Mehmet Mert

Mehmet Mert

Bedelini ağır ödeyeceğimiz bir girişim!

Bedelini ağır ödeyeceğimiz bir girişim!

 15 Temmuz 2016.
Bu tarih en az 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül kadar artık hayatımızda iz bırakacak.
Uzun süredir tasarlanan ve bir kaç general ile yüksek rütbeli askerlerin Türkiye yönetimine el koyma girişimleri yüzlerce ölüme neden oldu.
Binlerce yaralanmalara neden oldu.
Milyarlarca maddi kayıplara neden oldu.
En önemlisi dünya çapında ülkemizin itibarının zedelenmesine neden oldu.


*


Kim ne derse desin Türkiye bu girişimin bedelini uzun süre ödemeye devam edecek.
Kurunun yanında çok yaşlar yanacak ve nihayet zaten dün gece yandı.
Tatbikat yapacağız talimatıyla her şeyden habersiz darbe girişimine alet olan masum Türk Askerleri şehit edildi.
Acımasızca öldürüldü.
Denizlere atıldı.
Galeyana gelen halk daha beterini yapabilirdi.
Allah Türkiye'ye acıdı ve çok daha vahim tablolar yaşanmadı.

*

Darbeciler akıllı cep telefonundan Whatshap uygulaması ile mesajlaşmış.
Mesajları yöneten bir binbaşı.
Bir kaş rütbeli bunu biliyor ama masum Türk askeri de alet oluyordu.
Ve daha sonra canından oluyordu.
İşin ilginç yanlarından birisi de FETO'cu terör örgütünün darbe girişimi deniyor ama ABD'de bulunan FETO'da darbeyi kınıyordu.
FETO'cular da darbeyi kınıyordu.
*
AK Parti yönetimini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tek adam rejimini, demokrasiye bakış açısını, en sert şekilde eleştiren gazetecilerden birisiyim.
Ancak yine de bu yönetimin kanlı, çatışmalı, askeri darbeyle gitmesine kesinlikle karşıyım.
Şayet bu yönetim gidecekse sandıkla gitsin, kansız gitsin, milletin darbesi ile gitsin.

*

Dün akşam bu olayların kıvılcımı başladığı saatlerde Ak Parti'lilerin ağırlıkta olduğu bir nişan törenindeydim.
AK Parti milletvekili Metin Külünk'ün de olduğu kareyi zaten sosyal medya hesabımdan tam saat 22.37 civarında paylaşmışım.
Bu paylaşımdan birkaç dakika sonra arabadayım ve birçok kirli bilgi geliyor sağdan soldan.
Genelkurmay başkanı öldürüldü.
Başbakan kaçırıldı.
TRT'ye el konuldu.
TSK yönetime el koydu.
Diye dayanaksız bilgiler ve mesajlar dolaşıyor her tarafta.
*
Ben de tam o an; Cumhurbaşkanını ekranlara davet ederek, bir açıklama yapması gerektiği yönünde  bir yorum paylaştım.
Vay sen misin bunu paylaşan.
Ne darbeciliğimiz kaldı ne de kelle avcılığımız.
Ve nihayet benim paylaşımımdan dakikalar sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan önce görüntülü cep telefonuna bağlandı, ardından canlı yayında kamera karşısına geçti ve olaylar daha farklı bir boyuta taşındı.
İnanın bu açıklama bir kaç saat gecikseydi çok daha ciddi olaylar olabilirdi.
Bir anlamda CNNTÜRK'ten Hande Fırat gibi bende de Cumhurbaşkanının telefonu olsaydı belki ben daha önce canlı yayına bağlayacaktım Sayın Cumhurbaşkanını.
Ayrıca her ekranda benim gibi bu daveti yapan çok gazeteci ve siyasetçi vardı.

*

Sevgili arkadaşlar merak etmeyin dün akşam sokağa dökülenlerin en az yarısı AK Parti'ye oy vermeyen kesimdi.
Ve kusura bakmayın bu kesim de sizin gibi davranmış olsaydı ciddi bir iç savaş çıkardı.
Özellikle bu tür hassas günlerde ve hassas anlarda çok daha dikkatli olunmalı.
Kırıcı, suçlayıcı, yıkıcı, işaret edici, yönlendirici, halkı galeyana getirici yorumlardan uzak durulmalı.

*

Dün akşam yorumumda yazdığım gibi; Darbenin her türlüsünü her zaman lanetledim. Bu gece de lanetliyorum. Yeter ki ülkem huzura kavuşsun. Ben bu niyetlerinden şüphelendiğim takipçilerimi affetmeye hazırım.
Darbeye de hayır, faşizme de hayır, ön yargılı düşüncelere de hayır, ötekileştirmeye de hayır, senin gibi düşünmeyenleri karalamaya da hayır.

*

Evet darbeciler bekledikleri desteği bulmadılar.
Evet darbeciler bir çılgınlık yaptılar ve bunun bedelini ödemeliler.
İyi de bunca hazırlığı nasıl yapmışlar bunlar.
Bu kadar adam nasıl organize olmuş.
Devletin uçağını, tankını, silahını nasıl ele geçirmiş.
İstihbarat ağı nerede, sorumlular nerede onların hiç mi suçu yok.
Masum askerleri linç edenlerin hiç mi suçu yok.
Tamam darbeciler yargılansın ve en ağır cezayı alsınlar ama dün o masum askerleri öldürenler de yargılansınlar.

*

15 Temmuz'da bir çok şey ilk defa yaşandı.
İlk defa kendi ülke vatandaşına asker kurşun sıktı.
İlk defa meclise bomba atıldı ki, Kurtuluş savaşı sırasında bile zarar görmeyen 'Gazi Meclis' olarak bilinen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) darbe girişiminde bulunanlar tarafından uçakla bombalandı. 
İlk defa kahraman Türk askeri kendi vatandaşı tarafından öldürüldü.
İlk defa milyonlar sokağa dökülerek darbeyi önledi.
İlk defa gece sabaha kadar minarelerde sela okundu.
İlk defa 'TRT'de asker yönetime el koymuştur' cümlesi karşılık bulmadı.

*

Üzgünüm ama Türkiye bütün bu ilklerin bedelini çok ağır ödeyecek.
Artık kabul etmek lazım ki biz inkar etsek bile dünya bizi Ortadoğu ülkesi diye anacak.
Olsun yinede de umutları yitirmemek lazım.
Kenetlenmek lazım.
Sağduyulu olmak lazım.
En kötü sivil yönetimin en iyi darbe yönetiminden daha iyi olduğunu da unutmamak lazım.
Umarım Türkiye bu olağanüstü hali çok daha kolay atlatır.
Umarım Türkiye bir daha dün akşamın benzerini yaşamaz.
Umarım başta Türkiye'yi yönetenler sonra da Türkiye halkı bütün bu gelişmelerden gerekli dersleri çıkarır.
#DARBEYEHAYIR!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Mert Arşivi