Baki Çiftçi

Baki Çiftçi

BARIŞIN KOCA YÜREKLİ MANDELA'SINI SONSUZLUĞA UĞURLARKEN...

BARIŞIN KOCA YÜREKLİ MANDELA'SINI SONSUZLUĞA UĞURLARKEN...

 Hiç kimse ten renginden, geçmişinden ya da dininden dolayı bir diğerinden nefret ederek dünyaya gelmez! İnsanlar nefret etmeyi öğrenirler ve eğer nefreti öğrenebiliyorlarsa o zaman onlara sevmeyi de öğretebiliriz.” 

 Nelson Mandela

Yüreğim sıkışıyor.  Nerde bir silah resmi görsem neşem kaçıyor.  Ne zaman bir silah sesi duysam dehşete kapılıyorum. Bir yumru gelip boğazımı tıkıyor. Gözlerimi kapatıp içimden dua ediyorum. ‘Hiç kimse ölmesin’ diye. Çünkü biliyorum her ölüm barışı da öldürüyor.

Sıkılan her kurşun barışa da sıkılmış kara bir nalet  gibi hayatları, umutları, geleceğe dair hayalleri de öldürüyor.
Bir oğlum var  bütün  oğullar gibi. Koca bir yürek taşıyor göğsünde. Büyük umutları var geleceğe dair.  Onurlu-namuslu. Bir yuva kuracak, aile olacak, mavi göğün altında oğullarını kızlarını büyütecek.  Barış gerekli ona. Umutları - hayalleri  gerçek olsun diye.

Bir kızım var bütün kızlar gibi.  Bir anne adayı. Oğlan ya da kız fark etmez yeni bir can gözlerini açacak dünyaya. Ona annelik edecek. Ona her dokunuşunda, yüreğinden  akıttığı sütüyle beslediği yavrusu için mutlu ve sağlıklı bir hayat dileyecek duvalarında. Bütün anneler gibi… Ona ve bütün annelere anne adaylarına, onların oğullarına ve kızlarına barış gerek. Analar ağlamasın, yavrularını güvenle büyütsünler diye.

Bu ülkede, bu coğrafya da belki dünyanın bir yerlerinde kan akıyor. Kurşunlar sıkılıyor hayatlara. Son 30 yıldır ve ondan da önce çok ölümler gördük, gencecik, daha hayatlarının baharında. Tam da umutlar tükendi kan deryasında boğuluyoruz derken, bir bahar vakti barış davulları çaldı meydanlarda ve neredeyse son bir yıldan beri ölüm haberi vermiyordu ki ajanslar: “Yüksekova'da kan aktı”. Yüreğim bu acıya dayan,  uyandırın  güvercinleri ölüm uykusundan, salın maviliklere, barış çığlıkları galip gelsin. Zalimler egemen olmasın hayatlarımıza.
Suriye dedikleri bir adım ötesi. Daha düne kadar evleri-işleri vardı. Şehirleri vardı kadim zamanlardan beri, çocukların okulları vardı. Sevgililer düğünlere hazırlanıyordu. Annelerin, babaların can parçası oğulları – kızları vardı. Ya şimdi? Ölüm kol geziyor.

İnsanlıktan çıkmış çetelerin tecavüzleri, kafa kesmeleri, yıkım ve kıyımları insanlığın utançı olarak yazılıyor tarihe. Bunun adı savaş. Savaşların ahlakı, vicdanı ve en önemlisi kazananı yoktur.
Irak’ta; Bağdat’ta, Necef’te, Basra’da bir camii avlusunda, bir düğün alayında çarşının orta yerinde ansızın gelen ölüm, paramparça yürekler. Filistin’de, Mısır’da,Afkanistan'da...

İbret al ey halkım ibret al…

Bu kadar az misafir kaldığımız bu dünyadan göçüp gitmeden  oğullarına ve kızlarına miras bırakacağın tek şey, BARIŞ’tır unutma.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Baki Çiftçi Arşivi