ÇERNOBİL GERÇEĞİ- NÜKLEER ENERJİ -2
Nükleer DÜNYAYI BIRAKTI TÜRKİYE’Yİ SEÇTİ KONU HAKKINDA BİLGİLENMEMİZ GEREKLİ
Türkiye'de Çernobil Korkusu tartışmasına “Gecen haftadan devam”
RADYASYON NEDİR? Uzayda yayılan enerji 'radyasyon' olarak adlandırılıyor. Çevrenin bir parçası olan radyasyon, maddeleri oluşturan atomlardan geliyor. Radyasyonun bilinen örnekleri güneşten dünyaya gelen ışık ve ısı ile X-ışını ve radyo dalgalarıdır. Radyasyonun yararları olduğu gibi zararlı etkileri de var. Örneğin yaşamak için güneş enerjisine ihtiyaç duyulurken, aşırı güneş ışınına maruz kalınması cilt yanığına ve deri kanserine neden olabiliyor. Kaza sonrası yapılan ölçümlerde, bu bölgelerdeki radyasyon oranında yükseliş tespit edildi ve bazı acil önlemler alındı. Ancak bir süre sonra resmi ağızlardan yapılan 'biraz radyasyon iyidir', 'radyasyonlu çay daha lezzetli olur' türü açıklamalar, devleti 'konunun ciddiyetini kavrayamamak' ve 'halkı yanlış bilgilendirmek' suçlamalarıyla karşı karşıya bıraktı. Bu gün de enerji ihtiyacı masalı ile Nükleer Türkiye’ye sokuluyor. En pahalı enerji. Halbuki Türkiye ürettiği enerjinin % 40’a yakınını iletişim hatları ve kaçak kullanım yüzünden kaybediyor. Devam edelim. İstatistikler eksik zira Türkiye, kazanın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bile hala, facianın 'hasıraltı edilmiş' etkilerini tartışıyor. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakalarındaki artış endişe yaratıyor. Patlama sonrası, Radyoaktif maddeler taşıyan bulutlar İskandinavya, Hollanda, Belçika ve İngiltere'ye kadar taşındı. Kaza sonrası İsveç'in başkenti Stockholm'deki radyoaktif kirlilik düzeyi 15 kat artmıştı. Faciadan en büyük hasarı ise Ukrayna ve Beyaz Rusya gördü. KAZA SONRASI: Nükleer santral içinde 30 ayrı yangın başladı. Yaklaşık 250 itfaiyeci yüksek dozdaki radyasyona karşı gerekli donanımları olmadan bölgeye geldi. Radyasyondan en çok etkilenenler santral çalışanlarının yanı sıra itfaiyeciler oldu. Yangının büyük kısmı saat 05.00 gibi kontrol altına alındı ama grafit yangını dokuz gün daha sürdü. 26 nisandan 4 mayısa kadar geçen süre radyasyonun büyük bölümünün çevreye karıştığı dönem oldu. 26 nisan günü santralden sadece 3 kilometre uzaklıktaki Pripyat kasabasında halk baharın ilk ılık pazar gününün tadını çıkarıyordu. Bir gün sonra ise 16 bini çocuk 45 bin kasabalı bir daha dönmemek üzere 2.5 saat içinde evlerinden tahliye edildi. Terk edilen Pripyat, bugün bile 'hayalet kasaba' görünümünde. 27 Nisandan 5 mayısa kadar geçen sürede ise yaklaşık bin 800 helikopter ile bölgeye 5 bin ton yangın söndürücü malzeme döküldü. Sovyetler önce Japonlar gibi gizlemek istedi. Ancak durumun vahameti büyüdükçe kazayı saklamanın mümkün olmadığı anlaşıldı. Kazayı takip eden 10 gün içinde santralin 30 kilometre yarıçapında yaşayan 130 bin kişi tahliye edildi. Bu kişilere yeni evler verildi. Ancak halkın birçoğu bu süre zarfında radyasyona maruz kaldı. Binlerce 'temizlikçi' etkilendi, Kaza sonrası temizlik çalışmalarına 200 bini aşkın işçi katıldı. 1986 - 1987 arasında santralin 30 kilometre yarıçapında çalışan ve 'likidatör' adı verilen bu kişiler yüksek dozda radyasyona maruz kaldı. Kazanın ilk kurbanları olan 31 kişiden 1'i doğrudan patlamanın etkisiyle, 1'i damar tıkanıklığı, 1'i termal yanıklar ve 28'i akut radyasyon sendromundan öldü. 134 kişi radyasyon zehirlenmesi tedavisi gördü. 1989 yılında Beyaz Rusya, Ukrayna ve Rusya'daki yaklaşık 100 bin insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Evet bu faciaya önümüzdeki hafta Çernobil’in getirdiği “Sağlık Sorunları” ile son vereceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.
