Kamuran Akdemir

Kamuran Akdemir

BİR MERHABA

BİR MERHABA

Başım fena dönüyor... 
Sigaradan mı, kahveden mi, ondan mı bilmem ama bir merhabayla güzelleşebiliyormuş insan. 
Yıllardan 98...
Yaşlardan 18...
18 yaşları insanın en yaralı bereli, en pırıltılı ciltli, en heycanlı kalpli, an yaşlarıdır. 
Kısıtlanan özgürlüğü, gizlenen sevdaları, gerçekleşmesi için çabaladığı hayalleri, idealleri ve idolleri vardır. 
O benim idolümdü. 
O yıllarda kupanla bir şeyler alabilmek için gazete okurduk biz. 
İsterdim ki; yine kuponla bir şeyler verilsin ve biz bu defa gazete okuyabilmek için kupon biriktirelim. 
Kupon için gazete biriktirme serüvenim İclal Aydın okumak için biriktirdiklerimle devam etti. 
Şiirleri ve yazıları arasına sıkıştırdım hayallerimi.
En son kurduğum hayallerim gerçek oldukları anda onları unutup yerine yenilerini koydum. 
Yaşımla beraber kurduğum hayallerde büyüdü. 
Dışımla, dünyamla ve gördüklerimle beraber hayallerimde değişime uğrardı. 
Kimi kurduklarım ise zaman aşımına uğrayıp kendi kendilerini yok ettiler.
Unutuldu, çürüdüler...
Her şey son hızla değişse ve değişmeye devam etse de, ailem dahil bir çok sevdiklerim tek tek gemiyi terk etsede, Barış Manço ölsede, Zeki Müren bir tarih olsa da, İclal Aydın hala aynı yerde ve yanımda.
Yaşadıklarımızın benzerliğinden mi, okumasının içtenliğinden mi, gamzelerinin güzelliğinden mi bilmem ama ben onsekizimde İclal Aydın oldum. Sadece hayranı değil kendisi de oldum. 
Evimde gezdi, salonumda nefes aldı, işyerimde tahta kaşık elinde ağladı. 
Çayı demlendi demlendi demlendi... Kederi işyerimin her yerine sindi.
Aynı ses üç yerde ve yüreğimde yankılandı.
Yıllar geçti, yıllar gitti, yıllar dönmedi... 
Peki ben ne zaman büyüdüm?
Ben ne zaman otuz oldum, ben ne zaman okudum, ne zaman evlendim de, ne zaman anne oldum? 
Hep olduğum yerde neler de oldum.
Herşey değişsede hayal kurmaya devam ettim. 
Devam ettik...
Kıyılara köşelere yüreğimizi döktük. 
Dolduk dolduk yazarak boşaldık. 
Taştık ama dökülmedik.
Arttık ama eksilmedik... Eksilsekte belli etmedik.
Gamzelerimize hüzünler gömdük... 
Yüreğimize yaşayamadığımız hayatları gizledik.
Uçaklar uçurduk istikametsiz...
Uçtu kalbimiz bir uçurtmanın peşinde, gitti selamlarımız demir bir kurşunun üzerinde. 
Bütün ağır yüklere, bütün hafif sevgilere rağmen hayat hep güzeldi bize.
Kafa güzeldi, ruh güzeldi, o güzeldi, ben güzeldin, sen güzeldim ve hayat güzeldi. ;)
Bir merhabayla güzellşebiliyormuş insan.
NOT: İçimden geçen sözleri, en çok konuşmak istediğim insana söylemek zormuş. 
Çünkü yükü ağır... 
Başkasına olsa pıtır pıtırı konuşur, ahkamlar keser, anlatır, dinletir, susturursun.  
İnsan en çok; en çok konuşmak istediği kişiye susarmış. 
Anladım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kamuran Akdemir Arşivi