Utku Kızıltan

Utku Kızıltan

DOĞA HARİKASI İĞNEADA LONGOZLARI

DOĞA HARİKASI İĞNEADA LONGOZLARI

Genel Merkez Çevre Biriminde zevkle görev yaptığım ÇYDD’nin Büyükçekmece Şubesi bu hafta sonu İğneada doğa gezisi yapacak. DECED aylık toplantısıyla çakıştığından ben katılamayacağım. Ama kardeşlerimi oraları hakkında bilgilendirmek istedim. Gazetemizde de yayınlayarak sonraları gideceklere de rehber olsun istedim. 8-10 Yıl oldu galiba daha Çevre Bakanlığı, Orman Bakanlığı ile birleşmemişti. Çevre Bakanlığı 20-25 Sivil Toplum Kuruluşunu Ankara’ya çağırmış bir Avrupa Birliği Projesi olan “Türkiye’de Biyolojik Çeşitliliğin Korunması” konusunda STK’larla el birliği içinde neler yapılabilir çalıştayı yapıyorduk.


Konu Gediz Deltası, Kayseri civarındaki Sazlı Göl ve Trakya’mızdaki İğneada idi. Tüm dünya bu üç noktanın korunması için çaba sarf ediyordu. Eee! problem ne? Türkiye'nin en büyük ve önemli subasar ormanları (longoz) Yıldız Dağları'nın (Istranca) Karadeniz'le birleştiği Kuzey-Batı sahilinde yer alıyor. Bu bölge Trakya'nın geride kalmış tek doğal alanı ve başta İstanbul ve çevre illerin olmak üzere en önemli hafta sonu turizm alanlarından idi. 2500 hektar alanı kaplayan İğneada Longozları bugüne kadar yapılan araştırmalara göre 27 tür ağaç ve ağaççık, 4‘ü endemik (sadece o yöreye ait) olmak üzere toplam 671 tür bitki, 221 tür kuş, yaklaşık 50 tür memeli, 35 tür sürüngen, 310 tür böcek, 30 tür tatlı su balığı ve 20 tür ekonomik değeri olan deniz balığının yaşam alanı idi İğneada.


Akarsular ve longoz sularının denizle karıştığı alanlar ise balıkların üremesi ve beslenmesi ve balıkçılık verimi açısından vazgeçilmez yerlerdendir. Aynı şekilde bölgenin doğal zenginlikleri ve güzelliği ekoturizm agro-ekoturizm açısından son derece önemli ve büyük bir potansiyel taşıyor bu bölge. Peki biz nasıl koruyacağız bu biyolojik çeşitliliği? İSKİ'nin Bulgaristan sınırındaki Rezve Deresi'nden İstanbul'a su getirme planlarının yanı sıra o tarihte konu olan, Vize'ye yapılacak çimento fabrikasının ihtiyacı için İğneada'ya yapılması planlanan liman nedeniyle dünyanın nadir ekosistemlerinden olan İğneada Longozları (subasar ormanları) tehdit altında idi. İğneada Longozları'nı ve yörenin geçim kaynaklarını korumak amacıyla İğneada'da bir araya gelen ulusal ve yerel sivil toplum kuruluşlarının ortak bildirisinde, İğneada Longozlarındaki akarsuların buradaki canlı yaşamın can damarları olduğunu hatırlatarak İğneada'nın damarlarını kesmeyin" dendi.


Bildiride, İğneada Longozları'ndaki akarsular üzerindeki planların, buradaki zengin canlı yaşamıyla birlikte, balıkçılığı ve bölge halkına yeni bir geçim kaynağı sağlayacak olan ekoturizmin gelişmesini de tehdit ettiğine dikkat çekildi. Aralarında Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Doğa Gözcüleri Derneği, TÜDAV, TEMA Vakfı, Limanköy Balıkçılık Kooperatifi, İğneada Doğal Ekosistemi Koruma ve Bölgesel Yaşamı Destekleme Derneği'nin de bulunduğu sivil toplum kuruluşları, İğneada Longozlarına yönelik tehditleri sıralayarak, çözüm önerilerinin dikkate alınmasını istediler.


Bildiride Vize'nin Evrencik Köyü'nde yapılmakta olan Çimento Fabrikası, onun yükünün nakliye edilmesinde kullanılacak olan yol ve kurulacak olan liman ile İSKİ'nin "Istranca Dereleri Projesi"yle İstanbul'a su sağlamak için Rezve Deresi'nden ve Longoz'daki derelerden su taşımak amacıyla yapmayı planladığı boru hattının doğuracağı tehditler, İstanbul'a su taşımak üzere yapılacak boruların aynı zamanda yol üzerindeki derelerden de su alması planlanmakta bu, Longoz'da zaten kuraklık ve küresel iklim krizi nedeniyle %50 azalmış olan suyun çalınması ve longozun kuruması anlamına geliyor.


Kaldı ki, yöre halkı İğneada ve köylerinde hali hazırda ciddi bir içme ve sulama suyu sıkıntısı yaşamaktadır. Su kaynağı ormanlar taş ve kum ocakları ile tarumar edilmektedir. Bir de şimdi İğneada’ya santral yapımı lafları atıldı ortaya. İğneada’ya gidip de Dubnisa mağarasını görmemek olmaz. Biraz da mağarayı anlatayım. İlk gittiğimizde Başkanımızın eşi Hatice Hanımda yanımızdaydı. Turizme açmak için içinde aydınlatma, yol çalışmaları yapılıyordu. İçini gezemedik. Mağaranın bir yarasa cenneti olduğunu biliyordum. Bize rehberlik yapan emekli öğretmen iyi oluyor buralara turit çekecek buralılar da 3-5 kuruş kazanacak dedi. Ben de bu yarasalar sivri sinekle besleniyor bu yarasalar giderse sivri sinekler de sizi yer dedim. Neyse mağarayı anlatayım şimdi.


Kırklareli’nin Demirköy ilçesi Sarpdere köyü yakınlarındadır. Gezilebilen yeri 2720 m. uzunluğundadır. İçinde yaklaşık 60.000 yarasa yaşar. Turizme 450 m. lik yeri açılmıştır. Yarasalar için yer altı cenneti olan mağara kuru, sulu ve kız mağarası olmak üzere 3 bölümdür. İçinde 270 basamak merdivenle kuru ve sulu yerleri gezilir. Kız mağarası yarasalara ayrılmıştır.Mağaraya alttan sulu kısma girilir, dışarısı 24-30 derece sıcak iken mağara 10 derecedir. Kuru kısma geçince sıcaklık 16-17 dereceye çıkar. Oralara kadar gitmişken Limanköy’e de uğrayıp bir çay içmek keyif verir. Herkesin oraları görmesi ve sağlıklı yaşaması dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Utku Kızıltan Arşivi