RADYASYON NEDİR? Uzayda yayılan enerji 'radyasyon' olarak adlandırılıyor. Çevrenin bir parçası olan radyasyon, maddeleri oluşturan atomlardan geliyor. Radyasyonun bilinen örnekleri güneşten dünyaya gelen ışık ve ısı ile X-ışını ve radyo dalgalarıdır. Radyasyonun yararları olduğu gibi zararlı etkileri de var. Örneğin yaşamak için güneş enerjisine ihtiyaç duyulurken, aşırı güneş ışınına maruz kalınması cilt yanığına ve deri kanserine neden olabiliyor. Kaza sonrası yapılan ölçümlerde, bu bölgelerdeki radyasyon oranında yükseliş tespit edildi ve bazı acil önlemler alındı. Ancak bir süre sonra resmi ağızlardan yapılan 'biraz radyasyon iyidir', 'radyasyonlu çay daha lezzetli olur' türü açıklamalar, devleti 'konunun ciddiyetini kavrayamamak' ve 'halkı yanlış bilgilendirmek' suçlamalarıyla karşı karşıya bıraktı. Bu gün de enerji ihtiyacı masalı ile Nükleer Türkiye’ye sokuluyor. En pahalı enerji. Halbuki Türkiye ürettiği enerjinin % 40’a yakınını iletişim hatları ve kaçak kullanım yüzünden kaybediyor. Devam edelim. İstatistikler eksik zira Türkiye, kazanın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bile hala, facianın 'hasıraltı edilmiş' etkilerini tartışıyor. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakalarındaki artış endişe yaratıyor. Patlama sonrası, Radyoaktif maddeler taşıyan bulutlar İskandinavya, Hollanda, Belçika ve İngiltere'ye kadar taşındı. Kaza sonrası İsveç'in başkenti Stockholm'deki radyoaktif kirlilik düzeyi 15 kat artmıştı. Faciadan en büyük hasarı ise Ukrayna ve Beyaz Rusya gördü. KAZA SONRASI: Nükleer santral içinde 30 ayrı yangın başladı. Yaklaşık 250 itfaiyeci yüksek dozdaki radyasyona karşı gerekli donanımları olmadan bölgeye geldi. Radyasyondan en çok etkilenenler santral çalışanlarının yanı sıra itfaiyeciler oldu. Yangının büyük kısmı saat 05.00 gibi kontrol altına alındı ama grafit yangını dokuz gün daha sürdü. 26 nisandan 4 mayısa kadar geçen süre radyasyonun büyük bölümünün çevreye karıştığı dönem oldu. 26 nisan günü santralden sadece 3 kilometre uzaklıktaki Pripyat kasabasında halk baharın ilk ılık pazar gününün tadını çıkarıyordu. Bir gün sonra ise 16 bini çocuk 45 bin kasabalı bir daha dönmemek üzere 2.5 saat içinde evlerinden tahliye edildi. Terk edilen Pripyat, bugün bile 'hayalet kasaba' görünümünde. 27 Nisandan 5 mayısa kadar geçen sürede ise yaklaşık bin 800 helikopter ile bölgeye 5 bin ton yangın söndürücü malzeme döküldü. Sovyetler önce Japonlar gibi gizlemek istedi. Ancak durumun vahameti büyüdükçe kazayı saklamanın mümkün olmadığı anlaşıldı. Kazayı takip eden 10 gün içinde santralin 30 kilometre yarıçapında yaşayan 130 bin kişi tahliye edildi. Bu kişilere yeni evler verildi. Ancak halkın birçoğu bu süre zarfında radyasyona maruz kaldı. Binlerce 'temizlikçi' etkilendi, Kaza sonrası temizlik çalışmalarına 200 bini aşkın işçi katıldı. 1986 - 1987 arasında santralin 30 kilometre yarıçapında çalışan ve 'likidatör' adı verilen bu kişiler yüksek dozda radyasyona maruz kaldı. Kazanın ilk kurbanları olan 31 kişiden 1'i doğrudan patlamanın etkisiyle, 1'i damar tıkanıklığı, 1'i termal yanıklar ve 28'i akut radyasyon sendromundan öldü. 134 kişi radyasyon zehirlenmesi tedavisi gördü. 1989 yılında Beyaz Rusya, Ukrayna ve Rusya'daki yaklaşık 100 bin insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Evet bu faciaya önümüzdeki hafta Çernobil’in getirdiği “Sağlık Sorunları” ile son vereceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.