Suriye sandık başına gidiyor
Yayınlanma:
Güncelleme:
Suriye, siyasi yollarla çözüm için ABD ve Rusya'nın girişimleri ile hazırlanan yol haritası çerçevesinde bugün parlamento seçimlerine gidiyor
Yorum Yaz0
Yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan bu seçimle belirlenecek olan meclis, çözüm sürecinin önemli bir aşaması olarak görülen anayasayı da hazırlayacak.
Seçime Baas, Suriye Milliyetçi ve Sosyalist Partisi, Komünist Parti gibi eski partilerin yanı sıra adlarını henüz fazla duyuramamış yeni partiler ve kriz süresince kurulan yeni oluşumlardan da çok sayıda aday katılıyor. Ancak 250 sandalyeli Suriye Halk Meclisi için yarışan 11 bin adayın büyük kısmı bağımsız.
Bağımsız aday sayısının fazla olmasını "çok partili siyasi hayat ve siyasette çok seslilik" olarak değerlendirenler var.
Ancak Suriye'de siyasi hayatı uzun yıllar tek parti ve ideloji şekillendirdi, ve bu anlayış sağ, merkez sağ, sol gibi siyasi hatların oluşmasını engelledi.
Ayrıca 2011'den beri kurulan onlarca yeni parti ve oluşumun henüz ideolojik çerçevesini şekillendirememesi ya da halkta karşılık bulmamasının da, kendini ifade edecek bir adres bulmakta zorlananları bağımsız adaylığa ittiği biliniyor.
Deplasmanda yarışanlar
Seçimlere katılan adayların tümü ülke içinden. Suriye dışında örgütlenen sivil muhalefetten aday yok.
Seçmen sayısının resmen açıklanmadığı ülkede savaşa rağmen çok sayıda yerde seçim sandıkları kuruldu.
Ancak IŞİD'in elindeki Rakka ile Nusra Cephesi ve Ahrar u Şam'ın kontrolündeki İdlip kentlerinde sandık kurulamıyor.
Kamışlı ve Haseke gibi geçtiğimiz günlerde PYD öncülüğünde ilan edilen Kuzey Suriye Federasyonu içinde kalan bölgelerde de sadece Suriye yönetiminin kontrolündeki yerlerde sandıklar açılıyor.
Oy kullanılamayan bölgeler için, iç göçmenlerin gittiği yerlerde sandıklar kuruldu. Bu bölgelerin adayları da yine kendi kentlerinden uzakta kampanya yürüttü.
Suriye'de yaklaşık 5 milyon insan çeşitli ülkelere göçerken, 7 milyon kadar insan da ülke içinde yer değiştirdi.
Ülke genelinde kurulacak olan 5 bin civarında sandığın büyük kısmı da iç göçmenlerle birlikte nüfusu iki katına çıkan Şam, Lazkiye, Tartus, Halep merkez gibi yerlerde.
Şam'daki sandıkların neredeyse üçte biri, buraya diğer kentlerden göç edenlerin oy vermesi için kurulacak.
Mesela, Şam'a göç eden İdlipliler, İdlip'i temsil edecek olan milletvekilini Şam'da belirleyecek.
Tek partili siyasi hayatın sonu
Suriye'de krizin başladığı 2011 yılına kadar Baas Partisi hüküm sürdü.
Anayasada Baas Partisi'nin tek parti sistemini teminat altına alan madde kaldırılana kadar, az sayıdaki siyasi parti Baas şemsiyesi altında seçimlere girebiliyordu. Söz konusu maddenin kaldırılması ile birlikte ülkede çok partili siyasi yapının önünü açıldı.
Bu çerçevede uzun yıllar yasaklı olan, üyelerinin ve yöneticilerinin hapis cezaları aldığı Suriye Milliyetçi ve Sosyalist Partisi gibi eski partiler ülkedeki siyasi hayata dahil olmaya başladı; yeni partiler de kuruldu.
Büyük kısmı mevcut yönetime muhalif olan bu oluşumlara ek olarak şahıslar da öne çıkmaya başladı. Ancak mevcut savaş şartlarının yarattığı güvenlik sorunları ile birlikte siyasi hayata dahil olmak isteyen partiler, oluşumlar, şahıslar birçok zorlukla mücadele etmek zorunda.
Başta teşkilatlanma olmak üzere yeni partilerin ve isimlerin tanıtım çalışmalarının çok yavaş yapılabildiği söylenebilir.
Mesela, 13 Nisan seçimlerine yeni kurulan partiler de katılacak ancak bu partilerin isimleri, ideolojileri, programları çok az insan tarafından biliniyor.
Siyasi parti ve oluşumların bir kısmının parti programlarının ve savaşın 5 yıldır devam ettiği ülkeyi toparlayabilecek projelerinin olmaması da bir diğer sorun.
Değişen seçim kampanyaları
13 Nisan seçimleri öncesinde kampanyaların oldukça sakin geçtiği söylenebilir.
Güvenlik sorunlarının da etkilediği kampanyalar çerçevesinde adaylar ve partiler seçim yapılabilen bölgelere afişlerini astılar.
Spor kompleksleri, kiralanan dükkanlar, restoranlar gibi yerlerde seçmenlerle bir araya gelen adayların medya üzerinden tanıtım faaliyetleri ise oldukça kısıtlı kaldı.
Ancak 2011 başından itibaren yapılan her seçimde, seçim sürecinin yavaş yavaş değiştiği söylenebilir.
13 Nisan seçimlerine katılımın yüksek olması için "Oy vermek direnmektir" gibi sloganlarla yürütülen kampanyalar, oy verme işlemini takip eden basın için canlı yayın stüdyolarının da olduğu merkezlerin oluşturulması, televizyon ve gazetelerde vatandaşın seçimlere bakışı ve görüşlerine dair haberlerin dikkat çekici ölçüde artması gibi…
Çok partili siyasi sistemin çok yeni olduğu ülkede her seçimin çoğulcu sisteme geçiş için tecrübe olduğu da söylenebilir.
Yine seçim kampanyası boyunca verilen vaatler, öne çıkan sloganlar da 2011 öncesine göre oldukça farklı.
Beş yıldır devam eden savaş nedeniyle ekonomisi ağır zarar gören ülkede halkın alım gücü hızla düştü.
Seçim vaatleri arasında ekonominin düzeltilmesi için çalışma vurguları öne çıkıyor.
Yine halkın gündeminin ilk sıralarındaki yolsuzlukla mücadele zorunluluğu da adayların büyük kısmının vaatleri arasında.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.