BİR TATİL YAZISI
Doğa siyaset ekonomi ve güncel olaylarla ilgili makalelerim dışında senede bir kez de gezip gördüğüm yöreleri anlatmak tanıtmak ömrümce çok değer verdiğim dost diyaloglarını paylaşmak için tatil yazısı yazarım.
Geçen hafta ki köşe yazımda Çanakkale ve Balıkesir sınırları içinde kalan Kaz dağlarında ki son yıllarda maden arama ve çıkarma faaliyetleri için yapılan doğa katliamına dikkat çekmeye çalışmıştım. O yöreye ilgim yeni değildir. Yakın akrabalarımın bir kısmı Altınoluk da ikamet ediyor. Zaman zaman uğrak yerimdir o bölge.
Bu kez de tatil yapmak bu doğa katliamını yerinde görmek ve yıllardır iletişim kuramadığım dostlarıma ziyarette bulunmak için Asos Behramkale Kadırga koyunda harika bir mekân olan Dove oteli seçtim.
Emperyalizmin azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarına aç kurtlar gibi saldıran şirketlerinin ülkemizin oksijen deposu doğa ve tarihi zenginlikleriyle dolu Edremit-Burhaniye-Ayvacık-Küçükkuyu-Asos-Altınoluk bölgelerinin can damarı Kaz dağlarının son yıllarda acımasızca yabancı ve yerli ortaklı şirketler tarafından ne hale getirildiğini görmek beni son derece üzüntüye sevk etti. Eskiden beri yanan bir ormanı bir ağacı seyrederken kendimi bir cinayeti seyreden insan gibi hissederim.
Kaz dağlarına uzaktan baktığınızda bu günlerde gür saçlı bir erkeğin tepesinin yolunmuş halini görüyorsunuz.
Tarih yağmacılığında ise Asos ta Aristonun düşün mekânı tapınağın birçok parçası sökülüp götürülmüş kalanlar harap edilmiş. Baba kalede onlarca heykelciğin başları yok edilmiş bedenleri meydanda.
Tarihe doğaya bu saygısızlığın özensizliğin bir diğer çirkin yüzü de Ezine –Gülpınar-Asos-Behramkale-Ayvacık –Küçükkuyu –Kadırga koyu oteller bölgesinde yol güzergâhında belde içlerinde orman ve ekili akanlar içinde alabildiğine çevre kirliliği yaratan çöp yığınları gördüm. İstanbul –İzmir –Ankara gibi ülkenin belli başlı şehirlerinde belediyelerin mücavir alanları hatta bu alanlar dışında bile plastik atıklar oto yollardan ara ve köy yollarından ucuz maliyetle toplanıp geri dönüşümü sağlanırken ayrı bir gelir kaynağı oluşturulmuştur. Küçük kasaba ve şehirlerden başta plastik torbayı her alanda yasaklayıp kağıt ve karton kullanımını sağlayan Bozcaada olmak üzere Köyceğiz-Marmaris-Bodrum gibi bir çok ilce de de bu uygulanmaktadır
Buradan başta emekli meslektaşımız Gülpınar belediye başkanı olmak üzere Ayvacık-Ezine ve Küçükkuyu belediye başkanlarına sesleniyorum. Ortak kararınızla ayda iki kez Ezine-Gülpınar-Asos- Behramkale- Baba kale -Akliman arasındaki köy yollarında orman içlerinde kaz dağları eteklerinde yol üzerlerinde yüz yıl doğada kaybolmayacak bir kirlilik yaratan plastik torbaları pet şişeleri toplatıp geri dönüşüme göndererek gelir sağlamak cennet vatanınızı korumak bu kadar zor mu? Her belediye ayda bir kez sırayla temin edecekleri bir araç üç beş işçi ile bunları toplattıramaz mı? Bu kirliliğe dur deyip yaşadıkları o cenneti temiz hale getiremezler mi?
Doğadan kirlilikten söz ederken dostluklardan bahsetmeden geçemeyeceğim. Kısa tatilimde Asos’tan çıkıp yıllardır görmediğim ve yazları Ankara kırından kaçıp Akliman da huzur bulan yılın yedi ayını burada geçiren okul arkadaşım sevgili
Ferhat Uğur Başaran ve değerli eşleri emekli öğretmen- biraz mimar(!)- Zemire hanımı ziyaret etmek için Aklimana geldim.
Yaşadığımız metropollerde insanların ayni apartmanda oturan komşularını tanımadığı tanışıp halleşmediği birbirlerine günaydın nasılsınız demediği en küçük olayda kavgaya hazır şahinler gibi birlerine saldırdığı zamanımızda Aklimanda özellikle dostlarımın olduğu Ege Akliman sitesinde (Ankaralılar sitesi)komşuluk ilişkileri dostluk ve Anadolu’nun insan sıcaklığının hala tedavülden kaldırılmamış olduğunu gördüm.
Bu yazıya sevgili dostumun zarif eşleri hoca hanımın çevre duyarlılığı doğaya saygı anlayışı bölgedeki çevre kirliliğinden şikayeti ilham kaynağı oldu.Kendisine teşekkür ediyorum.