neden sadece resepsiyonlar iptal ediliyor, ya diğer kutlamalara ne demeli, ya devlet televizyonlarınızdaki curcunaya ne demeli, ya ülke genelinde teröre rağmen yaşanan rezaletlere ne demeli.

*

Peki bütün bu yasakçı zihniyete karşı muhalefet partilerimiz neden seslerini çıkartmıyor.

CHP nerede.

MHP nerede.

Bu partilerin milletvekilleri nerede.

Siyasileri nerede.

Bir tanesi de adam gibi çıkıp ortaya bu milli bayramlarımızı yasaklamaya gücünüz yetmez dedi mi!

Dese bile fazla sesi çıkmamış ki biz bile duymamışız.

*

23 Nisanların, 19 Mayısların, 29 Ekimlerin, 30 Ağustosların anlamları bu ülke insanı için çok büyüktür.

Bu günler bu ülke insanının namusudur.

Onurudur.

Şerefidir.

Birisi saltanatın kaldırılışını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM'nin açılışını, egemenliği padişahtan alınıp halka verilmesini kutlamak amacını taşıyan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'dır.

Atatrük'ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bayramdır.

*

Bırakın Türkiye'de yaşayan çocukları.

Dünya'da kutlanan tek çocuk bayramıdır.

Bir diğeri Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışını simgeleyen 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'dır.

Ve tabi yine saltanatın kaldırılıp Cumhuriyet yönetimine geçtiğimiz günü simgeleyen 29 Ekim 1923 gün hepimizin hayatında çok çok önem taşır.

*

Şayet bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı ise o görevi bu güzel Cumhuriyet ülkesine ve rejimine borçludur.

Yine diğer devlet büyüklerimizin tamamı öyle.

Bu satırların yazarı burada yaptığı eleştirileri de yine özgürce yazmayı o güzel Cumhuriyete borçlu.

Bunu da biliyoruz.

*

Peki Cumhuriyet bu kadar özel ve güzel bir yönetim biçimiyken bu güzelliğin ülkemize kazandırıldığı günü kutlama hakkımız neden elimizden alınıyor.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutlama hakkımız neden elimizden alınıyor.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlama hakkı neden çocuklarımızın elinden alınıyor.

*

Kaldı ki tam da terörle mücadele edildiği bu günlerde bu milli bayramları daha bir görkemli kutlamalıyız.

Teröre inat, ulusumuzun birliği ve bütünlüğü için her zamankinden daha coşkulu bir şekilde kutlamalıyız.

Kurtuluş Savaşı’nda ve terörle mücadelede gözlerini kırpmadan canlarını veren şehitlerimiz, kuşkusuz ki vatanlarının geleceği, bu vatanı emanet edecekleri çocukları için çarpıştılar.

*

Şimdi siz bu çocukları daha mutlu ve aydınlık yarınları için onların hatırlanması, ulusal egemenlik, ulusal birlik kavramını pekiştirmek için yapılan bu bayramı mı perdelemek, yasaklamak, içini boşaltmak istiyorsunuz.

Mustafa Kemal Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyet devrimlerini ders kitaplarından çıkarmaya çalışan zihniyet, sürekli olarak kutlama yönetmeliklerini değiştirip genelgeler yayınlayarak ulusal bayramlarımızı ne kadar yok saymaya çalışırsa çalışsın, Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı, milli bayramlarını mandacıların, hilafetçilerin ve emperyalist işbirlikçilerinin keyfine bırakmayacaktır.