Mehmet Mert

Mehmet Mert

Bahoz Erdal öldü mü!

Bahoz Erdal öldü mü!

 Terör örgütü PKK’nın elebaşlarından "Bahoz Erdal" kod adlı Fehman Hüseyin'in öldürüldüğü yönüne devletin haber ajansı iki gün önce haber geçti.
Ancak bu haber başka bir kesim veya kurumca doğrulanamadı.

***
ABD'ye soruldu doğrulanmadı.
BM'ye soruldu, BM Suriye Özel Temsilcisi De Mistura, "Bu konuda bilgim yok. İlk defa duyuyorum. Bunu bana haber verdiğiniz için teşekkür ederim. Böylece bu konuyu araştırmış olacağım" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu yöndeki haberlerin teyidine yönelik çalışmalar halen devam ediyor" dedi.

***
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş yaptığı açıklamada, "Bahoz Erdal’ın öldürüldüğüne dair haber kanalları ve istihbarat kanallarından gelen bilgiler var ancak bu bilgiler henüz teyit edilmiş değildir. Biz resmi açıklamamızı bu bilgiler teyit edildikten sonra yapabiliriz. Bunlar teyide muhtaç bilgilerdir" ifadesini kulllandı.

***
PKK kanalları ise "Bahoz Erdal"ın sağ olduğu yönünde mesajlar yaydı.
Anlayacağınız bir deli kıuyuya bir taş attı, bin deli çıkaramaz duruma düştü.
Peki ama AA bu haberi neye veya kime dayadı? Suriye'de rejime karşı savaşan Tel Hamis Tugayları Sözcüsü Halid el Hasekavi’ye dayandırılan haber üzerinden günler geçmesine rağmen haber doğrulanamadı.  
Koskoca bir ülkenin en büyük haber ajansı sağlam bir dayanağı yoksa böyle bir haber neden geçebilir ki.

***
Şayet adı geçen elebaşı öldürülmediyse ortaya ciddi bir fiyasko çıkacak ve bu fiyaskodan sonra da üzgünüm ama Anadolu Ajansı'nın çok sayın genel müdürünün görevinden istifa etmesi gerekecektir.
Gerçi 'istifa' müessesesi malup zihniyetin pek aklına getirmediği bir durum ya neyse.

***
Sanki daha önce büyük hatalar yapan devlet yetkilileri istifa etti ya.
Ölümlere sebep olan yöneticileri mi dersiniz.
Bakanlar mı dersiniz.
Başbakanlar mı dersiniz.
Emniyet genel müdürleri mi dersiniz.
Genel Kurmay Başkanları mı dersiniz.
Hangisi hatasını kabul etti ki, AA genel müdürü de afedersiniz diyerek görevini bırakmış olsun.
İlkokul zamanımdan aklımda kalan bir fıkra var.
Zor bir soru ile karşılaşan öğrenci, sağındaki arkadaşına soruyor sorununcevabını alamıyor.
Solundaki arkadaşına soruyor sorunun cevabını alamıyor.
Arkasında oturan arkadaşına, önünde oturan arkadaşına soruyor cevabını 
alamıyor.
Ve sınav kağıdındaki o sorunun karşısına şu cevabı yazıyor; öğretmenim kime sorduysam bu sorunun cevabını söylemedi, demek ki bu bir sır ben de size söylemiyorum...

***
Aynen bu olayda olduğu gibi.
Günlerdir bir türlü "Bahoz Erdal" kod adlı Fehman Hüseyin'in öldürüldüğü yönüneki haber doğrulanamadı.
ABD'den cevap yok.
BM'den cevap yok.
Başbakandan, Cumhurbaşkanından, bakanlıklardan, asgeri kanatlardan cevap yok.
Medya doğrulatamıyor.
O halde bu bir sır diyesi geliyor insanın ya neyse!
Sevgili okurlar ne yazık ki ülkemizde hemen hemen hergün bir fiyasko ile karşı karşıya kalıyoruz.
Adeta yol geçen hanı olduk.
Adeta kim kime dum duma ülkesi olduk.
Adeta dün söylediklerimizi bugün inkar etmek zorunda kalan serserilere döndük.

***
Uluslararası boyutta itibarımız zayıfladı.
Komşular nezdinde karizmalar çizildi.
İsrail'e karşı madara olduk.
Rusya'ya karşı kıçı açıkta kalan kuşlara döndük.
Suriye politikamızda sınıfta kaldık.
IŞİD'e karşı zaafiyet gösteriyoruz.
PKK'ya karşı tölerans gösteriyoruz.
Her geçen gün düşmanlarımız çoğalıyor, dostlarımız azalıyor.
Çok açık ve net bir rejim sorunu yaşıyoruz.
Yönetim sorunu yaşıyoruz.
Huzursuzluklar yaşıyoruz.
Tedirginlikler yaşıyoruz.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen hamdolsun kucağımızda 3 milyon Suriyeli mülteciye de hertürlü hakları vermekten çekinmiyoruz.
Ne diyelim.
Bindik bir elamete gidiyoz kıyamete.
Sonumuz hayrolsun....

Canpolat’ın açıklamalarını kaçırmayın

Bu arada dün Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile önemli bir röportaj yaptım.
Gazetemizde yayınlanacak röportajda, ülke gündemi ile ilgili, CHP ile ilgili, önümüzdeki seçimler ve kurultay ile ilgili, CHP'li belediyeler ile ilgili Canpolat net konuştu.
Cesur açıklamalar yaptı.
Yarın da bu açıklamaları yorumlayacağız.
Görüşmek üzere...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi